Turkish-English vs Geerman (201-400)

 0    201 flashcards    hansmahone
mp3 indir Baskı oynamak kendini kontrol et
 
soru cevap
are you ready
öğrenmeye başla
sind sie bereit?
kim olduğunu sanıyorsun?
öğrenmeye başla
für wen hältst du dich eigentlich
yüz üstü bırakmak
öğrenmeye başla
im Stich lassen
Beni yüz üstü bıraktın.
öğrenmeye başla
Du hast mich im Stich gelassen
otherwise
öğrenmeye başla
andernfalls
her durumda
öğrenmeye başla
auf jeden fall
bende çok mutlu oldum (Mesela 'Es hat mich gefreut, dich kennenzulernen' dendiğinde cevap oşarak söylenebilir
öğrenmeye başla
die freude war ganz auf meiner seite
that sounds good
öğrenmeye başla
das hört sich gut an
"Sana döneceğim, I'll get back to you
öğrenmeye başla
"Sana döneceğim, ich melde mich bei dir
"
öğrenmeye başla
ich melde mich bei dir
empati yapmak
öğrenmeye başla
hineinfühlen
extraordinary
öğrenmeye başla
außergewöhnlich
Mutlu olmanı istiyorum
öğrenmeye başla
ich will, dass du glücklich bist
Sana uymak zorundayım
öğrenmeye başla
ich muss ja zu dir passen
her sey yolunda mı?
öğrenmeye başla
Klappt alles?
bok!
öğrenmeye başla
scheiBe
to kill
öğrenmeye başla
umbringen
O senin hatan değildi
öğrenmeye başla
es war nich deine Schuld
does not matter, problem değil
öğrenmeye başla
ist egal
Bir ısırık isteer misin?
öğrenmeye başla
Willst du mal beiBen?
reliable, güvenilir
öğrenmeye başla
zuverlässig
would you like to eat with us?
öğrenmeye başla
haben Sie lust, mit uns zu essen
as soon as possible
öğrenmeye başla
sobald wie möglich
as soon as
öğrenmeye başla
sobald
tahmin etmek
öğrenmeye başla
ahnen
to move in, taşınmak, yerleşmek
öğrenmeye başla
einziehen
görünmek, ortalıkta gözükmek, to appear, to pop up
öğrenmeye başla
auftauchen
to hesitate, tereddüt etmek
öğrenmeye başla
Zögern
Tereddüt etmedin mi
öğrenmeye başla
hast du nicht gezögert
Seni ziyaret edebilir miyiz?
öğrenmeye başla
Dürfen wir dich mal besuchen
What's going on here? Burada neler oluyor?
öğrenmeye başla
was ist denn hier los
unpleasant, can sıkıcı
öğrenmeye başla
unangenehm
I can not imagine that, bunu hayal edemiyorum
öğrenmeye başla
ich kann mir das nicht vorstellen
get involved, karışmak, bulaşmak
öğrenmeye başla
sich einlassen
Neye bulaştığının farkında mısın?
öğrenmeye başla
ist dir klar, worauf du dich einlässt?
embarassing, utanç verici
öğrenmeye başla
peinlich
mesele para değil!
öğrenmeye başla
es geht mir nicht um geld!
to discover
öğrenmeye başla
entdecken
Bir kist bulundu. one has discovered a cyst
öğrenmeye başla
man hat eine zyste entdeckt
aynı babam gibi konuşuyorsun
öğrenmeye başla
du klingst wie vater
Yakalarım seni/Beni yakalayamazsın, You can not get me
öğrenmeye başla
Ich fange dich/Du kriegst mich nicht
to stay, / Die Kinder halten sich hier auf, Çocuklar burada kalır
öğrenmeye başla
sich aufhalten
emanet etmek/Onları size mi emanet ediyor?
öğrenmeye başla
anvertrauen/ Sie vertraut sie Ihnen an?
I have heard that/ Bunu duydum
öğrenmeye başla
das habe ich gehört
do you have any suggestions
öğrenmeye başla
Hast du irgendwelche Vorschläge?
do not touch anything
öğrenmeye başla
fasst nichts an
Bunu sana kim izin verdi?
öğrenmeye başla
wer hat dir das erlaubt
empati
öğrenmeye başla
das einfühlungsvermögen
söz vermek
öğrenmeye başla
versprechen
Beni takip ediniz lütfen
öğrenmeye başla
folgen Sie mir bitte
Şaka mı yapıyorsunuz?
öğrenmeye başla
Machen Sie witze
şimdiye kadar, şu ana dek, so far
öğrenmeye başla
bisher
You've only been in Berlin so far, Şimdiye kadar yalnızca Berlin'deydin
öğrenmeye başla
du warst bisher nur in berlin
para transferi yapmak
öğrenmeye başla
Geld überweisen
benimle dalga mı geçiyorsun?
öğrenmeye başla
machst du dich über mich lustig
Kapa çeneni!
öğrenmeye başla
hält die klappe!
hapishane
öğrenmeye başla
das Gefängnis
what else
öğrenmeye başla
was sonst
to start/to stop
öğrenmeye başla
anfangen/aufhören
to start with, to stop with sth.
öğrenmeye başla
anfangen+mit / aufhören+mit
She started to sing
öğrenmeye başla
Sie hat angefangen zu singen
I started to read this book
öğrenmeye başla
Ich habe angefangen, dieses Buch zu lesen
Bittim, tükendim! Daha fazla yapamıcam, devam edemicem!
öğrenmeye başla
Ich kann nicht mehr!
Time is up!
öğrenmeye başla
Die Zeit ist um!
When I'm in the dark all alone myself, I am afraid
öğrenmeye başla
Wenn ich ganz allein im Dunkeln bin, habe ich Angst
watch over, to protect, korumak, kollamak, gözetmek
öğrenmeye başla
behüten
fırlatıp atmak
öğrenmeye başla
schmeißen
do not worry, endişelenme
öğrenmeye başla
mach dir keine sorgen
iğrenç, disgusting
öğrenmeye başla
eklig
cömert
öğrenmeye başla
großzügig
nichts, nothing, hiçbir şey
öğrenmeye başla
nix
benzemek
öğrenmeye başla
ähneln
birbirine, each other
öğrenmeye başla
einander
Bütün mutlu aileler birbirine benzer
öğrenmeye başla
Alle glücklichen Familien ahneln einander
, bu tamamen çılgınlık, delilik
öğrenmeye başla
das ist doch total bekloppt
to choose, to select
öğrenmeye başla
sich aussuchen
I hope so
öğrenmeye başla
Ich hoffe es
zorunda değilsin
öğrenmeye başla
musst du doch gar nicht
anyway, in any case, zaten
öğrenmeye başla
sowieso
Allaha inanırmısın?
öğrenmeye başla
Glaubst du an Gott?
roommate, ev arkadaşı
öğrenmeye başla
der Mitbewohner
Bunu mutlaka yap!
öğrenmeye başla
mach das unbedingt
Can you help me practice my German
öğrenmeye başla
Kannst du mir dabei helfen, mein Deutsch zu üben?
We have to keep practicing, otherwise we wont get better.
öğrenmeye başla
Wir müssen weiterüben, sonst werden wir nicht besser
Can you practice German with me?
öğrenmeye başla
Kannst du mit mir Deutsch üben?
to lie to someone
öğrenmeye başla
anlügen
He lied to me
öğrenmeye başla
Er hat mich angelogen
He is lying / He is lying to you
öğrenmeye başla
Er lügt/ Er lügt dich an
That's a lie!
öğrenmeye başla
Das ist eine Lüge!
The truth will come out. Gerçekler ortaya çıkar
öğrenmeye başla
Lügen haben kurze Beine
Çok iyi bir yalancı olduğunu vurgulamak için söylenir
öğrenmeye başla
Er lügt wie gedruckt
half as much as
öğrenmeye başla
halb so viel wie
He ate half as much as I did
öğrenmeye başla
Er hat halb so viel gegessen wie ich
twice as big as
öğrenmeye başla
doppelt so groB wie
almost as big as
öğrenmeye başla
fast so groB wie
My bathroom is almost as big as my kitchen
öğrenmeye başla
Mein Badezimmer ist fast so groB wie meine Küche
even if
öğrenmeye başla
selbst wenn
even if it rains, he plays Golf
öğrenmeye başla
selbst wenn es regnet, spielt er golf
karıştımak, yolu karuştırmak
öğrenmeye başla
sich verfahren
Even if it is hard for you, you have to try to concentrate
öğrenmeye başla
Selbst wenn es dir schwer fallt, musst du versuchen, dich zu konzentrieren
The port is closer than I thought
öğrenmeye başla
Der hafen ist nacher als ich dachte
You are better in Math than I thought
öğrenmeye başla
Du bist besser in Mathe als ich dachte
The trip takes longer than I thought
öğrenmeye başla
Die fahrt dauert langer als ich dachte
The hike is more difficult than I expected
öğrenmeye başla
Die Waanderung ist schwieriger als ich erwartet habe
used to
öğrenmeye başla
früher
I used to play tennis. Now I play basketball
öğrenmeye başla
Früher habe ich Tennis gespielt. Jetzt spiele ich Basketball
I used to like swimming
öğrenmeye başla
früher bin ich gerne schwimmen
I used to earn very little. Now I earn more
öğrenmeye başla
Früher habe ich sehr wenig verdient. Jetzt verdiene ich mehr
I used to be like you. Now I am different
öğrenmeye başla
Früher war ich so wie du. Jetzt bin ich anders
karşılaşmak/ onunla markette karşılaştım
öğrenmeye başla
begegnen (Dativ)/ Ich bin ihr im Supermarket begegnet
Let's meet in front of the movie theatre
öğrenmeye başla
Lass uns vor dem Kino treffen
Who did Carola meet up with yesterday?
öğrenmeye başla
Mit wem hat sich Carola gestern getroffen?
to hurry/I have to hurry
öğrenmeye başla
sich beeilen/Ich muss mich beeilen
Please hurry!
öğrenmeye başla
Bitte beeil dich!
If you dont hurry, you will be late
öğrenmeye başla
Wenn du dich nicht beeilst, kommst du zu spat.
Acelem var
öğrenmeye başla
Ich habe es eilig=Ich bin in Eile
with pleasure, seve seve, memnuniyetle/hoşuna gitmek/ sevmek/aşık olmak/ nefret etmek
öğrenmeye başla
gerne/gefallen/mögen/lieben/hassen
I like to lie on the beach
öğrenmeye başla
Ich mag es, am Strand zu liegen
I like to drink tea but I prefer to drink coffee
öğrenmeye başla
Ich trinke gerne Tee, aber ich trinke lieber Kaffee
I prefer tennis over soccer
öğrenmeye başla
Ich mag lieber Tennis als FuBball
to prefer
öğrenmeye başla
bevorzugen/vorziehen (formal)
I like Paris but I prefer Barcelona
öğrenmeye başla
Ich mag Paris, aber ich ziehe Barcelona vor=Ich mag Paris, aber ich bevorzuge BArcelona
I like to drive but I prefer riding my bike
öğrenmeye başla
Ich fahre gerne Auto, aber ich bevorzuge es, Fahrrad zu fahren
He likes to travel alone
öğrenmeye başla
Er mag es, alleine zu reisen=Er reist gerne alleine
bulaşık yıkamaktan nefret ediyorum
öğrenmeye başla
Ich hasse es, das Geschirr zu spülen
to press (button)
öğrenmeye başla
drücken (knopf)
to touch/ We are not supposed to touch that
öğrenmeye başla
anfassen/ Wir sollen das nicht anfassen
What are we supposed to do? Ne yapmamız gerekiyor?
öğrenmeye başla
Was sollen wir tun?
to relax, to rest
öğrenmeye başla
sich ausruhen
ayrılmak, to leave
öğrenmeye başla
verlassen
You should apologize to her
öğrenmeye başla
Du solltest dich bei ihr entschuldigen
We should study for the exam
öğrenmeye başla
Wir sollten für die Prüfung lernen
You guys should be careful
öğrenmeye başla
Ihr solltet vorsichtig sein
Bir şey için teşekkür ederken kullanılan kalıp
öğrenmeye başla
Danke, dass....../ Vielen Dank, dass......
Thanks for calling
öğrenmeye başla
Danke, dass Sie angerufen haben
Thanks for helping us
öğrenmeye başla
Danke, dass du uns geholfen hast
Thanks for driving me
öğrenmeye başla
Danke fürs fahren
I have a headache and cough and stuffy nose
öğrenmeye başla
Ich habe Kopfschmerzen und Husten und Schnupfen
Burnum akıyor
öğrenmeye başla
Mir lauft die Nase
Can you recommend anything?
öğrenmeye başla
Können Sie mir irgendetwas empfehlen?
I have a cold
öğrenmeye başla
Ich habe eine Erkaltung=Ich bin erkaltet
Balgam sökücüye ihtiyacım var
öğrenmeye başla
Ich brauche einen Schleimlöser
Ağrı kesiciye ihtiyacım var
öğrenmeye başla
Ich brauche ein Schmerzmittel
I need cough drops
öğrenmeye başla
Ich brauche Hustenbonbons
How often can I take these pills
öğrenmeye başla
Wie oft darf ich diese Tabletten nehmen?
How long do I have to take this medication?
öğrenmeye başla
Wie lange muss ich dieses Medikament einnehmen?
I have problems with allergies
öğrenmeye başla
Ich habe Probleme mit Allergien
Gözlerim sulanıyor
öğrenmeye başla
Meine Augen tranen.
Are there side effects?
öğrenmeye başla
Gibt es Nebenwirkungen?
İlaçları yemekten önce mi yoksa sonra mı almalıyım?
öğrenmeye başla
Muss ich die Tabletten vor oder nach dem Essen nehmen?
Nasal drops clear the nose.
öğrenmeye başla
Nasentropfen befreien die Nase.
to recover
öğrenmeye başla
wiederherzustellen
in fact, actually
öğrenmeye başla
und zwar
nasal mucosa
öğrenmeye başla
nasenschleimhäute
overall, altogether
öğrenmeye başla
insgesamt
Pastiller emmek içindir
öğrenmeye başla
Hustenbonbons sind zum Lutschen
acute emergency
öğrenmeye başla
akuten notfall
to alleviate, to ease, to relieve, hafifletmek (örneğin semptomlar)
öğrenmeye başla
lindern
to disappear, kaybolmak / Semptomlar hızlıca kaybolur
öğrenmeye başla
verschwinden/ Die Symptome ganz schnell verschwinden
Hiçbir şey olmadığı için rahatladım
öğrenmeye başla
Ich bin erleichtert, weil nichts passiert ist.
I am excited because I'm flying to Germany tomorrow
öğrenmeye başla
Ich bin aufgeregt, weil ich morgen nach Deutschland fliege
I have to improve my German
öğrenmeye başla
Ich muss mein Deutsch verbessern
My husband is on a business trip and that's why I'm alone at home
öğrenmeye başla
Mein Mann ist auf Geschaftreise und deswegen (deshalb) bin ich alleine zu Hause
to spend, harcamak
öğrenmeye başla
verbringen, ausgeben
I'm taking the elevator because I'm too lazy to tkae the stairs
öğrenmeye başla
Ich nehme den Aufzug, weil ich zu faul bin, die Treppe zu nehmen
I'm taking the stairs because I don't want to wait for the elevator
öğrenmeye başla
Ich nehme die Treppe, weil ich nicht auf den Aufzug warten will
utangaç
öğrenmeye başla
schüchtern
He is opening the window
öğrenmeye başla
Er macht das Fenster auf=Er öffnet das Fenster
She is closing the door
öğrenmeye başla
Sie macht die Tür zu=Sie schlieBt die Tür
Paul is turning off the laptop
öğrenmeye başla
Paul macht den Laptop aus=Paul schaltet den Laptop aus
She is turning on the laptop
öğrenmeye başla
Sie macht den laptop an=Sie schaltet den Laptop ein
İşte misin?
öğrenmeye başla
Bist du auf der Arbeit?
Are you sure? Emin misiniz?
öğrenmeye başla
Sind Sie sich sicher?
Where were you? I looked for you everywhere
öğrenmeye başla
Wo warst du? Ich habe dich überall gesucht.
When are you available? When are you free? When have you time? Ne zaman müsait olursun gibi
öğrenmeye başla
Wann kannst du?
I dont see you
öğrenmeye başla
Ich sehe dich nicht.
I looked through the window
öğrenmeye başla
gucken(North)=schauen(south)=sehen(all) Ich habe durchs Fenster geguckt/geschaut/gesehen
to look, to watch a movie/ I watch a film
öğrenmeye başla
gucken=schauen=sehen/ Ich gucke, sachaue, sehe einen Film
to take a look at sth./ Tamirci motora bakıyor, göz atıyor
öğrenmeye başla
sich etwas angucken=anschauen=ansehen/ Der Automechaniker guckt sich den Motor an
The doctor took a look at the wound.
öğrenmeye başla
Der Arzt hat sich die Wunde angesehen/angeguckt/angeschauen
to look like, gibi görünmek, benzemek/ He looks like a bodybuilder
öğrenmeye başla
aussehen wie/ ausschauen wie/ Er sieht aus wie ein Bodybuilder
You guys look confused
öğrenmeye başla
Ihr seht verwirrt aus
to observe/ The man over there is observing my house. I think I will call the police
öğrenmeye başla
beobachten/ Der Mann da hinten beobachtet mein Haus. Ich glaube, ich rufe die Polizei an
to consider, detaylı bakmak, incelemek / He is looking at the painting
öğrenmeye başla
betrachten/ Er betrachtet das Gemalde
to treat
öğrenmeye başla
behandeln
activities, faaliyetler
öğrenmeye başla
tätigkeiten
karıştırmak (çorba, yemek)
öğrenmeye başla
rühren
yoğurmak (hamur)
öğrenmeye başla
kneten
çiftçi
öğrenmeye başla
der Landwirt
to delete
öğrenmeye başla
löschen
to save
öğrenmeye başla
speichern
sembol
öğrenmeye başla
das Wahrzeichen
yorucu
öğrenmeye başla
anstrengend
meraklı
öğrenmeye başla
neugierig
He is here to/in order to help you
öğrenmeye başla
Er ist hier, um dir zu helfen
She studied a lot in order to pass the exam
öğrenmeye başla
Sie hat viel gelernt, um die Prüfung zu bestehen
Anna went downstairs to have breakfast
öğrenmeye başla
Anna ist runtergegangen, um zu frühstücken
She ran to catch the bus.
öğrenmeye başla
Sie ist gerannt, um den Bus zu erwischen
I'm learning German in order to be able to work in Germany
öğrenmeye başla
Ich lerne Deutsch, um in Deutschland arbeiten zu können
to, in order to. İki cümlenin de öznesi aynı olmak zorunda
öğrenmeye başla
um... zu
so that. İki cümlenin öznesi aynı da olabilir farklı da olabilir
öğrenmeye başla
damit

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.