1. iyi
Bu çok iyi.
Bize iyi ders vermesinin dışında Dünyada bir şey yok.
Bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, onu kendiniz öğrenin.
Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.
O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
Aşk bir oyun değildir, bu nedenle sadece en iyi parçaları seçemezsiniz!
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
Twitter'ın sloganı "Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu."'dur.
Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
Aman Tanrım, bu dondurma gerçekten çok iyi!
Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır.
2. ince
Berkay çok uzun ve ince.
Onların görüşleri arasında ince bir fark vardı.
O, ince yontulmuş özelliklere sahip bir kızdı.
O, bir uzun ince sarışındı.
3. harika
Görüntü harikaydı.
Çamaşır makinesi harika bir icattır.
Ne harika bir aile!
Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş.
Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.
Harika!
Evin harika.
Bu kuşlar iyi uçmaz ama harika koşuculardır.
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
Hepiniz için harika haberim var.
Harika hediye için teşekkürler.
Daha önce böyle harika bir film izlediniz mi?
Harika, değil mi?
Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.