Turkish sentences from Tatoeba 3

 0    1.000 flashcards    aleksandra.eska
mp3 indir Baskı oynamak kendini kontrol et
 
soru cevap
Nobody taught me.
öğrenmeye başla
Kimse bana öğretmedi.
Note how I do it.
öğrenmeye başla
Onu nasıl yaptığımı not et.
Pass me the salt.
öğrenmeye başla
Tuzu bana iletin.
Peter loves Jane.
öğrenmeye başla
Peter Jane'i seviyor.
Please be gentle.
öğrenmeye başla
Lütfen nazik olun.
Please come here.
öğrenmeye başla
Lütfen buraya gel.
Please copy this.
öğrenmeye başla
Lütfen bunu kopyalayın.
Please don't ask.
öğrenmeye başla
Lütfen sormayın.
Please don't cry.
öğrenmeye başla
Lütfen ağlama.
Please don't die.
öğrenmeye başla
Lütfen ölme.
Please enter now.
öğrenmeye başla
Lütfen şimdi giriniz.
Please follow me.
öğrenmeye başla
Lütfen beni izleyiniz.
Please let me go.
öğrenmeye başla
Lütfen gitmeme izin verin.
Please make sure.
öğrenmeye başla
Lütfen emin olun.
Please phone him.
öğrenmeye başla
Lütfen ona telefon et.
Please step back.
öğrenmeye başla
Lütfen geri çekilin.
Put on your coat.
öğrenmeye başla
Ceketini giy.
Put out the fire.
öğrenmeye başla
Ateşi söndür.
Red wine, please.
öğrenmeye başla
Kırmızı şarap, lütfen.
Rome is in Italy.
öğrenmeye başla
Roma İtalya'dadır.
See you at lunch.
öğrenmeye başla
Öğle yemeğinde görüşürüz.
She attacked him.
öğrenmeye başla
O, ona saldırdı.
She became happy.
öğrenmeye başla
O mutlu oldu.
She began crying.
öğrenmeye başla
O, ağlamaya başladı.
She came at once.
öğrenmeye başla
O derhal geldi.
She defeated him.
öğrenmeye başla
O onu yendi.
She despised him.
öğrenmeye başla
O onu hor gördü.
She despises him.
öğrenmeye başla
O onu küçümsüyor.
She disliked him.
öğrenmeye başla
O onu sevmiyordu.
She divorced him.
öğrenmeye başla
O ondan boşandı.
She hit him hard.
öğrenmeye başla
O ona sert vurdu.
She idolized him.
öğrenmeye başla
O onu idolleştirmişti.
She insulted him.
öğrenmeye başla
O ona hakaret etti.
She is a pianist.
öğrenmeye başla
O bir piyanist.
She is a student.
öğrenmeye başla
O bir öğrenci.
She is easygoing.
öğrenmeye başla
O yumuşak başlı.
She is mad at me.
öğrenmeye başla
O bana deli oluyor.
She's stubborn.
öğrenmeye başla
O inatçı.
She is on a diet.
öğrenmeye başla
O bir diyette.
She is very busy.
öğrenmeye başla
O çok meşgul.
She is very wise.
öğrenmeye başla
O çok akıllıdır.
She kept working.
öğrenmeye başla
O çalışmaya devam etti.
She lost her way.
öğrenmeye başla
Ona yolunu kaybetti.
He may not come.
öğrenmeye başla
O gelmeyebilir.
She must be sick.
öğrenmeye başla
O hasta olmalı.
He denied it.
öğrenmeye başla
O onu reddetti.
She repulses him.
öğrenmeye başla
O onu kovar.
She rode a camel.
öğrenmeye başla
O bir deveye bindi.
She said goodbye.
öğrenmeye başla
O, hoşçakal dedi.
She smiled at me.
öğrenmeye başla
Bana gülümsedi.
She startled him.
öğrenmeye başla
O onu ürküttü.
She stood by him.
öğrenmeye başla
O onun yanında durdu.
She took my hand.
öğrenmeye başla
O benim elimi tuttu.
She was promoted.
öğrenmeye başla
O, terfi ettirildi.
She waved at him.
öğrenmeye başla
O ona el salladı.
She wore glasses.
öğrenmeye başla
O gözlük takıyordu.
She worships him.
öğrenmeye başla
O ona tapar.
She wrote in ink.
öğrenmeye başla
O mürekkeple yazdı.
Sit down with me.
öğrenmeye başla
Benimle otur.
Sit down, please.
öğrenmeye başla
Oturun, lütfen.
Someone is lying.
öğrenmeye başla
Birisi yalan söylüyor.
Sorry I'm late.
öğrenmeye başla
Sorry I'm late. ingilizce
Geç kaldığım için üzgünüm.
Stand up, please.
öğrenmeye başla
Ayağa kalk, lütfen.
Stop saying that!
öğrenmeye başla
Böyle söylemeyi bırak!
Summer has ended.
öğrenmeye başla
Yaz sona erdi.
Swimming is easy.
öğrenmeye başla
Yüzme kolaydır.
Take a short cut.
öğrenmeye başla
Kestirmeden gidelim.
Take me with you.
öğrenmeye başla
Beni de götür.
Tell him to wait.
öğrenmeye başla
Ona beklemesini söyle.
Tell me about it.
öğrenmeye başla
Bana ondan bahset.
That baby is Tom.
öğrenmeye başla
O bebek Tom'dur.
That bag is mine.
öğrenmeye başla
O çanta benim.
That car is hers.
öğrenmeye başla
O araba onunki.
That car is mine.
öğrenmeye başla
O araba benimki.
That is a pagoda.
öğrenmeye başla
O bir pagodadır.
That is a pencil.
öğrenmeye başla
O bir kurşun kalem.
That's his house.
öğrenmeye başla
Bu onun evi.
That's no excuse.
öğrenmeye başla
O mazeret değil.
That's not funny.
öğrenmeye başla
Hiç komik değil.
That's our house.
öğrenmeye başla
O bizim ev.
The baby's awake.
öğrenmeye başla
Bebek uyanık.
The battery died.
öğrenmeye başla
Pil öldü.
The book is easy.
öğrenmeye başla
Kitap kolay.
The boy ran away.
öğrenmeye başla
Çocuk kaçtı.
The boy was full.
öğrenmeye başla
Çocuk toktu.
The can is empty.
öğrenmeye başla
Teneke boş.
The car is ready.
öğrenmeye başla
Araba hazır.
The curtain fell.
öğrenmeye başla
Perde düştü.
The curtain rose.
öğrenmeye başla
Perde kalktı.
The dog is dying.
öğrenmeye başla
Köpek ölüyor.
The dog is white.
öğrenmeye başla
Köpek beyaz.
The dog was dead.
öğrenmeye başla
Köpek öldü.
The food is cold.
öğrenmeye başla
Yiyecekler soğuk.
The game is over.
öğrenmeye başla
Oyun bitti.
The kid got hurt.
öğrenmeye başla
Çocuk incindi.
The light is out.
öğrenmeye başla
Işık söndü.
The line is busy.
öğrenmeye başla
Hat meşgul.
The man ran away.
öğrenmeye başla
Adam kaçtı.
The man stood up.
öğrenmeye başla
Adam ayağa kalktı.
The show is over.
öğrenmeye başla
Gösteri bitti.
The sky is clear.
öğrenmeye başla
Gökyüzü açık.
The sky was dark.
öğrenmeye başla
Gökyüzü karanlıktı.
The sun came out.
öğrenmeye başla
Güneş çıktı.
The well ran dry.
öğrenmeye başla
Kuyu kurudu.
The whistle blew.
öğrenmeye başla
Düdük üfledi.
The work is done.
öğrenmeye başla
İş yapılmıştır.
There's no doubt.
öğrenmeye başla
Hiç şüphe yok.
There's no hurry.
öğrenmeye başla
Hiç acelesi yok.
They are artists.
öğrenmeye başla
Onlar sanatçılar.
They are at work.
öğrenmeye başla
Onlar işteler.
They are doctors.
öğrenmeye başla
Onlar doktordur.
They are singers.
öğrenmeye başla
Onlar şarkıcıdır.
They call me Bob.
öğrenmeye başla
Onlar bana Bob diyorlar.
They call me Bob.
öğrenmeye başla
Onlar bana Bob derler.
They dug a grave.
öğrenmeye başla
Onlar bir mezar kazdı.
They feel hungry.
öğrenmeye başla
Onlar açlık hissediyorlar.
They go shopping.
öğrenmeye başla
Alışverişe giderler.
They got married.
öğrenmeye başla
Onlar evlendiler.
They had no food.
öğrenmeye başla
Onların yiyecekleri yoktu.
They like apples.
öğrenmeye başla
Onlar elma severler.
They made her go.
öğrenmeye başla
Onlar onu gönderdiler.
They respect him.
öğrenmeye başla
Onlar ona saygı duyuyorlar.
This bag is mine.
öğrenmeye başla
Bu çanta benim.
This book is new.
öğrenmeye başla
Bu kitap yeni.
This book is old.
öğrenmeye başla
Bu kitap eski.
I own this car.
öğrenmeye başla
Bu araba benim.
This doesn't fit.
öğrenmeye başla
Bu uymuyor.
This hat is mine.
öğrenmeye başla
Bu şapka benim.
This is her book.
öğrenmeye başla
Bu onun kitabı.
This is the life.
öğrenmeye başla
Hayat budur.
This is too long.
öğrenmeye başla
Bu çok uzun.
This is your key.
öğrenmeye başla
Bu sizin anahtarınız.
This tastes good.
öğrenmeye başla
Bunun tadı iyi.
Those are my CDs.
öğrenmeye başla
Onlar benim CD'lerim.
Tom arrived last.
öğrenmeye başla
Tom son olarak vardı.
Tom beat Mary up.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi dövdü.
Tom began to cry.
öğrenmeye başla
Tom ağlamaya başladı.
Tom can run fast.
öğrenmeye başla
Tom hızlı koşabilir.
Tom changed jobs.
öğrenmeye başla
Tom işleri değiştirdi.
Tom did his best.
öğrenmeye başla
Tom elinden geleni yaptı.
Tom didn't do it.
öğrenmeye başla
Tom onu yapmadı.
Tom died in 2009.
öğrenmeye başla
Tom 2009 yılında öldü.
Tom drinks a lot.
öğrenmeye başla
Tom çok içer.
Tom drives a BMW.
öğrenmeye başla
Tom bir BMW sürer.
Tom felt awkward.
öğrenmeye başla
Tom garip hissetti.
Tom felt foolish.
öğrenmeye başla
Tom aptalca hissetti.
Tom gave up hope.
öğrenmeye başla
Tom ümidini yitirdi.
Tom got a suntan.
öğrenmeye başla
Tom'un bir bronzlaşması var.
Tom got a tattoo.
öğrenmeye başla
Tom'un bir dövmesi var.
Tom got into bed.
öğrenmeye başla
Tom yatağa girdi.
Tom got some pie.
öğrenmeye başla
Tom biraz turta aldı.
Tom had no money.
öğrenmeye başla
Tom'un hiç parası yoktu.
Tom hailed a cab.
öğrenmeye başla
Tom bir taksi çağırdı.
Tom has gone mad.
öğrenmeye başla
Tom delirdi.
Tom has insomnia.
öğrenmeye başla
Tom'un uyuyama hastalığı var.
Tom has two jobs.
öğrenmeye başla
Tom'un iki mesleği var.
Tom hit a triple.
öğrenmeye başla
Tom üçlü çarptı.
Tom hurt himself.
öğrenmeye başla
Tom kendini incitti.
Tom ignored Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi görmezden geldi.
Tom is a bad boy.
öğrenmeye başla
Tom kötü bir çocuk.
Tom is a refugee.
öğrenmeye başla
Tom bir mülteci.
Tom is a shy boy.
öğrenmeye başla
Tom utangaç bir çocuktur.
Tom is a student.
öğrenmeye başla
Tom bir öğrencidir.
Tom is a veteran.
öğrenmeye başla
Tom bir eski kurttur.
Tom is dangerous.
öğrenmeye başla
Tom tehlikelidir.
Tom is easygoing.
öğrenmeye başla
Tom babacan.
Tom is in prison.
öğrenmeye başla
Tom cezaevinde.
Tom is my friend.
öğrenmeye başla
Tom, benim arkadaşımdır.
Tom is my friend.
öğrenmeye başla
Tom benim arkadaşımdır.
Tom is our guest.
öğrenmeye başla
Tom bizim misafirimiz.
Tom is unpopular.
öğrenmeye başla
Tom popüler değildir.
Tom is very kind.
öğrenmeye başla
Tom çok naziktir.
Tom is very tall.
öğrenmeye başla
Tom çok uzun boyludur.
Tom isn't a fool.
öğrenmeye başla
Tom bir aptal değildir.
Tom isn't stupid.
öğrenmeye başla
Tom aptal değildir.
Tom isn't up yet.
öğrenmeye başla
Tom Henüz kalkmadı.
Tom lied to Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'ye yalan söyledi.
Tom likes cheese.
öğrenmeye başla
Tom peynir sever.
Tom lit the fire.
öğrenmeye başla
Tom ateş yaktı.
Tom lit the oven.
öğrenmeye başla
Tom fırını yaktı.
Tom looked happy.
öğrenmeye başla
Tom mutlu görünüyordu.
Tom looks strong.
öğrenmeye başla
Tom güçlü görünüyor.
Tom lost his job.
öğrenmeye başla
Tom işini kaybetti.
Tom lost his job.
öğrenmeye başla
Tom kovuldu.
Tom lost his way.
öğrenmeye başla
Tom yolunu kaybetti.
Tom lost the bet.
öğrenmeye başla
Tom bahsi kaybetti
Tom loves skiing.
öğrenmeye başla
Tom kayak sever.
Tom may be right.
öğrenmeye başla
Tom haklı olabilir.
Tom may be wrong.
öğrenmeye başla
Tom hatalı olabilir.
Tom may not come.
öğrenmeye başla
Tom gelmeyebilir.
Tom never cheats.
öğrenmeye başla
Tom asla aldatmaz.
Tom put on a tie.
öğrenmeye başla
Tom bir kravat taktı.
Tom quit smoking.
öğrenmeye başla
Tom sigara içmekten vazgeçti.
Tom saw a doctor.
öğrenmeye başla
Tom bir doktora gitti.
Tom scolded Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi azarladı.
Tom slapped Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi tokatladı.
Tom took the job.
öğrenmeye başla
Tom işi aldı.
Tom walks slowly.
öğrenmeye başla
Tom yavaşça yürür.
Tom was confused.
öğrenmeye başla
Tom'un kafası karıştı.
Tom was ecstatic.
öğrenmeye başla
Tom kendinden geçmişti.
Tom was executed.
öğrenmeye başla
Tom idam edildi.
Tom was homesick.
öğrenmeye başla
Tom vatan hasreti çekiyordu.
Tom was startled.
öğrenmeye başla
Tom ürktü.
Tom was worn out.
öğrenmeye başla
Tom yıpranmıştı.
Tom went bonkers.
öğrenmeye başla
Tom keçileri kaçırdı.
Tom went bonkers.
öğrenmeye başla
Tom kafayı sıyırdı.
Tom went too far.
öğrenmeye başla
Tom çok uzağa gitti.
Tom will survive.
öğrenmeye başla
Tom yaşayacak.
Tom won the race.
öğrenmeye başla
Tom yarışı kazandı.
Tom won't get it.
öğrenmeye başla
Tom onu almayacaktır.
Try it once more.
öğrenmeye başla
Bir kez daha deneyin.
Turn off the gas.
öğrenmeye başla
Gazı kapatın.
Turn to the left.
öğrenmeye başla
Sola dön.
Walk ahead of me.
öğrenmeye başla
Benim önümde yürü.
Walk more slowly.
öğrenmeye başla
Daha yavaş yürüyün.
Water the plants.
öğrenmeye başla
Bitkileri sula.
We aim to please.
öğrenmeye başla
Biz müşteri memnuniyeti için çalışıyoruz.
We arrived first.
öğrenmeye başla
Biz ilk olarak vardık.
We call him Mike.
öğrenmeye başla
Ona Mike diye çağırırız.
We depend on you.
öğrenmeye başla
Biz size bağlıyız.
We enjoy talking.
öğrenmeye başla
Biz konuşmaktan hoşlanıyoruz.
We hate violence.
öğrenmeye başla
Biz şiddetten nefret ederiz.
We have no sugar.
öğrenmeye başla
Hiç şekerimiz yok.
We heard her cry.
öğrenmeye başla
Biz onun çığlık attığını duyduk.
We left by train.
öğrenmeye başla
Biz trenle gittik.
We like children.
öğrenmeye başla
Biz çocukları severiz.
We lost the game.
öğrenmeye başla
Biz oyunu kaybettik.
We saw her dance.
öğrenmeye başla
Biz onun dansını gördük.
We won the match.
öğrenmeye başla
Biz maçı kazandık.
We're classmates.
öğrenmeye başla
Biz sınıf arkadaşlarıyız.
We're in a hurry.
öğrenmeye başla
Bizim acelemiz var.
Welcome to Japan.
öğrenmeye başla
Japonya'ya hoş geldiniz.
What a fine view!
öğrenmeye başla
Ne güzel bir manzara!
What a good shot!
öğrenmeye başla
Ne güzel vuruş!
What did she say?
öğrenmeye başla
O ne dedi?
What did you buy?
öğrenmeye başla
Ne satın aldınız?
What did you say?
öğrenmeye başla
Ne dediniz?
What did you say?
öğrenmeye başla
Ne dedin?
What've you got?
öğrenmeye başla
Neyin var?
What do you make?
öğrenmeye başla
Ne yaparsın?
What do you mean?
öğrenmeye başla
Ne demek istiyorsun?
What do you want?
öğrenmeye başla
Ne istiyorsun?
What does she do?
öğrenmeye başla
O ne iş yapar?
What does Tom do?
öğrenmeye başla
Tom ne iş yapar?
What is he after?
öğrenmeye başla
O neyin peşinde?
What is he doing?
öğrenmeye başla
O ne yapıyor?
What is he up to?
öğrenmeye başla
O ne işler çeviriyor?
What is the news?
öğrenmeye başla
Haber nedir?
What woke you up?
öğrenmeye başla
Seni ne uyandırdı?
What's that bird?
öğrenmeye başla
O kuş nedir?
What's the cause?
öğrenmeye başla
Neden nedir?
What's the point?
öğrenmeye başla
Ne faydası var?
When does it end?
öğrenmeye başla
Ne zaman biter?
Where can I park?
öğrenmeye başla
Nereye park edebilirim?
Where did you go?
öğrenmeye başla
Nereye gittin?
Where is my seat?
öğrenmeye başla
Benim koltuğum nerede?
Where's the boss?
öğrenmeye başla
Patron nerede?
Who doesn't know?
öğrenmeye başla
Kim bilmiyor?
Who is that lady?
öğrenmeye başla
O bayan kim?
Who will help me?
öğrenmeye başla
Bana kim yardım edecek.
Who wrote Hamlet?
öğrenmeye başla
Hamlet'i kim yazdı?
Whose turn is it?
öğrenmeye başla
Kimin sırası?
Why did you quit?
öğrenmeye başla
Neden bıraktın?
Why do you study?
öğrenmeye başla
Niçin çalışıyorsun?
Why is it so hot?
öğrenmeye başla
Neden bu kadar sıcak?
Will he get well?
öğrenmeye başla
O iyileşecek mi?
Will you go, too?
öğrenmeye başla
Sen de gidecek misin?
Will you help me?
öğrenmeye başla
Bana yardımcı olur musun?
Will you join us?
öğrenmeye başla
Bize katılır mısınız?
Will you tell me?
öğrenmeye başla
Bana söyler misin?
You are a doctor.
öğrenmeye başla
Sen bir doktorsun.
You are to blame.
öğrenmeye başla
Sen suçlanacaksın.
You can't go out.
öğrenmeye başla
Dışarı çıkamazsın.
You look amazing.
öğrenmeye başla
Müthiş görünüyorsun.
You look so pale.
öğrenmeye başla
Çok solgun görünüyorsun.
You may be right.
öğrenmeye başla
Haklı olabilirsin.
You may go there.
öğrenmeye başla
Oraya gidebilirsin.
You may sit here.
öğrenmeye başla
Buraya oturabilirsin.
You may swim now.
öğrenmeye başla
Şimdi yüzebilirsin.
You must go home.
öğrenmeye başla
Eve gitmelisin.
You should sleep.
öğrenmeye başla
Uyumalısın.
You shouldn't go.
öğrenmeye başla
Gitmemelisin.
Your dog is here.
öğrenmeye başla
Köpeğiniz burada.
Your face is red.
öğrenmeye başla
Yüzün kızarmış.
A boy spoke to me.
öğrenmeye başla
Bir çocuk benimle konuştu.
A dog bit her leg.
öğrenmeye başla
Bir köpek onun bacağını ısırdı.
A dog was running.
öğrenmeye başla
Bir köpek koşuyordu.
All men are equal.
öğrenmeye başla
Bütün insanlar eşittir.
Am I making sense?
öğrenmeye başla
Sözlerimin anlamı var mı?
Am I under arrest?
öğrenmeye başla
Ben tutuklu muyum?
Are they American?
öğrenmeye başla
Onlar Amerikalı mı?
Are they Japanese?
öğrenmeye başla
Onlar Japon mu?
Are you a student?
öğrenmeye başla
Sen bir öğrenci misin?
Are you all ready?
öğrenmeye başla
Hepiniz hazır mısınız?
Are your eyes bad?
öğrenmeye başla
Gözlerin kötü mü?
Aren't you hungry?
öğrenmeye başla
Aç değil misin?
Aren't you sleepy?
öğrenmeye başla
Uykulu değil misin?
Ask your question.
öğrenmeye başla
Sorunu sor.
Be kind to others.
öğrenmeye başla
Başkalarına karşı nazik olun.
Betty drives fast.
öğrenmeye başla
Betty hızlı araba sürer.
Betty drives fast.
öğrenmeye başla
Betty hızlı sürer.
Bill was in Japan.
öğrenmeye başla
Bill, Japonya'daydı.
Bill was in Japan.
öğrenmeye başla
Bill Japonya'daydı.
Birds build nests.
öğrenmeye başla
Kuşlar yuvalar yaparlar.
Bob saw him again.
öğrenmeye başla
Bob onu tekrar gördü.
Call an ambulance.
öğrenmeye başla
Bir ambulans çağırın.
Call her tomorrow.
öğrenmeye başla
Onu yarın arayın.
Can I do anything?
öğrenmeye başla
Ben bir şey yapabilir miyim?
Can I go home now?
öğrenmeye başla
Şimdi eve gidebilir miyim?
Can I have a bite?
öğrenmeye başla
Ben bir ısırık alabilir miyim?
Can we rent a car?
öğrenmeye başla
Bir araba kiralayabilir miyiz?
Can you handle it?
öğrenmeye başla
Onu tutar mısın?
Can you swim well?
öğrenmeye başla
İyi yüzebilir misin?
Carry this for me.
öğrenmeye başla
Bunu benim için taşı.
Champagne, please.
öğrenmeye başla
Şampanya, lütfen.
Choose one person.
öğrenmeye başla
Bir kişi seçin.
Christmas is soon.
öğrenmeye başla
Noel yakında.
Clean up the room.
öğrenmeye başla
Odayı temizleyin.
Come closer to me.
öğrenmeye başla
Bana yakın gel.
Come here at once.
öğrenmeye başla
Hemen buraya gel.
Come home at once.
öğrenmeye başla
Derhal eve gel.
Come home by 6:30.
öğrenmeye başla
6:30'a kadar eve gel.
Come into my room.
öğrenmeye başla
Odama gel.
Come sing with me.
öğrenmeye başla
Gel benimle şarkı söyle.
Come swim with me.
öğrenmeye başla
Gel benimle yüz.
Could you help me?
öğrenmeye başla
Bana yardımcı olabilir misiniz?
Crime doesn't pay.
öğrenmeye başla
Suç ödemez.
Deal us the cards.
öğrenmeye başla
Bize kartları dağıt.
Did Cathy go, too?
öğrenmeye başla
Cathy de gitti mi?
Did you know that?
öğrenmeye başla
Onu biliyor muydunuz?
Did you live here?
öğrenmeye başla
Burada yaşadın mı?
Didn't you go out?
öğrenmeye başla
Dışarı çıkmadın mı?
Do it by yourself.
öğrenmeye başla
Onu tek başına yap.
Do it this way.
öğrenmeye başla
Onu bu şekilde yap.
Do we have a deal?
öğrenmeye başla
Bizim bir anlaşmamız var mı?
Do you believe me?
öğrenmeye başla
Bana inanıyor musun?
Do you have a car?
öğrenmeye başla
Bir araban var mı?
Do you have a pen?
öğrenmeye başla
Bir kalemin var mı?
Do you have a pet?
öğrenmeye başla
Bir evcil hayvanın var mı?
Do you like sushi?
öğrenmeye başla
Suşi sever misiniz?
Do you want a car?
öğrenmeye başla
Bir araba istiyor musunuz?
Do you want money?
öğrenmeye başla
Para istiyor musunuz?
Do your very best.
öğrenmeye başla
En iyisini yapın.
Does she know you?
öğrenmeye başla
O seni biliyor mu?
Dogs are faithful.
öğrenmeye başla
Köpekler sadıktır.
Don't be so angry.
öğrenmeye başla
O kadar kızgın olmayın.
Don't laugh at me.
öğrenmeye başla
Bana gülme.
Don't let me down.
öğrenmeye başla
Benim yüzümü kara çıkarma.
Don't let me down.
öğrenmeye başla
Beni hayal kırıklığına uğratma.
Don't run so fast.
öğrenmeye başla
O kadar hızlı çalışmayın.
Don't threaten me.
öğrenmeye başla
Beni tehdit etmeyin.
Don't touch these.
öğrenmeye başla
Bunlara dokunmayın.
Earth is a planet.
öğrenmeye başla
Dünya bir gezegendir.
Every bus is full.
öğrenmeye başla
Her otobüs doludur.
Fill in this form.
öğrenmeye başla
Bu formu doldurun.
Fry an egg for me.
öğrenmeye başla
Benim için bir yumurta kızartın.
Get me my glasses.
öğrenmeye başla
Bana gözlüğümü getir.
Get ready quickly.
öğrenmeye başla
Çabucak hazırlanın.
Give me five days.
öğrenmeye başla
Bana beş gün verin.
Give me some milk.
öğrenmeye başla
Bana biraz süt ver.
Go ahead and talk.
öğrenmeye başla
Devam edin ve konuşun.
Go straight ahead.
öğrenmeye başla
Dümdüz gidin.
Green suits Alice.
öğrenmeye başla
Yeşil Alice'e uyuyor.
Green suits Alice.
öğrenmeye başla
Green Alice'e yakışır.
Has the bell rung?
öğrenmeye başla
Zil çaldı mı?
Have your own way.
öğrenmeye başla
Dilediğiniz gibi yapın.
He asked for food.
öğrenmeye başla
O yiyecek istedi.
He began to shout.
öğrenmeye başla
O bağırmaya başladı.
He blocked my way.
öğrenmeye başla
O benim önümü kesti.
He bought a Honda.
öğrenmeye başla
O bir Honda aldı.
He called my name.
öğrenmeye başla
O ismimi çağırdı.
He came about two.
öğrenmeye başla
O yaklaşık ikide geldi.
He came back soon.
öğrenmeye başla
O kısa süre sonra geri geldi.
He came in person.
öğrenmeye başla
O bizzat geldi.
He came to see me.
öğrenmeye başla
O beni görmeye geldi.
He can be trusted.
öğrenmeye başla
O güvenilir olabilir.
He deals in grain.
öğrenmeye başla
O tahıl ticareti yapar.
He did it for fun.
öğrenmeye başla
O, eğlence için onu yaptı.
He did it himself.
öğrenmeye başla
O onu kendisi yaptı.
He did not say so.
öğrenmeye başla
O öyle söylemedi.
He died of cancer.
öğrenmeye başla
O kanserden öldü.
He died yesterday.
öğrenmeye başla
O, dün öldü.
He drives roughly.
öğrenmeye başla
O, sert araba sürer.
He dropped a vase.
öğrenmeye başla
O bir vazo düşürdü.
He gave me a hint.
öğrenmeye başla
O bana bir ipucu verdi.
He gave me a wink.
öğrenmeye başla
Bana bir göz kırptı.
He got me a watch.
öğrenmeye başla
Bana bir saat aldı.
He got very drunk.
öğrenmeye başla
O, çok sarhoş oldu.
He had no coat on.
öğrenmeye başla
Onun üzerinde bir ceketi yok.
He had three sons.
öğrenmeye başla
Üç oğlu vardı.
He hanged himself.
öğrenmeye başla
Kendisini astı.
He has a cold now.
öğrenmeye başla
O soğuk almış.
He has brown eyes.
öğrenmeye başla
Onun kahverengi gözleri var.
He is a biologist.
öğrenmeye başla
O bir biyolog.
He is a brave man.
öğrenmeye başla
O cesur bir adam.
He is a daredevil.
öğrenmeye başla
O gözüpek.
He is a dramatist.
öğrenmeye başla
O bir oyun yazarı.
He is a gentleman.
öğrenmeye başla
O bir beyefendi.
He is a physicist.
öğrenmeye başla
O bir fizikçi.
He is a scientist.
öğrenmeye başla
O bir bilim adamıdır.
He is about forty.
öğrenmeye başla
O yaklaşık olarak 40 yaşında.
He is about forty.
öğrenmeye başla
O aşağı yukarı 40 yaşında.
He is an American.
öğrenmeye başla
O bir Amerikalı.
He is an evil man.
öğrenmeye başla
O kötü bir adam.
He is at his desk.
öğrenmeye başla
Onun masasındadır.
He is beyond hope.
öğrenmeye başla
O umutsuzdur.
He is but a child.
öğrenmeye başla
O, ancak bir çocuk.
He is fast runner.
öğrenmeye başla
O hızlı koşucu.
He is getting old.
öğrenmeye başla
O yaşlanıyor.
He is in business.
öğrenmeye başla
O ticaret yapmaktadır.
He is influential.
öğrenmeye başla
O nüfuzludur.
He is just my age.
öğrenmeye başla
O tam benim yaşımda.
He is kind to her.
öğrenmeye başla
O, ona karşı naziktir.
He is not so tall.
öğrenmeye başla
O o kadar uzun boylu değil.
He is on the team.
öğrenmeye başla
O takımdadır.
He is quite right.
öğrenmeye başla
O oldukça haklı.
He is running now.
öğrenmeye başla
O şimdi çalışıyor.
He is still alive.
öğrenmeye başla
O hala hayatta.
He is still angry.
öğrenmeye başla
O hala kızgın.
He is still young.
öğrenmeye başla
O hala genç.
He is sure to win.
öğrenmeye başla
O kazanacağından emin.
He is unrealistic.
öğrenmeye başla
O gerçekçi değildir.
He is very honest.
öğrenmeye başla
O çok dürüst.
He is walking now.
öğrenmeye başla
O şimdi yürüyor.
He is watching TV.
öğrenmeye başla
O TV seyrediyor.
He isn't here now.
öğrenmeye başla
O şimdi burada değil.
He keeps his word.
öğrenmeye başla
O, sözünü tutar.
He keeps two cats.
öğrenmeye başla
O iki kedi besler.
He kept it secret.
öğrenmeye başla
O onu gizli tuttul.
He lives close by.
öğrenmeye başla
O yakın yaşıyor.
He lost his honor.
öğrenmeye başla
Onun onurunu kaybetti.
He made a mistake.
öğrenmeye başla
O bir hata yaptı.
He made her happy.
öğrenmeye başla
Onu mutlu etti.
He made me a suit.
öğrenmeye başla
O, bana bir takım elbise yaptı.
He may come today.
öğrenmeye başla
O, bugün gelebilir.
He moved to Tokyo.
öğrenmeye başla
Tokyo'ya taşındı.
He must work hard.
öğrenmeye başla
O çok çalışmalı.
He needed to rest.
öğrenmeye başla
Onun dinlenmesi gerekiyordu.
He ordered a beer.
öğrenmeye başla
O bir bira aldı.
He owns this land.
öğrenmeye başla
O, bu toprağın sahibidir.
He raised his arm.
öğrenmeye başla
O kolunu kaldırdı.
He ran five miles.
öğrenmeye başla
O beş mil koştu.
He runs very fast.
öğrenmeye başla
O çok hızlı çalışır.
He sat on the bed.
öğrenmeye başla
O, yatağın üzerine oturdu.
He shook his head.
öğrenmeye başla
Başını salladı.
He speaks English.
öğrenmeye başla
O İngilizce konuşur.
He stole my watch.
öğrenmeye başla
O benim saatimi çaldı.
He struck a match.
öğrenmeye başla
O, bir kibrit yaktı.
He talks too fast.
öğrenmeye başla
O çok hızlı konuşur.
He threw the ball.
öğrenmeye başla
O, topu attı.
He threw the ball.
öğrenmeye başla
O, topu fırlattı.
He told the truth.
öğrenmeye başla
O gerçeği söyledi.
He took a day off.
öğrenmeye başla
O bir gün izin aldı.
He took a picture.
öğrenmeye başla
O bir resim çekti.
He turned the key.
öğrenmeye başla
O anahtarı döndürdü.
He wakes up early.
öğrenmeye başla
O erken uyanır.
He walked quietly.
öğrenmeye başla
O sessizce yürüdü.
He was a tall man.
öğrenmeye başla
O uzun boylu bir adamdı.
He was very happy.
öğrenmeye başla
O çok mutluydu.
He will come soon.
öğrenmeye başla
O yakında gelecek.
He writes scripts.
öğrenmeye başla
O senaryolar yazar.
He's a big coward.
öğrenmeye başla
O büyük bir korkak.
He's already left.
öğrenmeye başla
Zaten gitti.
He's just arrived.
öğrenmeye başla
O az önce geldi.
He's now studying.
öğrenmeye başla
[sound: O+C59Fimdi+eC49Fitim+gC3B6rC3BCyor. mp3] O şimdi eğitim görüyor.
He's studying now.
öğrenmeye başla
[sound: O+C59Fimdi+eC49Fitim+yapC4B1yor. mp3] O şimdi eğitim yapıyor.
He's swimming now.
öğrenmeye başla
[sound: O+C59Fimdi+yC3BCzC3BCyor. mp3] O şimdi yüzüyor.
Her eyes are blue.
öğrenmeye başla
[sound: Onun+gC3B6zleri+mavidir. mp3] Onun gözleri mavidir.
Here is your book.
öğrenmeye başla
[sound: C4B0C59Fte+kitabC4B1n. mp3]İşte kitabın.
Here's my receipt.
öğrenmeye başla
[sound: C4B0C59Fte+benim+makbuz. mp3]İşte benim makbuz.
Here's some water.
öğrenmeye başla
[sound: C4B0C59Fte+bir+miktar+su. mp3]
His car is a Ford.
öğrenmeye başla
[sound: Onun+arabasC4B1+bir+ford. mp3]  Onun arabası bir ford.
How about a drink?
öğrenmeye başla
[sound: Bir+iC3A7kiye+ne+dersin. mp3] Bir içkiye ne dersin?
How are you, Mike?
öğrenmeye başla
[sound: NasC4B1lsC4B1n2C+Mike. mp3] Nasılsın, Mike?
How complex is it?
öğrenmeye başla
[sound: Ne+kadar+karmaC59FC4B1k. mp3]  Ne kadar karmaşık?
How lucky you are!
öğrenmeye başla
[sound: Ne+kadar+C59FanslC4B1sC4B1n21. mp3] Ne kadar şanslısın!
How should I know?
öğrenmeye başla
[sound: Nereden+bileyim. mp3] Nereden bileyim?
How was your trip?
öğrenmeye başla
[sound: YolculuC49Fun+nasC4B1ldC4B1. mp3] Yolculuğun nasıldı?
How was your walk?
öğrenmeye başla
Yürüyüşünüz nasıldı?
How's the weather?
öğrenmeye başla
Hava durumu nasıl?
How is the family?
öğrenmeye başla
Aileniz nasıl?
How's your mother?
öğrenmeye başla
Annen nasıl?
How's your sister?
öğrenmeye başla
Kız kardeşin nasıl?
I agreed with her.
öğrenmeye başla
Onunla aynı fikirdeydim.
I also went there.
öğrenmeye başla
Ben de oraya gittim.
I am a cat person.
öğrenmeye başla
Bir bir kedi insanım.
I am afraid to go.
öğrenmeye başla
Gitmeye korkuyorum.
I am from Shikoku.
öğrenmeye başla
Şikokulu'yum.
I am good at math.
öğrenmeye başla
Ben matematik iyiyim.
I am studying now.
öğrenmeye başla
Şimdi çalışıyorum.
I am the same age.
öğrenmeye başla
Ben aynı yaştayım.
I am very pleased.
öğrenmeye başla
Ben çok memnunum.
I baited the hook.
öğrenmeye başla
Oltayı yemledim.
I bought that car.
öğrenmeye başla
Ben şu arabayı satın aldım.
I called for help.
öğrenmeye başla
Ben yardım için çağrıda bulundum.
I can comfort her.
öğrenmeye başla
Onu teselli edebilirim.
I can hardly swim.
öğrenmeye başla
Ben hemen hemen hiç yüzemem.
I can hardly walk.
öğrenmeye başla
Güçlükle yürüyebiliyorum.
I can play soccer.
öğrenmeye başla
Ben futbol oynayabilirim.
I can play tennis.
öğrenmeye başla
Ben tenis oynayabilirim.
I can't trust him.
öğrenmeye başla
Ona güvenemem.
I changed my mind.
öğrenmeye başla
Fikrimi değiştirdim.
I climbed Mt. Aso.
öğrenmeye başla
Ben Aso Dağı'na tırmandım.
I come from Japan.
öğrenmeye başla
Ben Japonya'lıyım.
I couldn't get in.
öğrenmeye başla
Ben içeri giremedim.
I couldn't get it.
öğrenmeye başla
Ben anlayamadım.
I didn't hear you.
öğrenmeye başla
Ben seni duymadım.
I do not feel sad.
öğrenmeye başla
Ben üzgün değilim.
I do not think so.
öğrenmeye başla
Öyle düşünmüyorum.
I don't blame you.
öğrenmeye başla
Seni suçlamıyorum.
I don't like dogs.
öğrenmeye başla
Ben köpekleri sevmem.
I don't like eggs.
öğrenmeye başla
Ben yumurta sevmiyorum.
I don't like this.
öğrenmeye başla
Bunu sevmiyorum.
I doubt his story.
öğrenmeye başla
Ben onun hikayesinden şüphe duyuyorum.
I failed the exam.
öğrenmeye başla
Sınavda başarısız oldum.
I felt very happy.
öğrenmeye başla
Ben çok mutlu hissettim.
I finally escaped.
öğrenmeye başla
Sonunda kaçtım.
I forget his name.
öğrenmeye başla
Onun adını unuturum.
I forgot her name.
öğrenmeye başla
Onun adını unuttum.
I forgot her name.
öğrenmeye başla
Onun ismini unuttum.
I found him a job.
öğrenmeye başla
Ona bir iş buldum.
I gave him a book.
öğrenmeye başla
Ona bir kitap verdim.
I got a bee sting.
öğrenmeye başla
Beni bir arı soktu.
I got a flat tire.
öğrenmeye başla
Patlak bir lastiğim var.
I got a flat tire.
öğrenmeye başla
Kabak bir lastiğim var.
I got a good seat.
öğrenmeye başla
Benim iyi bir koltuğum var.
I got my hair cut.
öğrenmeye başla
Saçımı kestirdim.
I got to know him.
öğrenmeye başla
Onu bilmek lazım.
I got up at seven.
öğrenmeye başla
Ben yedide kalktım.
I got very sleepy.
öğrenmeye başla
Ben çok uykuluyum.
I had a good idea.
öğrenmeye başla
İyi bir fikrim vardı.
I had a good time.
öğrenmeye başla
Ben iyi vakit geçirdim.
I had a hard time.
öğrenmeye başla
Zor bir zaman geçirdim.
I had a nightmare.
öğrenmeye başla
Ben bir kabus gördüm.
My back hurts.
öğrenmeye başla
Sırtım ağrıyor.
I have a bad cold.
öğrenmeye başla
Benim kötü bir soğuk algınlığım var.
I have a cold now.
öğrenmeye başla
Şimdi bir soğuk algınlığım var.
I have a computer.
öğrenmeye başla
Benim bir bilgisayarım var.
I have a cut here.
öğrenmeye başla
Benim burada bir kesiğim var.
I have a few pens.
öğrenmeye başla
Bir kaç kalemim var.
I have a hangover.
öğrenmeye başla
Akşamdan kalmalığım var.
I have a headache.
öğrenmeye başla
Benim başım ağrıyor.
I have a migraine.
öğrenmeye başla
Benim migrenim var.
I have a question.
öğrenmeye başla
Bir sorum var.
I have an earache.
öğrenmeye başla
Kulağım ağrıyor.
I have an opinion.
öğrenmeye başla
Bir görüşüm var.
I have an opinion.
öğrenmeye başla
Bir düşüncem var.
I have bad breath.
öğrenmeye başla
Kötü nefesim var.
I have many books.
öğrenmeye başla
Benim çok sayıda kitabım var.
I have no friends.
öğrenmeye başla
Hiç arkadaşım yok.
I have no sisters.
öğrenmeye başla
Hiç kız kardeşim yok.
I have one sister.
öğrenmeye başla
Bir kız kardeşim var.
I have seen a UFO.
öğrenmeye başla
Ben bir UFO gördüm.
I have some money.
öğrenmeye başla
Benim biraz param var.
I have three dogs.
öğrenmeye başla
Benim üç köpeğim var.
I have to find it.
öğrenmeye başla
Ben onu bulmak zorundayım.
I have to go home.
öğrenmeye başla
Eve gitmek zorundayım.
I haven't met her.
öğrenmeye başla
Ona rastlamadım.
I haven't met him.
öğrenmeye başla
Ben onunla karşılaşmadım.
I held his sleeve.
öğrenmeye başla
Onun kolunu tuttum.
I hit the jackpot.
öğrenmeye başla
Turnayı gözünden vurdum.
I hit the jackpot.
öğrenmeye başla
Büyük ikramiyeyi kazandım.
I hope to see you.
öğrenmeye başla
Sizi görmeyi umuyorum.
I know he is busy.
öğrenmeye başla
Ben onun meşgul olduğunu biliyorum.
I know his family.
öğrenmeye başla
Onun ailesi biliyorum.
I know how to ski.
öğrenmeye başla
Ben nasıl kayacağımı biliyorum.
I know what to do.
öğrenmeye başla
Ne yapacağımı biliyorum.
I like coffee hot.
öğrenmeye başla
Kahveyi sıcak severim.
I like jazz music.
öğrenmeye başla
Ben caz müziği severim.
I like Kevin Nash.
öğrenmeye başla
Kevin Nash'i severim.
I like short hair.
öğrenmeye başla
Kısa saç seviyorum.
I listen to music.
öğrenmeye başla
Müzik dinlerim.
I love music, too.
öğrenmeye başla
Ben de müzik seviyorum.
I love that chair.
öğrenmeye başla
O sandalyeyi seviyorum.
I love this photo.
öğrenmeye başla
Bu fotoğrafı seviyorum.
I made Ann a doll.
öğrenmeye başla
Ann'e oyuncak bir bebek yaptım.
I made her a doll.
öğrenmeye başla
Ona bir bebek yaptım.
I made John happy.
öğrenmeye başla
John'ı mutlu ettim.
I mean what I say.
öğrenmeye başla
Söylediğim demek istediğimdir.
I met your friend.
öğrenmeye başla
Ben senin arkadaşınla buluştum.
I need an ashtray.
öğrenmeye başla
Bir kül tablasına ihtiyacım var.
I need some paper.
öğrenmeye başla
Biraz kağıda ihtiyacım var.
I should go home.
öğrenmeye başla
Eve gitmeliyim.
I owe him 100 yen.
öğrenmeye başla
Ona 100 yen borçluyum.
I owe him my life.
öğrenmeye başla
Ona hayatımı borçluyum.
I play the violin.
öğrenmeye başla
Keman çalarım.
I played football.
öğrenmeye başla
Ben futbol oynadım.
I pulled a muscle.
öğrenmeye başla
Ben bir kası incittim.
I put up a notice.
öğrenmeye başla
Ben bir haber koydum.
I ran for my life.
öğrenmeye başla
Hayatım için çalıştım.
I ran into a tree.
öğrenmeye başla
Ben bir ağaca rastladım.
I really like you.
öğrenmeye başla
Seni gerçekten seviyorum.
I saw him running.
öğrenmeye başla
Onun çalışmasını gördüm.
I saw you cooking.
öğrenmeye başla
Senin yemek pişirmeni gördüm.
I seem to be lost.
öğrenmeye başla
Kaybolmuş gibi görünüyorum.
I sent her a doll.
öğrenmeye başla
Ona bir oyuncak bebek gönderdim.
I share your idea.
öğrenmeye başla
Ben senin fikrini paylaşıyorum.
I should head out.
öğrenmeye başla
Ben gitmeliyim.
I sometimes skate.
öğrenmeye başla
Bazen patenle kayarım.
I stand corrected.
öğrenmeye başla
Hatamı kabul ediyorum.
I stopped smoking.
öğrenmeye başla
Sigara içmekten vazgeçtim.
I study at school.
öğrenmeye başla
Ben okulda eğitim görüyorum.
I think he did it.
öğrenmeye başla
Onun onu yaptığını düşünüyorum.
I think I'm right.
öğrenmeye başla
Ben haklı olduğumu düşünüyorum.
I think it's true.
öğrenmeye başla
Sanırım bu doğru.
I think otherwise.
öğrenmeye başla
Ben başka türlü düşünüyorum.
I took Highway 58.
öğrenmeye başla
Highway 58'i seçtim.
I tried to escape.
öğrenmeye başla
Ben kaçmaya çalıştım.
I usually eat out.
öğrenmeye başla
Ben genellikle dışarıda yerim.
I want a computer.
öğrenmeye başla
Ben bir bilgisayar istiyorum.
I want a lot more.
öğrenmeye başla
Çok daha fazlasını istiyorum.
I want a new oven.
öğrenmeye başla
Yeni bir fırın istiyorum.
I want a notebook.
öğrenmeye başla
Ben bir dizüstü bilgisayar istiyorum.
I want some money.
öğrenmeye başla
Ben biraz para istiyorum.
I want some paper.
öğrenmeye başla
Bir miktar kağıt istiyorum.
I want some water.
öğrenmeye başla
Biraz su istiyorum.
I want to see you.
öğrenmeye başla
Seni görmek istiyorum.
I was an outsider.
öğrenmeye başla
Ben bir yabancıydım.
I was embarrassed.
öğrenmeye başla
Ben utandım.
I was just mugged.
öğrenmeye başla
Az önce saldırıya uğradım.
I was out all day.
öğrenmeye başla
Ben bütün gün dışardaydım.
I was tired today.
öğrenmeye başla
Bugün yoruldum.
I was very hungry.
öğrenmeye başla
Ben çok acıktım.
I went on reading.
öğrenmeye başla
Ben okumaya devam ettim.
I went to the zoo.
öğrenmeye başla
Hayvanat bahçesine gittim.
I will do my best.
öğrenmeye başla
Ben elimden geleni yapacağım.
I will go on foot.
öğrenmeye başla
Ben yaya gideceğim.
I will never tell!
öğrenmeye başla
Asla söylemeyeceğim.
I wish I could go.
öğrenmeye başla
Keşke gidebilsem.
I won the lottery.
öğrenmeye başla
Ben piyango kazandım.
I work for a bank.
öğrenmeye başla
Ben bir banka için çalışırım.
I worry about him.
öğrenmeye başla
Onu hakkında endişe ediyorum.
I wrote this book.
öğrenmeye başla
Bu kitabı yazdım.
I'll be back soon.
öğrenmeye başla
Yakında döneceğim.
I'll get off here.
öğrenmeye başla
Burada ineceğim.
I'll see you soon.
öğrenmeye başla
Yakında görüşürüz.
I'll shut you out.
öğrenmeye başla
Seni dışarda bırakacağım.
I'll wait for you.
öğrenmeye başla
Senin için bekleyeceğim.
I'm a careful man.
öğrenmeye başla
Ben dikkatli bir adamım.
I'm a salesperson.
öğrenmeye başla
Bir satış elemanıyım.
I'm bad at sports.
öğrenmeye başla
Ben sporlarda kötüyüm.
I'm being patient.
öğrenmeye başla
Ben sabırlı oluyorum.
I'm busy as a bee.
öğrenmeye başla
Bir arı gibi meşgulüm.
I'm extremely fat.
öğrenmeye başla
Ben son derece şişmanım.
I'm feeling tired.
öğrenmeye başla
Kendimi yorgun hissediyorum.
I'm getting happy.
öğrenmeye başla
Ben mutlu oluyorum.
I'm just starving.
öğrenmeye başla
Ben sadece açlıktan ediyorum.
I'm kind of happy.
öğrenmeye başla
Ben az çok mutluyum.
I'm losing weight.
öğrenmeye başla
Ben kilo kaybettim.
I'm not ready yet.
öğrenmeye başla
Ben henüz hazır değilim.
I'm not satisfied.
öğrenmeye başla
Ben memnun değilim.
I'm still on duty.
öğrenmeye başla
Ben halen görevdeyim.
I'm taking a bath.
öğrenmeye başla
Banyo yapıyorum.
I've visited Nara.
öğrenmeye başla
Nara'yı ziyaret ettim.
Is he nice to her?
öğrenmeye başla
O ona karşı kibar mı?
Is her story true?
öğrenmeye başla
Onun hikayesi gerçek mi?
Is his story true?
öğrenmeye başla
Onun hikayesi doğru mudur?
Is Mr. Johnson in?
öğrenmeye başla
Bay Johnson içeride mi?
Is somebody there?
öğrenmeye başla
Orada biri var mı?
Is that pure gold?
öğrenmeye başla
O saf altın mı?
Is that your book?
öğrenmeye başla
Şu senin kitabın mı?
Is that your room?
öğrenmeye başla
O senin odan mı?
Is the bath clean?
öğrenmeye başla
Banyo temiz mi?
Is the bath ready?
öğrenmeye başla
Banyo hazır mı?
Is there a curfew?
öğrenmeye başla
Bir sokağa çıkma yasağı var mı?
Is this hat yours?
öğrenmeye başla
Bu şapka senin mi?
Is this Tom's bag?
öğrenmeye başla
Bu Tom'un çantası mı?
Is this your bike?
öğrenmeye başla
Bu senin bisikletin mi?
Is this your book?
öğrenmeye başla
Bu senin kitabın mı?
It doesn't matter.
öğrenmeye başla
Bu önemli değil.
It fell to pieces.
öğrenmeye başla
O, parçalara ayrıldı.
It has cooled off.
öğrenmeye başla
O sakinleşti.
It has to be true.
öğrenmeye başla
O doğru olmak zorundadır.
It is a small dog.
öğrenmeye başla
Bu küçük bir köpek.
It is a white lie.
öğrenmeye başla
O, beyaz bir yalandır.
It is clearing up.
öğrenmeye başla
Hava açıyor.
It is raining now.
öğrenmeye başla
Şimdi yağmur yağıyor.
It rained heavily.
öğrenmeye başla
Şiddetli yağmur yağdı.
It was a warm day.
öğrenmeye başla
Bu sıcak bir gündü.
It was quite cold.
öğrenmeye başla
Hava oldukça soğuktu.
It won't clear up.
öğrenmeye başla
Hava açık olmayacak.
It's a cloudy day.
öğrenmeye başla
Bulutlu bir gün.
It's a dictionary.
öğrenmeye başla
O bir sözlük.
It's a lovely day.
öğrenmeye başla
Bu güzel bir gün.
It's a short walk.
öğrenmeye başla
O kısa bir yürüyüş.
It's already 7:00.
öğrenmeye başla
Zaten 07:00.
It's an old piano.
öğrenmeye başla
O eski bir piyano.
It's blowing hard.
öğrenmeye başla
Sert esiyor.
It's cloudy today.
öğrenmeye başla
Bugün hava bulutlu.
It's dark outside.
öğrenmeye başla
Dışarısı karanlık.
It's like a dream.
öğrenmeye başla
O bir rüya gibi.
It's my brother's.
öğrenmeye başla
O, erkekkardeşimin.
It's not my fault!
öğrenmeye başla
Bu benim hatam değil!
It's not my fault.
öğrenmeye başla
Bu benim hatam değil.
It's now or never.
öğrenmeye başla
Ya şimdi ya da asla.
It's our pleasure.
öğrenmeye başla
O zevk bize ait.
It's starting now.
öğrenmeye başla
O şimdi başlıyor.
It's time for bed.
öğrenmeye başla
Yatma zamanıdır.
It's too late now.
öğrenmeye başla
Artık çok geç.
It's touch and go.
öğrenmeye başla
O çok tehlikeli bir durum.
It's unbelievable.
öğrenmeye başla
Bu inanılmaz bir şey.
John has two sons.
öğrenmeye başla
John'ın iki oğlu var.
John has two sons.
öğrenmeye başla
John'ın iki oğlu vardır.
John is my nephew.
öğrenmeye başla
John benim yeğenim.
John is my nephew.
öğrenmeye başla
John benim yeğenimdir.
John sits by Jack.
öğrenmeye başla
John, Jack'le birlikte oturuyor.
Judy looked at me.
öğrenmeye başla
Judy bana baktı.
Judy smiled at me.
öğrenmeye başla
Judy bana gülümsedi.
Just be cool.
öğrenmeye başla
Sadece sakin ol.
Keep away from me.
öğrenmeye başla
Benden uzak durun.
Keiko is a singer.
öğrenmeye başla
Keiko bir şarkıcıdır.
Ken likes camping.
öğrenmeye başla
Ken kamp yapmayı sever.
Knock on the door.
öğrenmeye başla
Kapıyı çal.
Let me have a try.
öğrenmeye başla
Bir kere deneyelim.
Let me in, please.
öğrenmeye başla
Lütfen içeri girmeme izin verin.
Let them all come.
öğrenmeye başla
Hepsi gelsin.
Let us go, please.
öğrenmeye başla
Gidelim lütfen.
Let's do it again.
öğrenmeye başla
Onu tekrar yapalım.
Let's do the work.
öğrenmeye başla
İşi yapalım.
Let's get married.
öğrenmeye başla
Evlenelim.
Let's have dinner.
öğrenmeye başla
Akşam yemeği yiyelim.
Let's leave early.
öğrenmeye başla
Erken ayrılalım.
Let's play soccer.
öğrenmeye başla
Futbol oynayalım.
Let's shake hands.
öğrenmeye başla
Tokalaşalım.
Let's sing a song.
öğrenmeye başla
Bir şarkı söyleyelim.
Let's take a rest.
öğrenmeye başla
Dinlenelim.
Let's get a cab.
öğrenmeye başla
Bir taksiye binelim.
Let's take a trip.
öğrenmeye başla
Bir gezi yapalım.
Let's take a walk.
öğrenmeye başla
Bir yürüyüş yapalım.
Let's talk turkey.
öğrenmeye başla
Dobra dobra konuşalım.
Life is beautiful.
öğrenmeye başla
Hayat güzeldir.
Life is enjoyable.
öğrenmeye başla
Yaşam tatlıdır.
Long time, no see.
öğrenmeye başla
Uzun süre görüşmedik.
Look at the girls.
öğrenmeye başla
Kızlara bak.
Look into the box.
öğrenmeye başla
Kutunun içine bakın.
Look out for bees.
öğrenmeye başla
Arılara dikkat edin.
May I go with you?
öğrenmeye başla
Ben sizinle birlikte gidebilir miyim?
May I put it here?
öğrenmeye başla
Onu buraya koyabilir miyim?
May I take a bath?
öğrenmeye başla
Ben bir banyo yapabilir miyim?
May I take a rest?
öğrenmeye başla
Ben dinlenebilir miyim?
May I talk to you?
öğrenmeye başla
Sizinle konuşabilir miyim?
Miho is a pianist.
öğrenmeye başla
Miho bir piyanist.
Monday's not good.
öğrenmeye başla
Pazartesi iyi değil.
Muiriel is 20 now.
öğrenmeye başla
Muiriel 20 yaşında.
Muiriel is 20 now.
öğrenmeye başla
Muiriel şimdi 20.
My arms went numb.
öğrenmeye başla
Kollarım uyuştu.
My bag was stolen.
öğrenmeye başla
Çantam çalındı.
My bag was stolen.
öğrenmeye başla
Benim çantam çalındı.
My brother is out.
öğrenmeye başla
Erkekkardeşim dışarı çıktı.
My eyes are itchy.
öğrenmeye başla
Gözlerim kaşınıyor.
My father is busy.
öğrenmeye başla
Babam meşgul.
My father is tall.
öğrenmeye başla
Babam uzun boylu.
My hair got kinky.
öğrenmeye başla
Saçlarım çok karışık oldu.
My hobby is music.
öğrenmeye başla
Benim hobim müzik.
My name is Yamada.
öğrenmeye başla
Benim adım Yamada.
My shoes are gone.
öğrenmeye başla
Benim ayakkabılar gitti.
My stomach's full.
öğrenmeye başla
Midem dolu.
Nancy has a piano.
öğrenmeye başla
Nancy'nin bir piyanosu var.
Nancy likes music.
öğrenmeye başla
Nancy müziği sever.
No problem at all!
öğrenmeye başla
Hiç sorun değil!
No, I didn't help.
öğrenmeye başla
Hayır, ben yardım etmedim.
Once more, please.
öğrenmeye başla
Bir kez daha lütfen.
Our money ran out.
öğrenmeye başla
Bizim para bitti.
Paul has dry hair.
öğrenmeye başla
Paul kuru saça sahiptir.
Please come again.
öğrenmeye başla
Lütfen yine gel.
Please correct it.
öğrenmeye başla
Lütfen onu düzeltin.
Please explain it.
öğrenmeye başla
Lütfen bunu açıklayın.
Please fix my toy.
öğrenmeye başla
Lütfen oyuncağımı tamir edin.
Please forgive me.
öğrenmeye başla
Lütfen beni affet.
Please keep quiet.
öğrenmeye başla
Lütfen sessiz durun.
Please look at me.
öğrenmeye başla
Lütfen bana bak.
Please step aside.
öğrenmeye başla
Lütfen kenara çekilin.
Please turn it on.
öğrenmeye başla
Lütfen onu açın.
Please wrap it up.
öğrenmeye başla
Lütfen onu paketleyin.
Poets write poems.
öğrenmeye başla
Şairler şiirler yazar.
Pretend you're me.
öğrenmeye başla
Benmişim gibi davran.
Pretend you're me.
öğrenmeye başla
Benmişim gibi yap.
Prices are rising.
öğrenmeye başla
Fiyatlar yükseliyor.
Put on your shoes.
öğrenmeye başla
Ayakkabılarınızı giyin.
Put out the light.
öğrenmeye başla
Işığı söndür.
Put your hands up!
öğrenmeye başla
Ellerini kaldır!
Read it once more.
öğrenmeye başla
Onu bir kez daha okuyun.
Rugs absorb sound.
öğrenmeye başla
Kilimler sesi absorbe eder.
Say it in English.
öğrenmeye başla
Lütfen İngilizce olarak söyle.
She always smiles.
öğrenmeye başla
O, hep gülümser.
She appeals to me.
öğrenmeye başla
O bana hitap ediyor.
She began to sing.
öğrenmeye başla
O şarkı söylemeye başladı.
She can handle it.
öğrenmeye başla
O, onunla başa çıkabilir.
She can jump high.
öğrenmeye başla
O yüksek sıçrayabilir.
She cooks for him.
öğrenmeye başla
O onun için yemek pişiriyor.
She decided to go.
öğrenmeye başla
O gitmeye karar verdi.
She did come here.
öğrenmeye başla
O buraya geldi.
She did it easily.
öğrenmeye başla
O onu kolayca yaptı.
She didn't go far.
öğrenmeye başla
O uzağa gitmedi.
She died of shock.
öğrenmeye başla
O şok nedeniyle hayatını kaybetti.
She got him drunk.
öğrenmeye başla
Onu sarhoş etti.
She has a picture.
öğrenmeye başla
Onun bir resmi var.
She has blue eyes.
öğrenmeye başla
Onun mavi gözleri var.
She has long hair.
öğrenmeye başla
O uzun saçlı.
She hates carrots.
öğrenmeye başla
O havuçlardan nefret ediyor.
She hates running.
öğrenmeye başla
O çalışmaktan nefret ediyor.
She heard him cry.
öğrenmeye başla
Onun çığlık attığını duydu.
She is aggressive.
öğrenmeye başla
O saldırgan.
She is attractive.
öğrenmeye başla
O çekici.
She is mad at you.
öğrenmeye başla
O sana kızgın.
She is not up yet.
öğrenmeye başla
O henüz kalkmadı.
She isn't married.
öğrenmeye başla
O evli değil.
She isn't running.
öğrenmeye başla
O çalışmıyor.
She keeps secrets.
öğrenmeye başla
O, sırlarını saklar.
She likes oranges.
öğrenmeye başla
O portakalları seviyor.
She looked lonely.
öğrenmeye başla
O yalnız görünüyordu.
She looks unhappy.
öğrenmeye başla
O mutsuz görünüyor.
She made him rich.
öğrenmeye başla
O onu zengin yaptı.
She made me hurry.
öğrenmeye başla
Bana acele ettirdi.
She married young.
öğrenmeye başla
O, genç ile evlendi.
She may be French.
öğrenmeye başla
O Fransız olabilir.
She must be angry.
öğrenmeye başla
O kızgın olmalı.
She must go there.
öğrenmeye başla
O oraya gitmeli.
She saw him smile.
öğrenmeye başla
Onun gülümsemesini gördü.
She seems excited.
öğrenmeye başla
Heyecanlı görünüyor.
She smiled at him.
öğrenmeye başla
O ona gülümsedi.
She threw him out.
öğrenmeye başla
O onu dışarı attı.
She tried to swim.
öğrenmeye başla
O yüzmeye çalıştı.
She was very busy.
öğrenmeye başla
O çok meşguldü.
She went shopping.
öğrenmeye başla
O, alışverişe gitti.
She went with him.
öğrenmeye başla
Onunla birlikte gitti.
She wept bitterly.
öğrenmeye başla
O için için ağladı.
She's fashionable.
öğrenmeye başla
O şık.
She's fashionable.
öğrenmeye başla
O modaya uygun.
She's got a point.
öğrenmeye başla
O konuyu anladı.
She's in the bath.
öğrenmeye başla
O, banyodadır.
She's our teacher.
öğrenmeye başla
O bizim öğretmenimiz.
She's unconscious.
öğrenmeye başla
O baygındır.
Stay here with us.
öğrenmeye başla
Bizimle burada kal.
Quit bothering me.
öğrenmeye başla
Beni rahatsız etmeyi bırak.
Take off your cap.
öğrenmeye başla
Kepinizi çıkarınız.
Take some aspirin.
öğrenmeye başla
Biraz aspirin al.
Tell me the truth.
öğrenmeye başla
Bana gerçeği söyle.
Tell me the truth.
öğrenmeye başla
Bana gerçeği anlat.
Thanks in advance.
öğrenmeye başla
Şimdiden teşekkür ederiz.
That boy is smart.
öğrenmeye başla
O çocuk akıllıdır.
That house is big.
öğrenmeye başla
O ev büyük.
That is her house.
öğrenmeye başla
Bu onun evidir.
That is my school.
öğrenmeye başla
Şu benim okulum.
That won't happen.
öğrenmeye başla
O olmayacak.
That's a pheasant.
öğrenmeye başla
O bir sülün.
That's my problem.
öğrenmeye başla
Bu benim sorunum.
That's news to me.
öğrenmeye başla
İlk kez duyuyorum.
That's not my job.
öğrenmeye başla
O benim işim değil.
That's not my job.
öğrenmeye başla
O beni ilgilendirmez.
That's really sad.
öğrenmeye başla
O gerçekten üzücü.
That's ridiculous.
öğrenmeye başla
O çok saçma.
The bath is ready.
öğrenmeye başla
Banyo hazırdır.
The clock stopped.
öğrenmeye başla
Bir saat durdu.
The clock stopped.
öğrenmeye başla
Saat durdu.
The dog was dying.
öğrenmeye başla
Köpek ölüyordu.
The dog went away.
öğrenmeye başla
Köpek uzaklaştı.
The doorbell rang.
öğrenmeye başla
Kapı zili çaldı.
The earth rotates.
öğrenmeye başla
Dünya dönüyor.
The fight is over.
öğrenmeye başla
Kavga sona erdi.
The fire went out.
öğrenmeye başla
Yangın söndü.
The light went on.
öğrenmeye başla
Işık gitti.
The lovers kissed.
öğrenmeye başla
Aşıklar öptüler.
The man was dying.
öğrenmeye başla
Adam ölüyordu.
The meeting ended.
öğrenmeye başla
Toplantı bitti.
The pain has gone.
öğrenmeye başla
Ağrı gitti.
The party's over.
öğrenmeye başla
Parti bitti.
The pen is broken.
öğrenmeye başla
Kalem kırık.
The river is wide.
öğrenmeye başla
Nehir geniştir.
The room was hot.
öğrenmeye başla
Oda sıcaktı.
The ship set sail.
öğrenmeye başla
Gemi yola çıktı.
The soup is thick.
öğrenmeye başla
Çorba koyu.
The sun is rising.
öğrenmeye başla
Güneş doğuyor.
The switch is off.
öğrenmeye başla
Anahtar kapalı.
The war continued.
öğrenmeye başla
Savaş devam etti.
The water is pure.
öğrenmeye başla
Su saftır.
The worst is over.
öğrenmeye başla
En kötüsü bitti.
There is no doubt.
öğrenmeye başla
Şüphe yoktur.
There is no water.
öğrenmeye başla
Hiç su yoktur.
They're all dead.
öğrenmeye başla
Onların hepsi öldü.
They are at lunch.
öğrenmeye başla
Onlar öğle yemeğinde.
They are in class.
öğrenmeye başla
Onlar sınıfta.
They are our cars.
öğrenmeye başla
Onlar bizim arabalarımız.
They are very big.
öğrenmeye başla
Onlar çok büyük.
They are well off.
öğrenmeye başla
Onlar iyi durumda.
They bought a car.
öğrenmeye başla
Onlar bir araba satın aldı.
They hunted foxes.
öğrenmeye başla
Tilkileri avladılar.
They kidnapped me.
öğrenmeye başla
Onlar beni kaçırdı.
They kidnapped me.
öğrenmeye başla
Onlar beni kaçırdılar.
They look healthy.
öğrenmeye başla
Onlar sağlıklı görünüyorlar.
They sang in tune.
öğrenmeye başla
Onlar ahenk içinde şarkı söyledi.
They went fishing.
öğrenmeye başla
Balığa gittiler.
This apple is bad.
öğrenmeye başla
Bu elma kötü.
This book is hers.
öğrenmeye başla
Bu kitap onunki.
This book is mine.
öğrenmeye başla
Bu kitap benimdir.
This book was new.
öğrenmeye başla
Bu kitap yeniydi.
This book will do.
öğrenmeye başla
Bu kitap işimi görür.
This coat is warm.
öğrenmeye başla
Bu ceket sıcak tutuyoır.
This desk is good.
öğrenmeye başla
Bu masa iyidir.
This egg is fresh.
öğrenmeye başla
Bu yumurta taze.
This fish is done.
öğrenmeye başla
Bu balık iyi pişmiş.
This is a picture.
öğrenmeye başla
Bu bir resim.
This is good meat.
öğrenmeye başla
Bu iyi et.
This is my choice.
öğrenmeye başla
Bu benim seçimim.
This is my cousin.
öğrenmeye başla
Bu benim kuzenim.
This is my mother.
öğrenmeye başla
Bu benim annem.
This is Tom's dog.
öğrenmeye başla
Bu Tom'un köpeği.
This is too short.
öğrenmeye başla
Bu çok kısa.
This is your book.
öğrenmeye başla
Bu senin kitabın.
This isn't my bag.
öğrenmeye başla
Bu benim çantam değil.
This lake is deep.
öğrenmeye başla
Bu göl derin.
This plane is his.
öğrenmeye başla
Bu uçak onun.
This tastes moldy.
öğrenmeye başla
Bunun tadı küflü.
Tom became a hero.
öğrenmeye başla
Tom bir kahraman oldu.
Tom began talking.
öğrenmeye başla
Tom konuşmaya başladı.
Tom blew his nose.
öğrenmeye başla
Tom burnunu sümkürdü.
Tom broke his leg.
öğrenmeye başla
Tom bacağını kırdı.
Tom can swim well.
öğrenmeye başla
Tom iyi yüzebilir.
Tom changed color.
öğrenmeye başla
Tom renk değiştirdi.
Tom cooked dinner.
öğrenmeye başla
Tom akşam yemeğini pişirdi.
Tom despised Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi hor gördü.
Tom despises Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi küçümsüyor.
Tom did it easily.
öğrenmeye başla
Tom onu kolayca yaptı.
Tom didn't get it.
öğrenmeye başla
Tom onu almadı.
Tom disliked Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi sevmiyordu.
Tom divorced Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi boşadı.
Tom doesn't agree.
öğrenmeye başla
Tom onaylamıyor.
Tom doesn't drink.
öğrenmeye başla
Tom içmez.
Tom doesn't smoke.
öğrenmeye başla
Tom sigara içmiyor.
Tom drives a Ford.
öğrenmeye başla
Tom bir Ford sürer.
Tom drives safely.
öğrenmeye başla
Tom güvenli bir şekilde araba sürer.
Tom drove the car.
öğrenmeye başla
Tom arabayı sürdü.
Tom eats too much.
öğrenmeye başla
Tom çok fazla yer.
Tom felt confused.
öğrenmeye başla
Tom şaşırmış hissetti.
Tom felt left out.
öğrenmeye başla
Tom dışarıda bırakılmış hissetti.
Tom felt relieved.
öğrenmeye başla
Tom rahatlamış hissetti.
Tom gave a speech.
öğrenmeye başla
Tom bir konuşma yaptı.
Tom gave me a pen.
öğrenmeye başla
Tom bana bir dolma kalem verdi.
Tom got a haircut.
öğrenmeye başla
Tom bir saç tıraşı oldu.
Tom got beaten up.
öğrenmeye başla
Tom'a dayak atıldı.
Tom got depressed.
öğrenmeye başla
Tom depresyona girdi.
Tom got sunburned.
öğrenmeye başla
Tom güneş yanığı oldu.
Tom had a bad day.
öğrenmeye başla
Tom kötü bir gün geçirdi.
Tom has allergies.
öğrenmeye başla
Tom'un alerjisi var.
Tom has arthritis.
öğrenmeye başla
Tom'un artriti var.
Tom has been busy.
öğrenmeye başla
Tom meşgul.
Tom has big hands.
öğrenmeye başla
Tom'un büyük elleri var.
Tom has blue eyes.
öğrenmeye başla
Tom'un mavi gözleri var.
Tom has dark skin.
öğrenmeye başla
Tom koyu tenli.
Tom has hay fever.
öğrenmeye başla
Tom'un saman nezlesi var.
Tom has heartburn.
öğrenmeye başla
Tom'un midesi ekşidi.
Tom has nice skin.
öğrenmeye başla
Tom güzel bir cilde sahiptir.
Tom has thin lips.
öğrenmeye başla
Tom'un ince dudaklar vardır.
Tom hasn't called.
öğrenmeye başla
Tom aramadı.
Tom hates his job.
öğrenmeye başla
Tom işinden nefret ediyor.
Tom heard a noise.
öğrenmeye başla
Tom bir gürültü duydu.
Tom hung up on me.
öğrenmeye başla
Tom beni kafasına taktı.
Tom insulted Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'ye hakaret etti.
Tom is a bad cook.
öğrenmeye başla
Tom, kötü bir aşçı.
Tom is a beginner.
öğrenmeye başla
Tom bir acemi.
Tom is a musician.
öğrenmeye başla
Tom bir müzisyen.
Tom is a reporter.
öğrenmeye başla
Tom bir muhabir.
Tom is a real man.
öğrenmeye başla
Tom gerçek bir erkek.
Tom is an amateur.
öğrenmeye başla
Tom bir amatör.
Tom is just a kid.
öğrenmeye başla
Tom tam bir çocuk.
Tom is thirty-one.
öğrenmeye başla
Tom otuz bir yaşında.
Tom is unsociable.
öğrenmeye başla
Tom sosyal değil.
Tom is very blunt.
öğrenmeye başla
Tom çok açık sözlüdür.
Tom is very hungry.
öğrenmeye başla
Tom çok aç
Tom is very smart.
öğrenmeye başla
Tom çok akıllı.
Tom is very tired.
öğrenmeye başla
Tom çok yorgun.
Tom isn't a crook.
öğrenmeye başla
Tom bir dolandırıcı değildir.
Tom isn't married.
öğrenmeye başla
Tom evli değildir.
Tom isn't so tall.
öğrenmeye başla
Tom o kadar uzun boylu değil.
Tom keeps a diary.
öğrenmeye başla
Tom bir günlük tutar.
Tom let Mary swim.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi yüzdürdü.
Tom likes to knit.
öğrenmeye başla
Tom örgü örmeyi sever.
Tom lit his cigar.
öğrenmeye başla
Tom purosunu yaktı.
Tom lit the stove.
öğrenmeye başla
Tom sobayı yaktı.
Tom looked lonely.
öğrenmeye başla
Tom yalnız görünüyordu.
Tom looks worried.
öğrenmeye başla
Tom endişeli görünüyor.
Tom lost the race.
öğrenmeye başla
Tom yarışı kaybetti.
Tom loves fishing.
öğrenmeye başla
Tom balık tutmayı seviyor.
Tom loves his job.
öğrenmeye başla
Tom işini seviyor.
Tom loves singing.
öğrenmeye başla
Tom şarkı söylemeyi seviyor.
Tom made Mary cry.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi ağlattı.
Tom needs a break.
öğrenmeye başla
Tom'un bir molaya ihtiyacı var.
Tom never gave up.
öğrenmeye başla
Tom asla vazgeçmedi.
Tom offended Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi incitti.
Tom paid the bill.
öğrenmeye başla
Tom faturayı ödedi.
Tom paid the fare.
öğrenmeye başla
Tom bilet parasını ödedi.
Tom paid the rent.
öğrenmeye başla
Tom kirayı ödedi.
Tom ran for mayor.
öğrenmeye başla
Tom belediye başkanlığı için yarıştı.
Tom should try it.
öğrenmeye başla
Tom onu denemeli.
Tom shut his eyes.
öğrenmeye başla
Tom gözlerini kapadı.
Tom skipped lunch.
öğrenmeye başla
Tom öğle yemeğini atladı.
Tom stood in line.
öğrenmeye başla
Tom kuyrukta durdu.
Tom sure can sing.
öğrenmeye başla
Tom şarkı söyleyebileceğinden emin.
Tom sure is lucky.
öğrenmeye başla
Tom şanslı olduğundan emin.
Tom took a shower.
öğrenmeye başla
Tom bir duş aldı.

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.