sözlük Alman - Türk

Deutsch - Türkçe

genauso bacak bacak üstüne atmış:

1. aynı aynı


Aynı fikri destekliyorum.
Naif bir tilki yoktur. Aynı şekilde, hatasız bir adam diye bir şey de yoktur.
Eğer ben seksen yaşında olsam ve o hâlâ yaşasa, bana aynı öğüdü verir.
Aynı Japonya hakkında da doğrudur.
Karabük'te, aynı zamanda Süper Lig takımı Kardemir Karabükspor'un da sponsoru olan "Kardemir" adında bir demir-çelik fabrikası vardır.
Su içebilirsin fakat aynı zamanda da onun yürümesine izin verebilirsin.
Aşık olmak sevmekle aynı değildir. Bir bayana aşık olabilirsin ve hâlâ ondan nefret edebilirsin.
Hep aynı dizeleri çalarsan monotonluk gelişir.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.
Farklı aklı olanlara, aynı dünya bir cehennem ve bir cennettir.
Çalşmak sadece ekonomik yararlar ve maaş için önemli değildir, fakat aynı zamanda sosyal ve psikolojik ihtiyaçlar ve toplumun iyiliği için bir şey yapma duygusu için.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
Aynı kolejde okumaları sebebiyle en iyi arkadaş oldular.