sözlük Çin - Türk

中文, 汉语, 漢語 - Türkçe

早晨 bacak bacak üstüne atmış:

1. sabah


Ben sabah insanı değilim.
Her sabah yürüyüşe çıkarım.
Güneş sabah erken doğar.
Bu sabah çok soğuktu.
Erkek kardeşim yarın sabah geliyor.
Sabah duş almaya alışkınım.
O, her sabah dişlerini fırçaladığını söylüyor.
Babam her sabah yürümeyi bir kural haline getirdi
Sabah dışarıya çıkmadan önce her zaman hava durumunu izlerim.
Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
Yarın sabah beni arayacağından emin ol.
Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
Genellikle sabah kahve, akşam çay içerim.
Roosevelt sabah kiliseye gitti.
Onun sabah iki ve öğleden sonra bir dersi var.