sözlük İngilizce - Türk

English - Türkçe

your bacak bacak üstüne atmış:

1. sizin


Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
Geçen yıl Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
İşte sizin köpeğiniz.
Horatio, Cennette ve Dünyada sizin felsefenizde hayal edilenden çok daha fazla şeyler vardır.
Bu sizin anahtarınız.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
O sizin mi?
Sizin tartışmanızın nedeni neydi?
Ne zaman sizin için uygun olurdu?
Ben sizin için çemberlerden atlamak isterdim.
O, sizin poliglot olmanızı gerektirmez.
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
Ben sizin için herhangi bir lanet şeyi yapardım.
Sizin için geldim.