modal verben

 0    73 flashcards    hansmahone
mp3 indir Baskı oynamak kendini kontrol et
 
soru cevap
I have to go, I have to leave
öğrenmeye başla
Ich muss los
Do you have to stay here?
öğrenmeye başla
Musst du hier bleiben?
Do you have to get gas?
öğrenmeye başla
Musst du tanken?
You have to get dressed
öğrenmeye başla
Du musst dich anziehen
Üstünü değiştirmelisin
öğrenmeye başla
Du musst dich umziehen
You have to hurry
öğrenmeye başla
Du musst dich beeilen
You have to shave
öğrenmeye başla
Du musst dich rasieren
you have to relax
öğrenmeye başla
Du musst dich entspannen
She has to comb her hair
öğrenmeye başla
Sie muss sich kâmmen
She has to brush her teeth
öğrenmeye başla
Sie muss sich die Zâhne putzen
She has to take off her shoes
öğrenmeye başla
Sie muss sich die Schuhe ausziehen
We have to calm down
öğrenmeye başla
Wir müssen uns beruhigen
Betül has to feed her dog
öğrenmeye başla
Betül muss ihren Hund füttern
You have to eat something
öğrenmeye başla
du musst etwas essen
Karl has to find a job
öğrenmeye başla
Karl muss eine Stelle finden
Boris valizi arabaya taşımalı
öğrenmeye başla
Boris muss die Koffer ins Auto tragen
Çamaşır yıkamak zorunda
öğrenmeye başla
Er muss die Wâsche waschen
Oturma odasını temizlemeliyiz-düzenlemeliyiz
öğrenmeye başla
Wir müssen das Wohnzimmer aufrâumen
Banyoyu temizlemeliyiz
öğrenmeye başla
Wir müssen das Badezimmer putzen
Masayı hazırlamalısınız
öğrenmeye başla
Ihr müsst den Tisch decken
Simon has to help her sister
öğrenmeye başla
Simon muss seiner Schwester helfen
Paul has to help his parents
öğrenmeye başla
Paul muss seinen Eltern helfen
You have to congratulate him
öğrenmeye başla
Du musst ihm gratulieren.
You have to read a bedtime story to the kids
öğrenmeye başla
Du musst den Kindern eine Gute-Nacht-Geschichte vorlesen.
He has to pump up the tire.
öğrenmeye başla
Er muss den Reifen aufpumpen
Onlara yardım etmek zorundamısın?
öğrenmeye başla
Musst du ihnen helfen?
I can climb
öğrenmeye başla
Ich kann klettern
Can you sail?
öğrenmeye başla
Kannst du segeln?
Başka bir yere park edebilir misiniz?
öğrenmeye başla
Können Sie woanders parken?
Sizi duyamıyorum
öğrenmeye başla
Ich kann Sie nicht hören
O bizi haftasonu ziyaret edemez
öğrenmeye başla
Sie kann uns am Wochenende nicht besuchen
Sana gelebilirim
öğrenmeye başla
Ich kann zu dir kommen
Burada kredi kartıyla ödeme yapılamaz
öğrenmeye başla
Hier kann man nicht mit Kreditkarten zahlen.
Buraya park edilemez - edemezsin
öğrenmeye başla
Hier kann man nicht parken
You are not allowed to do that!. Bunu yapamazsın
öğrenmeye başla
Das darfst du nicht!
You may go
öğrenmeye başla
Sie dürfen gehen
Are we allowed to take pictures here?
öğrenmeye başla
Dürfen wir hier fotografieren?
Buraya park edilebilir mi
öğrenmeye başla
Darf man hier parken?
Burada sigara içemezsiniz
öğrenmeye başla
Hier darf man nicht rauchen
You may come in. İçeriye gelebilirsiniz
öğrenmeye başla
Sie dürfen hereinkommen - reinkommen
You are not allowed to swim in this lake
öğrenmeye başla
In diesem See darf man nicht schwimmen
May I ask a question
öğrenmeye başla
Darf ich eine Frage stellen?
Might I ask a question
öğrenmeye başla
Dürfte ich eine Frage stellen?
Bu müzede hiçbir şeye dokunulamaz
öğrenmeye başla
In diesem Museum darf man nichts anfassen
Biraz daha uyanık kalabilir miyiz?
öğrenmeye başla
Dürfen wir noch ein bisschen lânger aufbleiben.
Şimdi gelini öpebilirsiniz
öğrenmeye başla
Sie dürfen die Braut jetzt küssen
Bir öneride bulunabilir miyim
öğrenmeye başla
Darf ich einen Vorschlag machen
Yangın esnasında asansörü kullanamazsınız
öğrenmeye başla
Wenn es brennt, darf man den Aufzug nicht benutzen
Onu saat iki de almaliyiz
öğrenmeye başla
Wir sollen ihn um 14 uhr abholen
Onu saat ikide almaliydik
öğrenmeye başla
Wir sollten ihn um 14 uhr abholen.
Ona yardim etmelimiyiz?
öğrenmeye başla
Sollen wir ihm helfen?
Ona yardim etmelimiydik?
öğrenmeye başla
Sollten wir ihm helfen?
Çöpü disari çikarmasi gerekiyor. Çöpü disari çikarmasi gerekiyordu.(Ama çikarmadi)
öğrenmeye başla
Er soll den Müll rausbringen. Er sollte den Müll rausbringen.
Buna dokunmamaliyiz. We are not supposed to touch that.
öğrenmeye başla
Wir sollen das nicht anfassen.
What are we supposed to do? NE yapmaliyiz
öğrenmeye başla
Was sollen wir tun?
NE yapmaliydik?
öğrenmeye başla
Was sollten wir tun?
What am I suppose to say? Ne soylemeliyim?
öğrenmeye başla
Was soll ich sagen?
Ne soylemeliydim? NE soylemem gerekirdi
öğrenmeye başla
Was sollte ich sagen?
Çalismaya devam etmelisin
öğrenmeye başla
Du sollst weiter arbeiten.
We should stay inside in case of storm.
öğrenmeye başla
Wir sollten bei Sturm drinnen bleiben. (tavsiye, ogut verilirken sollten kullanilir). bei Sturm = in case of a storm, firtina durumunda, esnasinda
You should sleep
öğrenmeye başla
Du solltest schlafen.
You should apologize
öğrenmeye başla
Du solltest dich entschuldigen
You should apologize to her
öğrenmeye başla
Du solltest dich bei ihr entschuldigen.
You should do some exercise
öğrenmeye başla
Du solltest ein bisschen Sport machen.
You should eat something
öğrenmeye başla
Du solltest etwas essen.
We should study
öğrenmeye başla
Wir sollten lernen.
We should study for the exam
öğrenmeye başla
Wir sollten für die Prüfung lernen.
You should reconsider that, think about that again.
öğrenmeye başla
Du solltest dir das noch mal überlegen.
You shouldn't work so much
öğrenmeye başla
Du solltest nicht so viel arbeiten.
You guys should be careful
öğrenmeye başla
Ihr solltet vorsichtig sein.
Should I wait for you here?
öğrenmeye başla
Soll ich hier auf dich warten? (Tavsiye, fikir sorarken sollten degil sollen kullanilir)
Should I start learning German?
öğrenmeye başla
Soll ich anfangen, Deutsch zu lernen.
Should we go?
öğrenmeye başla
Sollen wir gehen?

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.