Turkish sentences from Tatoeba 5

 0    1.000 flashcards    aleksandra.eska
mp3 indir Baskı oynamak kendini kontrol et
 
soru cevap
Washing is my work.
öğrenmeye başla
Yıkama benim işim.
Watching TV is fun.
öğrenmeye başla
TV seyretmek eğlencelidir.
We adopted a child.
öğrenmeye başla
Biz bir çocuğu evlatlık aldık.
We are Australians.
öğrenmeye başla
Biz Avustralyalılarız.
We are watching TV.
öğrenmeye başla
Biz TV izliyoruz.
We ate lunch early.
öğrenmeye başla
Biz öğle yemeğini erken yedik.
We ate some apples.
öğrenmeye başla
Birkaç elma yedik.
We beat the man up.
öğrenmeye başla
Biz adamı dövdük.
We chartered a bus.
öğrenmeye başla
Biz bir otobüs kiraladık.
We don't know her.
öğrenmeye başla
Onu tanımıyoruz.
We enjoyed skating.
öğrenmeye başla
Biz patenle kaymayı seviyoruz.
We found him alive.
öğrenmeye başla
Biz onu canlı bulduk.
We grow wheat here.
öğrenmeye başla
Biz burada buğday yetiştiririz.
We have to act now.
öğrenmeye başla
Şimdi harekete geçmeliyiz.
We kept them quiet.
öğrenmeye başla
Biz onları sessiz tuttuk.
We love each other.
öğrenmeye başla
Biz birbirimizi seviyoruz.
We need some money.
öğrenmeye başla
Biraz paraya ihtiyacım var.
We played baseball.
öğrenmeye başla
Biz beyzbol oynadık.
We prayed for rain.
öğrenmeye başla
Biz yağmur için dua ettik.
We ran out of food.
öğrenmeye başla
Yiyeceğimiz bitti.
We slept in a tent.
öğrenmeye başla
Biz bir çadırda uyuduk.
We started to walk.
öğrenmeye başla
Biz yürümeye başladık.
We studied English.
öğrenmeye başla
Biz İngilizce eğitimi gördüm.
We swam in the sea.
öğrenmeye başla
Biz denizde yüzdük.
We were in a hurry.
öğrenmeye başla
Acelemiz vardı.
We were very tired.
öğrenmeye başla
Biz çok yorgunduk.
We're able dancers.
öğrenmeye başla
Biz yetenekli dansçılarız.
We're almost there.
öğrenmeye başla
Biz neredeyse oradayız.
What a big pumpkin!
öğrenmeye başla
Ne büyük bir kabak!
What are these for?
öğrenmeye başla
Bunlar ne için?
What're you doing?
öğrenmeye başla
Ne yapıyorsun?
What did Jean make?
öğrenmeye başla
Jean ne yaptı?
What do horses eat?
öğrenmeye başla
Atlar ne yer?
What does she have?
öğrenmeye başla
Onun neyi var?
What does Tom want?
öğrenmeye başla
Tom ne istiyor?
What is Ken eating?
öğrenmeye başla
Ken ne yiyor?
What's in there?
öğrenmeye başla
Oradaki nedir?
What's Tony doing?
öğrenmeye başla
Tony ne yapıyor?
What narrow stairs!
öğrenmeye başla
Ne dar merdivenler!
What vile behavior!
öğrenmeye başla
Ne iğrenç davranış!
What was your name?
öğrenmeye başla
Adınız neydi?
What will you have?
öğrenmeye başla
Ne istiyorsunuz?
What will you have?
öğrenmeye başla
Ne alacaksınız?
What will you do?
öğrenmeye başla
Ne yapacaksın?
What do you say?
öğrenmeye başla
Ne diyorsun?
What's in this bag?
öğrenmeye başla
Bu çantada ne var?
What's that flower?
öğrenmeye başla
O çiçek nedir?
What's your answer?
öğrenmeye başla
Cevabınız nedir?
When can I see you?
öğrenmeye başla
Seni ne zaman görebilirim?
When does it begin?
öğrenmeye başla
Ne zaman başlar?
When were you born?
öğrenmeye başla
Ne zaman doğdunuz?
Where are you hurt?
öğrenmeye başla
Nereyi incittin?
Where does he live?
öğrenmeye başla
Nerede yaşıyor?
Where does he live?
öğrenmeye başla
O nerede yaşıyor?
Where does it hurt?
öğrenmeye başla
Neresi acıyor?
Where has she gone?
öğrenmeye başla
O nereye gitti?
Where is it hidden?
öğrenmeye başla
Nerede gizli?
Where is the vodka?
öğrenmeye başla
Votka nerede?
Where is your room?
öğrenmeye başla
Odanız nerede?
Where should I sit?
öğrenmeye başla
Nerede oturmam gerekiyor.
Where should we go?
öğrenmeye başla
Nereye gitmeliyiz?
Where was he going?
öğrenmeye başla
O nereye gidiyordu?
Where was Tom born?
öğrenmeye başla
Tom nerede doğdu?
Where will we meet?
öğrenmeye başla
Biz nerede buluşacağız?
Where's the museum?
öğrenmeye başla
Müze nerede?
Where's the toilet?
öğrenmeye başla
Tuvalet nerede?
Which bag is yours?
öğrenmeye başla
Hangi çanta sizinki?
Which boy is Masao?
öğrenmeye başla
Hangi çocuk Masao'dur?
Which cap is yours?
öğrenmeye başla
Hangi şapka seninkidir?
Which dog is yours?
öğrenmeye başla
Hangi köpek sizin?
Which is your book?
öğrenmeye başla
Hangisi senin kitabın?
Who broke the vase?
öğrenmeye başla
Vazoyu kim kırdı?
Who broke this pen?
öğrenmeye başla
Bu kalemi kim kırdı?
Who does Tony like?
öğrenmeye başla
Tony kimi sever?
Who made this cake?
öğrenmeye başla
Bu keki kim yaptı?
Who made this plan?
öğrenmeye başla
Bu planı kim yaptı?
Who owns this land?
öğrenmeye başla
Bu toprakların sahibi kimdir?
Who telephoned Ann?
öğrenmeye başla
Ann'e kim telefon etti?
Whose book is this?
öğrenmeye başla
Bu kitap kimin?
Whose book is this?
öğrenmeye başla
Bu kitap kimin kitabı?
Whose book is this?
öğrenmeye başla
Bu kimin kitabı?
Whose friend is he?
öğrenmeye başla
O kimin arkadaşı?
Whose room is this?
öğrenmeye başla
Bu kimin odası.
Whose side are you?
öğrenmeye başla
Hangi taraftasın?
Why are you crying?
öğrenmeye başla
Neden ağlıyorsun?
Why can't you come?
öğrenmeye başla
Neden gelemiyorsun?
Why can't you come?
öğrenmeye başla
Neden gelemiyorsun.
Why do you need it?
öğrenmeye başla
Niçin ona ihtiyacınız var?
Why were you there?
öğrenmeye başla
Niçin oradaydın?
Will I have a scar?
öğrenmeye başla
Bir yara izim olacak mı?
Will it hurt a lot?
öğrenmeye başla
Çok incitecek mi?
Will it rain today?
öğrenmeye başla
Bugün yağmur yağacak mı?
Will you help them?
öğrenmeye başla
Onlara yardım edecek misin?
Women like to talk.
öğrenmeye başla
Kadınlar konuşmayı sever.
Won't you sit down?
öğrenmeye başla
Oturmayacak mısın?
Would you like ice?
öğrenmeye başla
Biraz buz ister misiniz?
Would you teach me?
öğrenmeye başla
Bana öğretir misin?
Write it in pencil.
öğrenmeye başla
Onu kurşun kalemle yazın.
Yes. That's right.
öğrenmeye başla
Evet, o doğru.
You are a good boy.
öğrenmeye başla
Sen iyi bir çocuksun.
You are a nice boy.
öğrenmeye başla
Sen güzel bir çocuksun.
You are very brave.
öğrenmeye başla
Çok cesursun.
You broke the rule.
öğrenmeye başla
Kuralı bozdun.
You can rely on me.
öğrenmeye başla
Bana güvenebilirsiniz.
You can smoke here.
öğrenmeye başla
Burada sigara içebilirsin.
You can study here.
öğrenmeye başla
Burada eğitim görebilirsiniz.
You can't eat here.
öğrenmeye başla
Burada yiyemezsin.
You have been busy.
öğrenmeye başla
Sen meşguldün.
You have cute eyes.
öğrenmeye başla
Sevimli gözlerin var.
You know who he is.
öğrenmeye başla
Sen onun kim olduğunu biliyorsun.
You like elephants.
öğrenmeye başla
Sen filleri seversin.
You like Kawaguchi.
öğrenmeye başla
Kawaguchi seversin.
You look beautiful.
öğrenmeye başla
Güzel görünüyorsun.
You look contented.
öğrenmeye başla
Sen mutlu görünüyorsun.
You look exhausted.
öğrenmeye başla
Bitkin görünüyorsun.
You look great.
öğrenmeye başla
Harika görünüyorsun.
You look hot today.
öğrenmeye başla
Bugün çok ateşli görünüyorsun.
You may go at once.
öğrenmeye başla
Bir kere gidebilirsin.
You may go at once.
öğrenmeye başla
Bir kez gidebilirsin.
You may go at once.
öğrenmeye başla
Bir defa gidebilirsin.
You may use my car.
öğrenmeye başla
Sen benim arabamı kullanabilirsin.
You may use my pen.
öğrenmeye başla
Sen benim kalemimi kullanabilirsin.
You might meet him.
öğrenmeye başla
Onunla karşılaşabilirsin.
You might meet Tom.
öğrenmeye başla
Tom'la karşılaşabilirsin.
You must not smoke.
öğrenmeye başla
Sigara içmemelisin.
You should know it.
öğrenmeye başla
Onu bilmelisin.
You'll feel better.
öğrenmeye başla
Sen daha iyi hissedeceksiniz.
You're quite right.
öğrenmeye başla
Çok haklısın.
You're still young.
öğrenmeye başla
Hala gençsin.
Your bath is ready.
öğrenmeye başla
Banyonuz hazır.
A cold wind blew in.
öğrenmeye başla
Evde soğuk bir rüzgar esti.
A dog has four legs.
öğrenmeye başla
Bir köpeğin dört bacağı var.
A green light is on.
öğrenmeye başla
Bir yeşil ışık açık.
A noise woke her up.
öğrenmeye başla
Bir gürültü onu uyandırdı.
A storm is imminent.
öğrenmeye başla
Bir fırtına yakındır.
A truck hit the dog.
öğrenmeye başla
Bir kamyon köpeğe çarptı.
A whale is a mammal.
öğrenmeye başla
Balina bir memelidir.
All I have is books.
öğrenmeye başla
Sahip olduğum herşey kitaplardır.
All I want is money.
öğrenmeye başla
Bütün istediğim paradır.
We're all happy.
öğrenmeye başla
Hepimiz mutluyuz.
Ann came downstairs.
öğrenmeye başla
Ann alt kata geldi.
Ann loves chocolate.
öğrenmeye başla
Ann çikolatayı sever.
Ann seems to be ill.
öğrenmeye başla
Ann hasta görünüyor.
Answer my questions.
öğrenmeye başla
Sorularıma cevap verin.
Answer the question.
öğrenmeye başla
Soruyu cevapla.
Anybody can do that.
öğrenmeye başla
Herhangi biri bunu yapabilir.
Anybody can read it.
öğrenmeye başla
Birisi onu okuyabilir.
Anybody want a lift?
öğrenmeye başla
Araba ile gitmek isteyen biri var mı?
Are seats available?
öğrenmeye başla
Koltuklar müsait mi?
Are they in the gym?
öğrenmeye başla
Onlar spor salonundalar mı?
Are you on Facebook?
öğrenmeye başla
Facebook'ta mısınız?
Are you ready to go?
öğrenmeye başla
Gitmeye hazır mısınız?
Believe in yourself.
öğrenmeye başla
Kendine inan.
Bob became a pastor.
öğrenmeye başla
Bob bir papaz oldu.
Bob hit me, not her.
öğrenmeye başla
John bana vurdu, ona değil.
Bring it back to me.
öğrenmeye başla
Onu bana geri getirin.
Bring me my glasses.
öğrenmeye başla
Gözlüğümü getir.
Can he speak French?
öğrenmeye başla
O Fransızca konuşabilir mi?
Can I get a blanket?
öğrenmeye başla
Bir battaniye alabilir miyim?
Can I go for a walk?
öğrenmeye başla
Yürüyüşe gidebilir miyim?
Can I pay on credit?
öğrenmeye başla
Ben kredi ile ödeme yapabilir miyim?
Can I use this bike?
öğrenmeye başla
Bu bisikleti kullanabilir miyim?
Can you answer this?
öğrenmeye başla
Bunu cevaplayabilir misiniz?
Can you cook a meal?
öğrenmeye başla
Yemek pişirebilir misin?
Can you drive a car?
öğrenmeye başla
Bir araba sürebilir misin?
Can you really swim?
öğrenmeye başla
Gerçekten yüzebilir misiniz?
Can you swim at all?
öğrenmeye başla
Gerçekten yüzebilir misin?
Change your clothes.
öğrenmeye başla
Giysilerini değiştir.
Christmas is coming.
öğrenmeye başla
Noel geliyor.
Clear off the table.
öğrenmeye başla
Tabloyu temizleyin.
Come again any time.
öğrenmeye başla
Her zaman tekrar gel.
Come again tomorrow.
öğrenmeye başla
Yarın tekrar gel.
Could you sign here?
öğrenmeye başla
Burayı imzalar mısınız?
Cut it with a knife.
öğrenmeye başla
Onu bir bıçakla kes.
Dad bought a camera.
öğrenmeye başla
Babam bir kamera satın aldı.
Did you leave a tip?
öğrenmeye başla
Bir bahşiş bıraktın mı?
Did you play tennis?
öğrenmeye başla
Tenis oynadın mı?
Did you take a bath?
öğrenmeye başla
Banyo yaptın mı?
Do I curse too much?
öğrenmeye başla
Ben çok lanetler miyim?
Do you drink coffee?
öğrenmeye başla
Kahve içer misiniz?
Do you have a child?
öğrenmeye başla
Çocuğun var mı?
Do you have a fever?
öğrenmeye başla
Ateşiniz var mı?
Do you have a match?
öğrenmeye başla
Ateşin var mı?
Do you have any CDs?
öğrenmeye başla
Hiç CD'in var mı?
Do you have any gum?
öğrenmeye başla
Hiç sakızın var mı?
Do you keep a diary?
öğrenmeye başla
Bir günlük tutuyor musunuz?
Do you like bowling?
öğrenmeye başla
Bowling sever misiniz?
Do you like cooking?
öğrenmeye başla
Yemek pişirmeyi sever misiniz?
Do you like cooking?
öğrenmeye başla
Aşçılığı sever misin?
Do you like dancing?
öğrenmeye başla
Dans etmeyi sever misiniz?
Do you like English?
öğrenmeye başla
İngilizceyi sever misiniz?
Do you like singing?
öğrenmeye başla
Şarkı söylemeyi sever misin?
Do you like surfing?
öğrenmeye başla
Sörf sever misiniz?
Do you speak German?
öğrenmeye başla
Almanca konuşuyor musun?
Do you speak German?
öğrenmeye başla
Almanca konuşur musun?
Do you want a drink?
öğrenmeye başla
Bir içki ister misin?
Do you want to rest?
öğrenmeye başla
Dinlenmek istiyor musunuz?
Does she play piano?
öğrenmeye başla
O, piyano çalar mı?
Don't ask for money.
öğrenmeye başla
Para isteme.
Don't be noisy here.
öğrenmeye başla
Burada gürültülü olmayın.
Don't climb on this!
öğrenmeye başla
Buna tırmanma!
Don't drop that cup.
öğrenmeye başla
O fincanı düşürme.
Don't listen to her.
öğrenmeye başla
Onu dinleme.
Don't open the door.
öğrenmeye başla
Kapıyı açmayın.
Don't phone her now.
öğrenmeye başla
Şimdi ona telefon etmeyin.
Don't slam the door.
öğrenmeye başla
Kapıyı çarpmayın.
Don't speak so fast.
öğrenmeye başla
Çok hızlı konuşmayın.
Don't stand near me.
öğrenmeye başla
Benim yanımda durma.
Don't work too hard.
öğrenmeye başla
Çok sıkı çalışma.
Don't you feel cold?
öğrenmeye başla
Üşümüyor musun?
Eat more vegetables.
öğrenmeye başla
Daha fazla sebze ye.
Enjoy your holidays.
öğrenmeye başla
İyi tatiller.
Enjoy your holidays.
öğrenmeye başla
Tatilin keyfini çıkarın.
Enjoy your vacation.
öğrenmeye başla
Tatilinizin tadını çıkarın.
Every seat was full.
öğrenmeye başla
Her koltuk doluydu.
Everybody loves her.
öğrenmeye başla
Onu herkes sever.
Everyone has faults.
öğrenmeye başla
Herkesin hataları vardır.
Everyone. Listen up.
öğrenmeye başla
Herkes. Dinleyin.
Everything's ready.
öğrenmeye başla
Her şey hazır.
Evil sometimes wins.
öğrenmeye başla
Kötülük bazen kazanır.
Extension 45 please.
öğrenmeye başla
45 numarayı bağlar mısınız, lütfen?
Few people think so.
öğrenmeye başla
Birkaç kişi öyle düşünüyor.
Fish is cheap today.
öğrenmeye başla
Balık bugün ucuz.
Freedom is not free.
öğrenmeye başla
Özgürlük özgür değildir.
Get Tom out of here.
öğrenmeye başla
Tom'u dışarı çıkart.
Get Tom to help you.
öğrenmeye başla
Tom size yardımcı olsun.
Give me some credit.
öğrenmeye başla
Bana biraz kredi verin.
Glass breaks easily.
öğrenmeye başla
Cam kolayca kırılır.
Hand in your papers.
öğrenmeye başla
Raporlarınızı teslim edin.
Has he failed again?
öğrenmeye başla
Yine başarısız oldu mu?
Has he gone already?
öğrenmeye başla
O zaten gitti mi?
Has he returned yet?
öğrenmeye başla
Henüz geri döndü mü?
Have a good weekend!
öğrenmeye başla
İyi bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle!
Have a nice weekend.
öğrenmeye başla
Güzel bir hafta sonu geçirin.
He accepted my idea.
öğrenmeye başla
O benim fikrimi kabul etti.
He accepted the job.
öğrenmeye başla
O işi kabul etti.
He asked for a beer.
öğrenmeye başla
O bir bira istedi.
He became a pianist.
öğrenmeye başla
O bir piyanist oldu.
He became irritated.
öğrenmeye başla
O tedigin oldu.
He bought her a dog.
öğrenmeye başla
O, ona bir köpek satın aldı.
She broke into tears.
öğrenmeye başla
O, gözyaşlarına boğuldu.
He called me a taxi.
öğrenmeye başla
O bana bir taksi çağırdı.
He called me Ichiro.
öğrenmeye başla
O bana Ichiro dedi.
He came home at ten.
öğrenmeye başla
O saat onda eve geldi.
He can be relied on.
öğrenmeye başla
Ona güvenilebilir.
He can play a flute.
öğrenmeye başla
O bir flüt çalabilir.
He can ride a horse.
öğrenmeye başla
O ata binebilir.
He changed his mind.
öğrenmeye başla
Onun fikrini değiştirdi.
He chased the thief.
öğrenmeye başla
O hırsızı kovaladı.
He climbed Mt. Fuji.
öğrenmeye başla
O, Fuji Dağı'na tırmandı.
He cured my illness.
öğrenmeye başla
O benim hastalğımı tedavi etti.
He deals in whiskey.
öğrenmeye başla
O viski ticareti yapar.
He denied the rumor.
öğrenmeye başla
O söylentiyi yalanladı.
He designed the car.
öğrenmeye başla
O, arabayı tasarladı.
He did not want war.
öğrenmeye başla
O savaş istemiyordu.
He drives very fast.
öğrenmeye başla
O çok hızlı araba sürer.
He ended up in jail.
öğrenmeye başla
O sonunda hapishaneyi boyladı.
He entered the army.
öğrenmeye başla
O orduya girdi.
He entered the room.
öğrenmeye başla
O odaya girdi.
He feels very happy.
öğrenmeye başla
O çok mutlu hissediyor.
He felt very lonely.
öğrenmeye başla
O çok yalnız hissetti.
He gave me a record.
öğrenmeye başla
O bana bir kayıt verdi.
He gave me the salt.
öğrenmeye başla
O bana tuz verdi.
He gets up at seven.
öğrenmeye başla
O, saat yedide kalkar.
He got on the train.
öğrenmeye başla
O trene bindi.
He grows a mustache.
öğrenmeye başla
O bıyık uzatıyor.
He had already gone.
öğrenmeye başla
O daha önce gitti.
He had his hair cut.
öğrenmeye başla
O saçını kestirdi.
He had just arrived.
öğrenmeye başla
Henüz ulaştı.
He had just arrived.
öğrenmeye başla
O az önce gelmişti.
He had one daughter.
öğrenmeye başla
Onun bir kızı vardı.
He has a big family.
öğrenmeye başla
Onun büyük bir ailesi vardır.
He has a deep voice.
öğrenmeye başla
Onun derin bir sesi var.
He has a loud voice.
öğrenmeye başla
O yüksek bir sese sahip.
He has a warm heart.
öğrenmeye başla
Onun sıcak bir kalbi vardır.
He has his own room.
öğrenmeye başla
Onun kendi odası var.
He has left already.
öğrenmeye başla
O zaten gitti.
He has two Picassos.
öğrenmeye başla
O iki Pikasoya sahiptir.
He hates air travel.
öğrenmeye başla
O hava yolculuğundan nefret ediyor.
He held her tightly.
öğrenmeye başla
O onu sıkıca tuttu.
He hoped to succeed.
öğrenmeye başla
Başarılı olmayı umuyordu.
He hung up his coat.
öğrenmeye başla
O ceketini astı.
He is a fast runner.
öğrenmeye başla
O hızlı bir koşucu.
He is a good doctor.
öğrenmeye başla
O iyi bir doktor.
He is a good writer.
öğrenmeye başla
O iyi bir yazar.
He is a hard worker.
öğrenmeye başla
O çok çalışkandır.
He is a nice person.
öğrenmeye başla
O hoş bir insan.
He is a rude person.
öğrenmeye başla
O kaba bir kişidir.
He is about my size.
öğrenmeye başla
O yaklaşık benim beden ölçümde.
He is always joking.
öğrenmeye başla
O her zaman şaka yapıyor.
He is an active boy.
öğrenmeye başla
O aktif bir çocuktur.
He is an honest man.
öğrenmeye başla
O dürüst bir adam.
He is angry with me.
öğrenmeye başla
O bana kızgın.
He is at home today.
öğrenmeye başla
O bugün evde.
He is good at rugby.
öğrenmeye başla
O ragbide iyidir.
He's in a bad mood.
öğrenmeye başla
O kötü bir ruh hali içinde.
He's my old friend.
öğrenmeye başla
O benim eski arkadaşım.
He is not available.
öğrenmeye başla
O, mevcut değil.
He is over 80 kilos.
öğrenmeye başla
O, 80 kilonun üzerinde.
He is playing music.
öğrenmeye başla
O müzik çalıyor.
He is playing there.
öğrenmeye başla
O orada oynuyor.
He is probably dead.
öğrenmeye başla
Muhtemelen öldü.
He is ready to work.
öğrenmeye başla
O çalışmaya hazırdır.
He is taking a walk.
öğrenmeye başla
O bir yürüyüş yapıyor.
He is very busy now.
öğrenmeye başla
O, şimdi çok meşgul.
He is very handsome.
öğrenmeye başla
O, çok yakışıklıdır.
He is very sociable.
öğrenmeye başla
O çok sosyaldir.
He is washing a car.
öğrenmeye başla
O bir araba yıkıyor.
He knows everything.
öğrenmeye başla
O her şeyi bilir.
He knows no English.
öğrenmeye başla
O hiç İngilizce bilmez.
He knows the secret.
öğrenmeye başla
O sırrı biliyor.
He lacks experience.
öğrenmeye başla
O deneyimden yoksundur.
He lacks motivation.
öğrenmeye başla
O motivasyondan yoksundur.
He laid on his back.
öğrenmeye başla
O sırt üstü uzandı.
He left a while ago.
öğrenmeye başla
Bir süre önce ayrıldı.
He left an hour ago.
öğrenmeye başla
Bir saat önce ayrıldı.
He left immediately.
öğrenmeye başla
O aniden gitti.
He likes air travel.
öğrenmeye başla
O hava seyahatini seviyor.
He lives by begging.
öğrenmeye başla
O dilenerek yaşıyor.
He lives by himself.
öğrenmeye başla
O tek başına yaşar.
He lives in comfort.
öğrenmeye başla
O konfor içinde yaşıyor.
He lives next to me.
öğrenmeye başla
O benim bitişiğimde yaşıyor.
He lives off campus.
öğrenmeye başla
O kampüs dışından yaşıyor.
He looks suspicious.
öğrenmeye başla
O şüpheli görünüyor.
He made me go there.
öğrenmeye başla
O beni oraya gönderdi.
He may have said so.
öğrenmeye başla
O öyle söylemiş olabilir.
He may have seen it.
öğrenmeye başla
Onu görmüş olabilir.
He may not be happy.
öğrenmeye başla
O mutlu olmayabilir.
He must be homesick.
öğrenmeye başla
O, yurdunu özlemiş olmalı.
He must be innocent.
öğrenmeye başla
O masum olmalı.
He often comes late.
öğrenmeye başla
O, sık sık geç gelir.
He often dates Mary.
öğrenmeye başla
O Mary ile hangi sıklıkta buluşur?
He opened the cages.
öğrenmeye başla
O, kafesleri açtı.
He opposed the plan.
öğrenmeye başla
O plana karşı çıktı.
He raised his hands.
öğrenmeye başla
O, ellerini kaldırdı.
He ran out of money.
öğrenmeye başla
Onun parası bitti.
He reached his goal.
öğrenmeye başla
O, amacına ulaştı.
He refused to do so.
öğrenmeye başla
O bunu reddetti.
He remains sick bed.
öğrenmeye başla
O hasta yatağında kalmaktadır.
He runs a shoe shop.
öğrenmeye başla
O bir ayakkabı dükkanı çalıştırıyor.
He runs a shoe shop.
öğrenmeye başla
O bir ayakkabı dükkanı işletir.
He said he was busy.
öğrenmeye başla
O meşgul olduğunu söyledi.
He sat on the bench.
öğrenmeye başla
O bankta oturdu.
He seems to be rich.
öğrenmeye başla
O zengin gibi görünüyor.
He seems to be sick.
öğrenmeye başla
O hasta gibi görünüyor.
He seems to know us.
öğrenmeye başla
O bizi tanıyor gibi görünüyor.
He shined his shoes.
öğrenmeye başla
O ayakkabılarını parlattı.
He signed the check.
öğrenmeye başla
O çek imzaladı.
He stopped to smoke.
öğrenmeye başla
Sigara içmek için durdu.
He stuck to his job.
öğrenmeye başla
O işine sarıldı.
He told me to do it.
öğrenmeye başla
O bana onu yapmamı söyledi.
He took a short cut.
öğrenmeye başla
O, kestirmeden gitti.
He took off his hat.
öğrenmeye başla
Şapkasını çıkardı.
He used to love her.
öğrenmeye başla
O onu severdi.
He walked up to her.
öğrenmeye başla
O, ona doğru yürüdü
He was born in Ohio.
öğrenmeye başla
O, Ohio'da doğdu.
He was disappointed.
öğrenmeye başla
O hayal kırıklığına uğradı.
He was hit by a car.
öğrenmeye başla
O bir araba tarafından çarpıldı.
He was leaving then.
öğrenmeye başla
O zaman o, gidiyordu.
He was made captain.
öğrenmeye başla
O kaptan yapıldı.
He was shy at first.
öğrenmeye başla
O, ilk bakışta utangaç.
He was sound asleep.
öğrenmeye başla
O sesli uyuyordu.
He was very patient.
öğrenmeye başla
O çok sabırlıydı.
He was wet all over.
öğrenmeye başla
O tamamen ıslaktı.
He went up Mt. Fuji.
öğrenmeye başla
O Fuji Dağı'na gitti.
He will not say yes.
öğrenmeye başla
O evet demeyecek.
He works for a bank.
öğrenmeye başla
O bir banka için çalışıyor.
He wrote the report.
öğrenmeye başla
O rapor yazdı.
He'll be here again.
öğrenmeye başla
O yine burada olacak.
He'll get well soon.
öğrenmeye başla
Yakında iyileşecektir.
He'll return at six.
öğrenmeye başla
O, altıda dönecek.
He's a late bloomer.
öğrenmeye başla
O geç olgunlaştı.
He's away on a trip.
öğrenmeye başla
O bir geziye çıktı.
He's in the kitchen.
öğrenmeye başla
O, mutfaktadır.
He's really selfish.
öğrenmeye başla
O gerçekten bencil.
He's the oldest son.
öğrenmeye başla
O, en büyük oğul.
Heed public opinion.
öğrenmeye başla
Kamuoyunu dikkate alın.
Hello, this is Mike.
öğrenmeye başla
Merhaba, ben Mike.
Her face turned red.
öğrenmeye başla
Onun yüzü kızardı.
Her son is a genius.
öğrenmeye başla
Onun oğlu bir deha.
Here are two stamps.
öğrenmeye başla
Burada iki pul vardır.
Here is your change.
öğrenmeye başla
İşte paranızın üstü.
Here's your pudding.
öğrenmeye başla
İşte pudingin.
His dog barks at me.
öğrenmeye başla
Onun köpeği bana havlar.
His dream came true.
öğrenmeye başla
Onun hayali gerçek oldu.
His eyesight is bad.
öğrenmeye başla
Onun görme yeteneği kötü.
His eyesight is bad.
öğrenmeye başla
Onun görme kabiliyeti kötü.
His shoes are brown.
öğrenmeye başla
Onun ayakkabıları kahverengidir.
His speech moved us.
öğrenmeye başla
Onun konuşması bizi harekete geçirdi.
How can I reach you?
öğrenmeye başla
Size nasıl ulaşabilirim?
How did the exam go?
öğrenmeye başla
Sınav nasıl geçti?
How did you like it?
öğrenmeye başla
Onu nasıl buldun?
How'd you do it?
öğrenmeye başla
Onu nasıl yaptın?
How do you feel now?
öğrenmeye başla
Şimdi nasıl hissediyorsunuz?
How I've missed you!
öğrenmeye başla
Seni nasıl da özledim!
How long will it be?
öğrenmeye başla
Ne kadar sürer.
How old is that dog?
öğrenmeye başla
O köpek kaç yaşında?
How was your flight?
öğrenmeye başla
Uçuşun nasıl?
How was your summer?
öğrenmeye başla
Yazın nasıldı?
I admire his talent.
öğrenmeye başla
Ben onun yeteneğine hayranım.
I agree to his plan.
öğrenmeye başla
Onun planını kabul ediyorum.
I always study hard.
öğrenmeye başla
Ben her zaman sıkı çalışırım.
I am a teacher, too.
öğrenmeye başla
Ben de bir öğretmenim.
I am eating noodles.
öğrenmeye başla
Erişte yiyorum.
I am engaged to her.
öğrenmeye başla
Onunla nişanlıyım.
I am fed up with it.
öğrenmeye başla
Ben ondan bıktım.
I am getting a cold.
öğrenmeye başla
Ben soğuk alıyorum.
I am going to do it.
öğrenmeye başla
Onu yapacağım.
I am going to start.
öğrenmeye başla
Başlayacağım.
I am going to study.
öğrenmeye başla
Ben çalışacağım.
I am in Tokyo today.
öğrenmeye başla
Bugün Tokyo'dayım.
I am Kazuto Iwamoto.
öğrenmeye başla
Ben Kazuto Iwamoto'yum.
I am older than him.
öğrenmeye başla
Ben ondan daha yaşlıyım.
I am poor at tennis.
öğrenmeye başla
Ben teniste kötüyüm.
I am reading a book.
öğrenmeye başla
Ben bir kitap okuyorum.
I am reading a book.
öğrenmeye başla
Bir kitap okuyorum.
I am ready to start.
öğrenmeye başla
Ben başlamaya hazırım.
I am sad to hear it.
öğrenmeye başla
Ben onu duyduğuma üzüldüm.
I don't have money.
öğrenmeye başla
Param yok.
I arrived in London.
öğrenmeye başla
Londra'ya vardım.
I asked where to go.
öğrenmeye başla
Nereye gideceğimi sordum.
I ate a hasty lunch.
öğrenmeye başla
Ben acele bir öğle yemeği yedim.
I ate a light lunch.
öğrenmeye başla
Hafif bir öğle yemeği yedim.
I beat him at chess.
öğrenmeye başla
Satrançta onu yendim.
I became a director.
öğrenmeye başla
Ben bir yönetmen oldum.
I believe her story.
öğrenmeye başla
Ben onun hikayesine inanıyorum.
I believe in ghosts.
öğrenmeye başla
Hayaletlere inanırım.
I bought an old car.
öğrenmeye başla
Ben eski bir araba satın aldım.
I built a new house.
öğrenmeye başla
Ben yeni bir ev inşa ettim.
I can come at three.
öğrenmeye başla
Üçte gelebilirim.
I can peel an apple.
öğrenmeye başla
Bir elmayı soyabilirim.
I can read them all.
öğrenmeye başla
Ben bütün onları okuyabilirim.
I can see the light.
öğrenmeye başla
Ben ışığı görebiliyorum.
I can speak English.
öğrenmeye başla
İngilizce konuşabilirim.
I can teach English.
öğrenmeye başla
İngilizce öğretebilirim.
I can't do anything.
öğrenmeye başla
Ben bir şey yapamam.
I can't find my bag.
öğrenmeye başla
Ben çantamı bulamıyorum.
I can't find my key.
öğrenmeye başla
Ben anahtarımı bulamıyorum.
I can't find my pen.
öğrenmeye başla
Benim kalemimi bulamıyorum.
I can't help crying.
öğrenmeye başla
Ağlamadan duramıyorum.
I can't help crying.
öğrenmeye başla
Ağlamamak elimde değil.
I can't swim at all.
öğrenmeye başla
Ben hiç yüzemem.
I cleared the table.
öğrenmeye başla
Ben masayı temizledim.
I come from England.
öğrenmeye başla
Ben İngiltere'liyim.
I come from Saitama.
öğrenmeye başla
Saitama'lıyım.
I continued singing.
öğrenmeye başla
Şarkı söylemeye devam ettim.
I continued working.
öğrenmeye başla
Ben çalışmaya devam ettim.
I counted up to 200.
öğrenmeye başla
200'e kadar saydım.
I decided not to go.
öğrenmeye başla
Gitmemeye karar verdim.
I disagree with you.
öğrenmeye başla
Sana katılmıyorum.
I love ice cream.
öğrenmeye başla
Dondurmayı severim.
I do not like music.
öğrenmeye başla
Ben müzik sevmiyorum.
I do not read books.
öğrenmeye başla
Ben kitap okumam.
I don't understand.
öğrenmeye başla
Anlamadım.
I don't like movies.
öğrenmeye başla
Ben filmleri sevmiyorum.
I don't like summer.
öğrenmeye başla
Yaz mevsimini sevmem.
I don't want dinner.
öğrenmeye başla
Ben akşam yemeği istemiyorum.
I feel better today.
öğrenmeye başla
Bugün kendimi daha iyi hissediyorum.
I feel like a drink.
öğrenmeye başla
Canım içki istiyor.
I feel like singing.
öğrenmeye başla
Canım şarkı söylemek istiyor.
I felt very awkward.
öğrenmeye başla
Ben çok garip hissettim.
I find swimming fun.
öğrenmeye başla
Ben yüzmeyi eğlenceli buluyorum.
I fix broken radios.
öğrenmeye başla
Ben bozuk radyoları onardım.
I gave him the book.
öğrenmeye başla
Ona kitabı verdim.
I got home at seven.
öğrenmeye başla
Ben yedide eve vardım.
I got off the train.
öğrenmeye başla
Ben trenden indim.
I got up about five.
öğrenmeye başla
Ben yaklaşık beşte kalktım.
I had a close shave.
öğrenmeye başla
Sinekkaydı tıraş oldum.
I had a great night.
öğrenmeye başla
Ben harika bir gece geçirdim.
I had a light lunch.
öğrenmeye başla
Ben hafif bir öğle yemeği yedim.
I had my car stolen.
öğrenmeye başla
Arabamı çaldırdım.
I had my pen stolen.
öğrenmeye başla
Kalemimi çaldırdım.
I have a chest cold.
öğrenmeye başla
Göğsümü üşüttüm.
I have a dictionary.
öğrenmeye başla
Benim bir sözlüğüm var.
I have a high fever.
öğrenmeye başla
Benim yüksek ateşim var.
I have a pretty dog.
öğrenmeye başla
Benim güzel bir köpeğim var.
I have a suggestion.
öğrenmeye başla
Benim bir önerim var.
I have chapped lips.
öğrenmeye başla
Benim dudaklarım çatlamış.
I have lost the key.
öğrenmeye başla
Anahtarı kaybettim.
I have tennis elbow.
öğrenmeye başla
Bende tenisçi dirseği var.
I have to go to bed.
öğrenmeye başla
Ben yatmaya gitmeliyim.
I have to stay home.
öğrenmeye başla
Ben evde kalmak zorundayım.
I heard her singing.
öğrenmeye başla
Onun şarkı söylediğini duydum.
I hope to marry her.
öğrenmeye başla
Onunla evlenmeyi umuyorum.
I keep a female cat.
öğrenmeye başla
Dişi bir kedi besliyorum.
I knew it all along.
öğrenmeye başla
Ben başından beri bunu biliyordum.
I know how you feel.
öğrenmeye başla
Nasıl hissettiğini biliyorum.
I know none of them.
öğrenmeye başla
Onların hiçbiri bilmiyorum.
I know what that is.
öğrenmeye başla
Onun ne olduğunu biliyorum.
I know where he is.
öğrenmeye başla
Onun nerede olduğunu biliyorum.
I know you are rich.
öğrenmeye başla
Ben sizin zengin olduğunuzu biliyorum.
I like light colors.
öğrenmeye başla
Ben açık renkleri severim.
I like movies a lot.
öğrenmeye başla
Ben sinemaları çok seviyorum.
I like none of them.
öğrenmeye başla
Ben onların hiçbirini sevmiyorum.
I like playing golf.
öğrenmeye başla
Ben golf oynamayı severim.
I like wild flowers.
öğrenmeye başla
Kır çiçeklerini severim.
I live in Kyoto now.
öğrenmeye başla
Şimdi Kyoto'da yaşıyorum.
I locked myself out.
öğrenmeye başla
Kendimi dışarıda kilitledim.
I love Italian food.
öğrenmeye başla
İtalyan yemeğini severim.
I love this picture.
öğrenmeye başla
Ben bu resmi seviyorum.
I meant what I said.
öğrenmeye başla
Söylediğimi kastettim.
I met her by chance.
öğrenmeye başla
Ben tesadüfen onunla karşılaştım.
I met him by chance.
öğrenmeye başla
Ben onunla şans eseri tanıştım.
I met him yesterday.
öğrenmeye başla
Onunla dün tanıştım.
I met Ken yesterday.
öğrenmeye başla
Dün Ken'le karşılaştım.
I met Ken yesterday.
öğrenmeye başla
Dün Ken ile buluştum.
I must be going now.
öğrenmeye başla
Şimdi gitmem gerek.
I must get it fixed.
öğrenmeye başla
Onu tamir ettirmeliyim.
I must have lost it.
öğrenmeye başla
Onu kaybetmiş olmalıyım.
I need a police car.
öğrenmeye başla
Bir polis arabasına ihtiyacım var.
I need medical help.
öğrenmeye başla
Tıbbi yardıma ihtiyacım var.
I need some hangers.
öğrenmeye başla
Birkaç askıya ihtiyacım var.
I never go anywhere.
öğrenmeye başla
Asla bir yere gitmem.
I often call on him.
öğrenmeye başla
Sık sık onu ziyaret ederim.
I often call on him.
öğrenmeye başla
Ben sık sık onu ziyaret ederim.
I often catch colds.
öğrenmeye başla
Ben sık sık soğuk algınlığına yakalanırım.
I only saw him once.
öğrenmeye başla
Onu sadece bir kez gördüm.
I owe it all to you.
öğrenmeye başla
Ben hepsini size borçluyum.
I owe you 3,000 yen.
öğrenmeye başla
Sana 3000 yen borçluyum.
I quickly ate lunch.
öğrenmeye başla
Ben çabucak öğle yemeği yedim.
I ran out of breath.
öğrenmeye başla
Nefes nefese koştum.
I really enjoyed it.
öğrenmeye başla
Ben gerçekten ondan keyif aldım.
I remember him well.
öğrenmeye başla
Onu iyi hatırlıyorum.
I remember the word.
öğrenmeye başla
Sözü hatırlıyorum.
I respect Mr. Brown.
öğrenmeye başla
Bay Brown'a saygı duyuyorum.
I retired last year.
öğrenmeye başla
Geçen yıl emekli oldum.
I retired last year.
öğrenmeye başla
Geçen sene emekli oldum.
I retired last year.
öğrenmeye başla
Ben geçen yıl emekli oldum.
I returned to Japan.
öğrenmeye başla
Ben Japonya'ya ger döndüm.
I saw her last week.
öğrenmeye başla
Geçen hafta onu gördüm.
I saw nobody around.
öğrenmeye başla
Etrafta kimseyi görmedim.
I saw Tom kiss Mary.
öğrenmeye başla
Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüm.
I stared at the man.
öğrenmeye başla
Ben adama baktım.
I talked to friends.
öğrenmeye başla
Ben arkadaşlarla konuştum.
I think he is angry.
öğrenmeye başla
Sanırım o öfkeli.
I think he is right.
öğrenmeye başla
Sanırım o haklı.
I think she is kind.
öğrenmeye başla
Sanırım o kibardır.
I think she is sick.
öğrenmeye başla
Onun hasta olduğunu düşünüyorum.
I think you're cute.
öğrenmeye başla
Senin sevimli olduğunu düşünüyorum.
I told Dad about it.
öğrenmeye başla
Babama ondan bahsettim.
I tried to run fast.
öğrenmeye başla
Ben hızlı koşmak için gayret ettim.
I tried to tell you.
öğrenmeye başla
Ben bunu sana anlatmaya çalıştım.
I want another beer.
öğrenmeye başla
Başka bir bira istiyorum.
I want him to leave.
öğrenmeye başla
Onun terketmesini istiyorum.
I want to go abroad.
öğrenmeye başla
Uzağa gitmek istiyorum.
I want to marry her.
öğrenmeye başla
Onunla evlenmek istiyorum.
I want to marry you.
öğrenmeye başla
Seninle evlenmek istiyorum.
I want to stay here.
öğrenmeye başla
Ben burada kalmak istiyorum.
I want your opinion.
öğrenmeye başla
Ben senin görüşünü istiyorum.
I wanted her to win.
öğrenmeye başla
Onun kazanmasını istiyordu.
I was a naughty boy.
öğrenmeye başla
Ben yaramaz bir çocuktum.
I was born in Kyoto.
öğrenmeye başla
Kyoto'da doğdum.
I was born in Osaka.
öğrenmeye başla
Osaka'da doğdum.
I was drinking milk.
öğrenmeye başla
Süt içiyordum.
I was eighteen then.
öğrenmeye başla
O zaman on sekiz yaşındaydım.
I was ill yesterday.
öğrenmeye başla
Dün hastaydım.
I was making a cake.
öğrenmeye başla
Ben bir kek yapıyordum.
I will be back soon.
öğrenmeye başla
Yakında geri döneceğim.
I will do it myself.
öğrenmeye başla
Ben onu kendim yapacağım.
I will go on a trip.
öğrenmeye başla
Ben bir geziye gideceğim.
I will miss you all.
öğrenmeye başla
Hepinizi özleyeceğim.
I will stay at home.
öğrenmeye başla
Ben evde kalacağım.
I will try it again.
öğrenmeye başla
Onu tekrar deneyeceğim.
I wish he were here.
öğrenmeye başla
Keşke o burada olsa.
I wish I could swim.
öğrenmeye başla
Keşke yüzebilsem.
I wish I were young.
öğrenmeye başla
Keşke ben genç olsam.
I wish to go abroad.
öğrenmeye başla
Ben yurtdışına gitmek istiyorum.
I worked for a bank.
öğrenmeye başla
Bir banka için çalıştım.
I'd like a city map.
öğrenmeye başla
Ben bir şehir haritası istiyorum.
I'd like a daiquiri.
öğrenmeye başla
Ben bir daiquiri istiyorum.
I want to see it.
öğrenmeye başla
Onu görmek istiyorum.
I'll be back at six.
öğrenmeye başla
Ben altıda geri döneceğim.
I'll be back at ten.
öğrenmeye başla
Onda geri döneceğim.
I'll buy you a beer.
öğrenmeye başla
Sana bir bira ısmarlayacağım.
I'll call him later.
öğrenmeye başla
Daha sonra onu arayacağım.
I'll come right now.
öğrenmeye başla
Ben derhal geleceğim.
I'll do it later on.
öğrenmeye başla
Ben onu daha sonra yapacağım
I'll drive you home.
öğrenmeye başla
Ben seni eve götüreceğim.
I'll drive you home.
öğrenmeye başla
Ben sizi eve götüreceğim.
I'll find one later.
öğrenmeye başla
Daha sonra bir tane bulacağım.
I'll give him a pen.
öğrenmeye başla
Ona bir kalem vereceğim.
I'll go to the park.
öğrenmeye başla
Ben parka gideceğim.
I'll join you later.
öğrenmeye başla
Size sonra katılacağım.
I'll lend it to you.
öğrenmeye başla
Ben onu sana ödünç vereceğim.
I'll make you happy.
öğrenmeye başla
Seni mutlu edeceğim.
I'll make you happy.
öğrenmeye başla
Sizi mutlu edeceğim.
I'll return at 6:30.
öğrenmeye başla
06:30 da geri dönüş yapacağım.
I'll take you there.
öğrenmeye başla
Ben sizi oraya götüreceğim.
I'll wait till noon.
öğrenmeye başla
Ben öğlene kadar bekleyeceğim.
I'm a light sleeper.
öğrenmeye başla
Benim uykum hafiftir.
I'm a stranger here.
öğrenmeye başla
Ben burada bir yabancıyım.
I'm already so late.
öğrenmeye başla
Zaten çok geç kaldım.
I'm as busy as ever.
öğrenmeye başla
Her zamanki gibi meşgulüm.
I'm as old as he is.
öğrenmeye başla
Ben onun kadar yaşlıyım.
I'm being picked up.
öğrenmeye başla
Ben arabayla alınacağım.
I'm counting on you.
öğrenmeye başla
Ben sana güveniyorum.
I'm doing all I can.
öğrenmeye başla
Elimden gelen her şeyi yapıyorum.
I'm dying of thirst.
öğrenmeye başla
Ben susuzluktan ölüyorum.
I'm fed up with her.
öğrenmeye başla
Ondan bıktım.
I'm fine, thank you.
öğrenmeye başla
İyiyim, teşekkür ederim.
I'm getting married.
öğrenmeye başla
Evleniyorum.
I'm glad to see you.
öğrenmeye başla
Seni gördüğüme memnunum.
I'm good at singing.
öğrenmeye başla
Ben şarkı söylemede iyiyim.
I'm looking for you.
öğrenmeye başla
Ben sizi arıyorum.
I'm not a bit tired.
öğrenmeye başla
Ben biraz yorgun değilim.
I'm paid by the day.
öğrenmeye başla
Bana günlük ödeniyor.
I'm proud of my son.
öğrenmeye başla
Oğlumla gurur duyuyorum.
I'm ready to depart.
öğrenmeye başla
Ben yola çıkmaya hazırım.
I'm really confused.
öğrenmeye başla
Gerçekten kafam karıştı.
I'm right, aren't I?
öğrenmeye başla
Haklıyım, değil mi?
I'm slightly hungry.
öğrenmeye başla
Ben biraz açım.
I'm taller than you.
öğrenmeye başla
Ben sizden daha uzun boyluyum.
I'm trying to sleep.
öğrenmeye başla
Uyumaya çalışıyorum.
I'm very busy today.
öğrenmeye başla
Ben bugün çok meşgulüm.
I'm very hungry now.
öğrenmeye başla
Ben şimdi çok açım.
I'm very sleepy now.
öğrenmeye başla
Ben şimdi çok uykuluyum.
I'm waiting for him.
öğrenmeye başla
Ben onu bekliyorum.
I got the flu.
öğrenmeye başla
Grip oldum.
I've changed my job.
öğrenmeye başla
İşimi değiştirdim.
I've just come back.
öğrenmeye başla
Ben az önce geri döndüm.
I've lost my pencil.
öğrenmeye başla
Kurşun kalemimi kaybettim.
I've lost my ticket.
öğrenmeye başla
Biletimi kaybettim.
Is it far from here?
öğrenmeye başla
O buradan uzak mı?
Is it getting worse?
öğrenmeye başla
O kötüleşiyor mu?
Is it going to rain?
öğrenmeye başla
Yağmur yağacak mı?
Is it Japanese food?
öğrenmeye başla
O, Japon yiyeceği midir?
Is my laundry ready?
öğrenmeye başla
Benim çamaşır hazır mı?
Is she your teacher?
öğrenmeye başla
O sizin öğretmeniniz mi?
Is the dog swimming?
öğrenmeye başla
Köpek yüzüyor mu?
Is there any danger?
öğrenmeye başla
Herhangi bir tehlike var mı?
Is this radio yours?
öğrenmeye başla
Bu radyo senin mi?
Is this the Taylors?
öğrenmeye başla
Bu Taylor'ların evi mi?
Isn't that annoying?
öğrenmeye başla
Sıkıcı değil mi?
It is called a lily.
öğrenmeye başla
Ona zambak denir.
It is freezing cold.
öğrenmeye başla
Hava dondurucu soğuk.
It is going to snow.
öğrenmeye başla
Kar yağacak.
It is white as snow.
öğrenmeye başla
O kar gibi beyaz.
It isn't hard to do.
öğrenmeye başla
Bunu yapmak zor değil.
It may rain tonight.
öğrenmeye başla
Bu gece yağmur yağabilir.
It rained yesterday.
öğrenmeye başla
Dün yağmur yağdı.
It smells delicious.
öğrenmeye başla
Bu lezzetli kokuyor
It tastes very good.
öğrenmeye başla
Çok iyi tadı var.
It took all evening.
öğrenmeye başla
O bütün akşam sürdü.
It was a lot of fun.
öğrenmeye başla
O çok eğlenceli idi.
It was fine all day.
öğrenmeye başla
Bütün gün hava güzeldi.
It was getting dark.
öğrenmeye başla
Hava kararıyordu.
It was really cheap.
öğrenmeye başla
Gerçekten ucuzdu.
It was really close.
öğrenmeye başla
O gerçekten kapalıydı.
It was seven thirty.
öğrenmeye başla
Saat yedi otuzdu.
It'll rain for sure.
öğrenmeye başla
Yağmur kesin yağacak.
It'll snow tomorrow.
öğrenmeye başla
Yarın kar yağacak.
It's a comedy movie.
öğrenmeye başla
O bir komedi filmi.
It's a real bargain.
öğrenmeye başla
Bu gerçek bir kelepir.
It's already eleven.
öğrenmeye başla
Saat şimdiden onbirdir.
It's as cold as ice.
öğrenmeye başla
O buz gibi soğuk.
It's free of charge.
öğrenmeye başla
Bu ücretsiz.
It's getting cloudy.
öğrenmeye başla
Hava bulutlanıyor.
It's in plain sight.
öğrenmeye başla
O, açık görüş içinde.
It's not worth much.
öğrenmeye başla
Bu çok değmez.
Time to get up.
öğrenmeye başla
Kalkma zamanı.
It's unbearably hot.
öğrenmeye başla
Hava dayanılmaz sıcak.
It's your turn next.
öğrenmeye başla
Daha sonraki sizin sıranız.
Jack speaks English.
öğrenmeye başla
Jack İngilizce konuşur.
Jack speaks English.
öğrenmeye başla
Jack, İngilizce bilmektedir.
Jane is sick in bed.
öğrenmeye başla
Jane yatakta hasta.
Jim called me a cab.
öğrenmeye başla
Jim bana bir taksi çağırdı.
Jim hasn't come yet.
öğrenmeye başla
Jim henüz gelmedi.
Jim put his hand up.
öğrenmeye başla
Jim elini kaldırdı.
Keep going straight.
öğrenmeye başla
Doğru gitmeye devam et.
Keep your eyes open.
öğrenmeye başla
Gözlerini açık tut.
Keep your head down.
öğrenmeye başla
Başınızı eğik tutun.
Ken has a white dog.
öğrenmeye başla
Ken'in beyaz bir köpeği var.
Ken lit the candles.
öğrenmeye başla
Ken mumları yaktı.
Ken wants a bicycle.
öğrenmeye başla
Ken, bir bisiklet istiyor.
Kim was still alive.
öğrenmeye başla
Kim hala hayattaydı.
Large fries, please.
öğrenmeye başla
Büyük patates kızartması, lütfen.
Lay it on the table.
öğrenmeye başla
Onu masaya bırakın.
Let him do it alone.
öğrenmeye başla
Onu tek başına yapsın.
Let me pay my share.
öğrenmeye başla
Kendi hissemi ödeyeyim.
Let's call it a day.
öğrenmeye başla
Haydi paydos edelim.
Let's do the dishes.
öğrenmeye başla
Bulaşıkları yıkayalım.
Let's go to a movie.
öğrenmeye başla
Bir sinemaya gidelim.
Let's have some fun.
öğrenmeye başla
Haydi biraz eğlenelim.
Let's keep in touch.
öğrenmeye başla
Teması sürdürelim.
Let's play baseball!
öğrenmeye başla
Haydi beyzbol oynayalım!
Let's play baseball.
öğrenmeye başla
Beyzbol oynayalım.
Let's read Lesson 3.
öğrenmeye başla
Ders 3'ü okuyalım.
Let's speak English.
öğrenmeye başla
İngilizce konuşalım.
Let's study English.
öğrenmeye başla
İngilizce çalışalım.
Let's try this cake.
öğrenmeye başla
Bu keki deneyelim.
Let's try this plan.
öğrenmeye başla
Bu planı deneyelim.
Let's watch TV here.
öğrenmeye başla
Burada TV izleyelim.
Life is not all fun.
öğrenmeye başla
Hayatın tümü eğlenceden ibaret değil.
Look at the picture.
öğrenmeye başla
Resme bakın.
Look straight ahead.
öğrenmeye başla
Dosdoğru bakın.
Madonna is a beauty.
öğrenmeye başla
Madonna bir güzelliktir.
Many cars passed by.
öğrenmeye başla
Birçok otomobil geçti.
Maria has long hair.
öğrenmeye başla
Maria'nın uzun saçları var.
Mary can dance well.
öğrenmeye başla
Mary iyi dans edebilir.
Mary is very pretty.
öğrenmeye başla
Mary çok güzeldir.
May I eat that cake?
öğrenmeye başla
O pastayı yiyebilir miyim?
May I say something?
öğrenmeye başla
Bir şey söyleyebilir miyim?
May I set the table?
öğrenmeye başla
Sofrayı hazırlayabilir miyim?
May I speak to Bill?
öğrenmeye başla
Bill ile konuşabilir miyim?
May I take a shower?
öğrenmeye başla
Bir duş alabilir miyim?
May I use the phone?
öğrenmeye başla
Ben telefonu kullanabilir miyim?
Maybe she is coming.
öğrenmeye başla
O belki geliyor.
Monkeys climb trees.
öğrenmeye başla
Maymunlar ağaçlara tırmanırlar.
My aunt looks young.
öğrenmeye başla
Teyzem genç görünüyor.
My back still hurts.
öğrenmeye başla
Sırtım hala acıyor.
My gums are swollen.
öğrenmeye başla
Benim dişetleri şiş.
My money was stolen.
öğrenmeye başla
Param çalınmıştı.
My sister is famous.
öğrenmeye başla
Kız kardeşim ünlüdür ünlüdür.
My sister is pretty.
öğrenmeye başla
Kız kardeşim güzeldir.
My throat feels dry.
öğrenmeye başla
Benim boğazım kuru.
My trousers are wet.
öğrenmeye başla
Benim pantolon ıslak.
My wife is a doctor.
öğrenmeye başla
Eşim bir doktordur.
My work is finished.
öğrenmeye başla
İşim bitti.
Nancy seldom smiles.
öğrenmeye başla
Nancy nadiren gülümser.
No drinkers allowed.
öğrenmeye başla
Alkollüler giremez.
No one gave up hope.
öğrenmeye başla
Hiç kimse bize umut vermedi.
No, I didn't go out.
öğrenmeye başla
Hayır, ben dışarı gitmedim.
Nobody bowed to him.
öğrenmeye başla
Kimse ona boyun eğmedi.
Nobody speaks to me.
öğrenmeye başla
Hiç kimse benle konuşmuyor.
Nothing is forgiven.
öğrenmeye başla
Hiçbir şey bağışlanmaz.
Now eat your supper.
öğrenmeye başla
Şimdi akşam yemeğini yiyin.
Now it's your serve.
öğrenmeye başla
Şimdi hizmetinizdeyim.
Of course I'll wait.
öğrenmeye başla
Elbette ben bekleyeceğim.
Oh! That's too bad.
öğrenmeye başla
Oh! Bu çok kötü.
Old habits die hard.
öğrenmeye başla
Eski alışkanlıklar zor biter.
Only time will tell.
öğrenmeye başla
Sadece zaman gösterecek.
Ostriches can't fly.
öğrenmeye başla
Devekuşları uçamaz.
Our team is winning.
öğrenmeye başla
Takımımız kazanıyor.
Paper burns quickly.
öğrenmeye başla
Kağıt hızlı yanar.
People love freedom.
öğrenmeye başla
İnsanlar özgürlüğü seviyor.
Perhaps that's true.
öğrenmeye başla
Belki de o doğrudur.
Peter is not in now.
öğrenmeye başla
Peter şimdi içeride değil.
Please air the room.
öğrenmeye başla
Lütfen odayı havalandır.
Please call me Taro.
öğrenmeye başla
Beni lütfen Taro diye çağır.
Please come thirsty.
öğrenmeye başla
Lütfen susuz gel.
Please don't bother.
öğrenmeye başla
Lütfen zahmet etmeyin.
Please don't get up.
öğrenmeye başla
Lütfen kalkma.
Please listen to me.
öğrenmeye başla
Beni dinle lütfen.
Please make the bed.
öğrenmeye başla
Lütfen yatağı yapın.
Please wish me luck.
öğrenmeye başla
Lütfen bana şans dile.
Poison can kill you.
öğrenmeye başla
Zehir sizi öldürebilir.
Put on this sweater.
öğrenmeye başla
Bu kazağı giyin.
Put that in writing.
öğrenmeye başla
Yazılı olarak koyun.
Put your books away.
öğrenmeye başla
Kitaplarını yerine koy.
Give me an example.
öğrenmeye başla
Bana bir örnek ver.
Read the book aloud.
öğrenmeye başla
Kitabı yüksek sesle okuyun.
Roll the ball to me.
öğrenmeye başla
Topu bana yuvarla.
Seeing is believing.
öğrenmeye başla
Görmek inanmaktır.
She agreed with him.
öğrenmeye başla
Onunla aynı fikirdeydi.
She became a doctor.
öğrenmeye başla
O bir doktor oldu.
She became a singer.
öğrenmeye başla
O bir şarkıcı oldu.
She became very ill.
öğrenmeye başla
O çok kötü oldu.
She blackmailed him.
öğrenmeye başla
O, ona şantaj yaptı.
She boiled the eggs.
öğrenmeye başla
O yumurtaları kaynattı.
She called for help.
öğrenmeye başla
O yardım için çağrıda bulundu.
She came near to me.
öğrenmeye başla
O bana yaklaştı.
She can drive a car.
öğrenmeye başla
O bir araba sürebilir.
She can't afford it.
öğrenmeye başla
Ona gücü yetmez.
She can't cook well.
öğrenmeye başla
O, iyi yemek pişiremez.
She cooks very well.
öğrenmeye başla
O çok iyi yemek yapar.
She danced with him.
öğrenmeye başla
O onunla dans etti.
She did not turn up.
öğrenmeye başla
O görünmedi.
She didn't think so.
öğrenmeye başla
Öyle olduğunu sanmıyordu.
She does talk a lot.
öğrenmeye başla
O, çok konuşur.
She feels bad today.
öğrenmeye başla
Bugün o kötü hissediyor.
She gave him a book.
öğrenmeye başla
Ona bir kitap verdi.
She gave me a watch.
öğrenmeye başla
O bana bir saat verdi.
She gave up smoking.
öğrenmeye başla
O sigara içmekten vazgeçti.
She got in at 9 p.m.
öğrenmeye başla
O 9:00pm'da içeri girdi.
She got in the taxi.
öğrenmeye başla
O taksiye bindi.
She had gone to bed.
öğrenmeye başla
O yatağa gitmişti.
She has 2,000 books.
öğrenmeye başla
Onun 2.000 kitabı vardır.
She has a long nose.
öğrenmeye başla
Onun uzun bir burnu var.
She has convulsions.
öğrenmeye başla
Onun konvülsiyonları var.
She has few friends.
öğrenmeye başla
Onun az sayıda arkadaşı var.
She has gone abroad.
öğrenmeye başla
O, yurtdışına gitti.
She has lost weight.
öğrenmeye başla
O kilo kaybetti.
She has many faults.
öğrenmeye başla
Onun birçok hatası var.
She has no brothers.
öğrenmeye başla
Onun hiç erkek kardeşi yok.
She held her breath.
öğrenmeye başla
O nefesini tuttu.
She hit me, not him.
öğrenmeye başla
O bana çarptı, ona değil.
She is fond of cake.
öğrenmeye başla
O kek seviyor.
She is good-natured.
öğrenmeye başla
O iyi-huyludur.
She is growing tall.
öğrenmeye başla
O uzuyor.
She is hard at work.
öğrenmeye başla
O işte sıkıdır.
She is in the wrong.
öğrenmeye başla
O suçlu.
She is not to blame.
öğrenmeye başla
O suçlu değil.
She is quite a poet.
öğrenmeye başla
O tam bir şair.
She kept on talking.
öğrenmeye başla
O, konuşmayı sürdürdü.
She kicked him hard.
öğrenmeye başla
O ona sert tekme attı.
She laced her shoes.
öğrenmeye başla
O ayakkabılarını bağladı.
She likes ice cream.
öğrenmeye başla
O dondurma seviyor.
She likes that bass.
öğrenmeye başla
O, bas gitarı seviyor.
She listened to him.
öğrenmeye başla
O onu dinledi.
She locked the door.
öğrenmeye başla
O kapıyı kilitledi.
She played a sonata.
öğrenmeye başla
O, bir sonat çaldı.
She plays the piano.
öğrenmeye başla
O piyano çalar.
He raised his hand.
öğrenmeye başla
O elini kaldırdı.
She reserved a room.
öğrenmeye başla
O bir oda ayırttı.
She rubbed her eyes.
öğrenmeye başla
Gözlerini ovuşturdu.
She sat next to him.
öğrenmeye başla
Onun yanına oturdu.
She rarely goes out.
öğrenmeye başla
O nadiren dışarı gider.
She still loved him.
öğrenmeye başla
O hala onu seviyordu.
She still loves him.
öğrenmeye başla
O onu hala seviyor.
She stopped smoking.
öğrenmeye başla
O sigarayı bıraktı.
She studies English.
öğrenmeye başla
O İngilizce çalışıyor.
She teaches English.
öğrenmeye başla
O, İngilizce öğretiyor.
She told him a joke.
öğrenmeye başla
O ona fıkra anlattı.
She understands him.
öğrenmeye başla
O onu anlar.
She wants a new hat.
öğrenmeye başla
O yeni bir şapka istiyor.
She was full of joy.
öğrenmeye başla
O neşe doluydu.
She watched him eat.
öğrenmeye başla
O onun yemek yiyişini izledi.
She went for a walk.
öğrenmeye başla
O bir yürüyüşe gitti.
She went to Ibaragi.
öğrenmeye başla
O Ibaragi'ye gitti.
She won the contest.
öğrenmeye başla
O yarışmayı kazandı.
She works from nine.
öğrenmeye başla
O dokuzdan itibaren çalışır.
She works very hard.
öğrenmeye başla
O çok sıkı çalışıyor.
She's a kind person.
öğrenmeye başla
O kibar bir insan.
She's a tough woman.
öğrenmeye başla
O, sert bir kadındır.
She's been poisoned.
öğrenmeye başla
O zehirlendi.
Show me another bag.
öğrenmeye başla
Bana başka bir çanta göster.
Somebody touched me.
öğrenmeye başla
Birisi bana dokundu.
Stop, or I'll shoot.
öğrenmeye başla
Dur, yoksa vuracağım.
Susan was terrified.
öğrenmeye başla
Susan dehşete kapılmıştı.
Take off your shoes.
öğrenmeye başla
Ayakkabılarınızı çıkartın.
Take off your socks.
öğrenmeye başla
Çoraplarınızı çıkartın.
Tell him I'm not in.
öğrenmeye başla
Ona içeride olmadığımı söyle.
Thank you for today.
öğrenmeye başla
Bugün için teşekkür ederiz.
Thanks for the meal.
öğrenmeye başla
Yemek için teşekkürler.
That book is theirs.
öğrenmeye başla
Şu kitap onların.
That boy is running.
öğrenmeye başla
O çocuk çalışıyor.
It won't matter.
öğrenmeye başla
Önemli değil.
That idea isn't bad.
öğrenmeye başla
O fikir fena değil.
That is my overcoat.
öğrenmeye başla
O benim paltom.
That makes me angry.
öğrenmeye başla
Şu beni kızdırıyor.
That student is Tom.
öğrenmeye başla
O öğrenci Tom'dur.
That was my mistake.
öğrenmeye başla
O benim hatamdı.
That won't help you.
öğrenmeye başla
Şu sana yardım etmeyecek.
That's a great idea.
öğrenmeye başla
O harika bir fikir.
That's a great poem.
öğrenmeye başla
O harika bir şiir.
That's an imitation.
öğrenmeye başla
Bu bir taklit.
That's an old trick.
öğrenmeye başla
Bu eski bir hile.
That's common sense.
öğrenmeye başla
Bu sağduyu.
It suits me.
öğrenmeye başla
O bana uyar.
That's fine with me.
öğrenmeye başla
Benim için farketmez.
It's not possible.
öğrenmeye başla
O mümkün değil.
The apples are ripe.
öğrenmeye başla
Elmalar olgundurlar.
The baby kept quiet.
öğrenmeye başla
Bebek sessiz durdu.
The bell is ringing.
öğrenmeye başla
Zil çalıyor.
The boy got scolded.
öğrenmeye başla
Çocuk azarladı.
The boys kept quiet.
öğrenmeye başla
Çocuklar sessiz kalmayı sürdürdü.
The boys were quiet.
öğrenmeye başla
Çocuklar sakindi.
The bus was crowded.
öğrenmeye başla
Otobüs kalabalıktı.
The car didn't move.
öğrenmeye başla
Araba kıpırdamadı.
The car didn't stop.
öğrenmeye başla
Araba durmadı.
The computer is new.
öğrenmeye başla
Bilgisayar yeni.
The cup has a crack.
öğrenmeye başla
Bardakta bir çatlak var.
The dog bit the man.
öğrenmeye başla
Köpek adamı ısırdı.
The dog followed me.
öğrenmeye başla
Köpek beni takip etti.
The door won't open.
öğrenmeye başla
Kapı açılmaz.
The fire alarm rang.
öğrenmeye başla
Yangın alarmı çaldı.
The grapes are sour.
öğrenmeye başla
Üzümler ekşi.
The house is vacant.
öğrenmeye başla
Ev boştur.
The idea is not bad.
öğrenmeye başla
Fikir fena değil.
The kids are asleep.
öğrenmeye başla
Çocuklar uyuyorlar.
The lake was frozen.
öğrenmeye başla
Göl dondu.
The law was changed.
öğrenmeye başla
Yasa değiştirildi.
The leaves blew off.
öğrenmeye başla
Yapraklar patladı.
The man took my arm.
öğrenmeye başla
Adam kolumu tuttu.
The meat tastes bad.
öğrenmeye başla
Etin tadı kötü.
The milk tasted bad.
öğrenmeye başla
Sütün tadı kötüydü.
The new car is hers.
öğrenmeye başla
Yeni araba onun.
The news leaked out.
öğrenmeye başla
Haber dışarı sızdırılmış.
The papers blew off.
öğrenmeye başla
Kağıtlar uçtu.
The pond froze over.
öğrenmeye başla
Gölet dondu.
The room was locked.
öğrenmeye başla
Oda kilitliydi.
The server was down.
öğrenmeye başla
Sunucu çöktü.
The ship is sinking.
öğrenmeye başla
Gemi batıyor.
The skies are clear.
öğrenmeye başla
Gökyüzü açıktır.
The train just left.
öğrenmeye başla
Tren az önce ayrıldı.
The TV doesn't work.
öğrenmeye başla
Televizyon çalışmıyor.
The victory is ours.
öğrenmeye başla
Zafer bizimdir.
There comes the bus.
öğrenmeye başla
Otobüs geliyor.
There goes the bell.
öğrenmeye başla
Oh, çan çalıyor.
There was a silence.
öğrenmeye başla
Bir sessizlik vardı.
There's no evidence.
öğrenmeye başla
Hiçbir kanıt yoktur.
These are our desks.
öğrenmeye başla
Bunlar bizim masalarımız.
These books are new.
öğrenmeye başla
Bu kitaplar yeni.
They are Christians.
öğrenmeye başla
Onlar Hıristiyanlar.
They are in the way.
öğrenmeye başla
Onlar ayak altındalar.
They are my cousins.
öğrenmeye başla
Onlar benim kuzenlerim.
They are my friends.
öğrenmeye başla
Onlar benim arkadaşlarım.
They have been busy.
öğrenmeye başla
Onlar meşguller.
They have few books.
öğrenmeye başla
Onların birkaç kitabı var.
They laughed at him.
öğrenmeye başla
Onlar ona güldü.
They live next door.
öğrenmeye başla
Onlar bitişikte yaşarlar.
They lived in peace.
öğrenmeye başla
Onlar barış içinde yaşadı.
They made fun of me.
öğrenmeye başla
Onlar benimle alay ettiler.
They questioned him.
öğrenmeye başla
Onlar onu sorguladılar.
They went by subway.
öğrenmeye başla
Onlar metro ile gittiler.
They'll go shopping.
öğrenmeye başla
Alışverişe gidecekler.
They're ignoring me.
öğrenmeye başla
Onlar beni görmezden geliyorlar.
They're my favorite.
öğrenmeye başla
Onlar benim favorim.
This apple is sweet.
öğrenmeye başla
Bu elma tatlıdır.
This beef is tender.
öğrenmeye başla
Bu sığır eti yumuşak.
This bird can't fly.
öğrenmeye başla
Bu kuş uçamaz.
This book is Tony's.
öğrenmeye başla
Bu kitap Tony'nindir.
This car sells well.
öğrenmeye başla
Bu araba iyi satıyor.
This desk is broken.
öğrenmeye başla
Bu masa kırık.
This door is locked.
öğrenmeye başla
Bu kapı kilitli.
This fits perfectly.
öğrenmeye başla
Bu mükemmel bir uyum sergiliyor.
This is an ice cube.
öğrenmeye başla
Bu bir buz küpü.
This is an old book.
öğrenmeye başla
Bu eski bir kitap.
This is Tony's book.
öğrenmeye başla
Bu Tony'nin kitabı.
This is what I need.
öğrenmeye başla
İhtiyacım olan budur.
This is what I want.
öğrenmeye başla
Bu benim istediğim şeydir.
This isn't for sale.
öğrenmeye başla
Bu satılık değil.
This makes no sense.
öğrenmeye başla
Bu mantıklı değil.
This novel bores me.
öğrenmeye başla
Bu roman beni sıkıyor.
This paper is rough.
öğrenmeye başla
Bu rapor taslaktır.
This play has ended.
öğrenmeye başla
Bu oyun sona erdi.
This tooth is loose.
öğrenmeye başla
Bu diş gevşek.
This winter is warm.
öğrenmeye başla
Bu kış ılık.
Those are our books.
öğrenmeye başla
Onlar bizim kitaplarımız.
Time is running out.
öğrenmeye başla
Zaman tükeniyor.
Tokyo is a big city.
öğrenmeye başla
Tokyo büyük bir şehir.
Tom abused my trust.
öğrenmeye başla
Tom benim güvenimi kötüye kullandı.
Tom arrived in time.
öğrenmeye başla
Tom zamanında geldi.
Tom became a doctor.
öğrenmeye başla
Tom bir doktor oldu.
Tom became a father.
öğrenmeye başla
Tom bir baba oldu.
Tom beeped the horn.
öğrenmeye başla
Tom boynuz çaldı.
Tom came back early.
öğrenmeye başla
Tom erken geri geldi.
Tom came right over.
öğrenmeye başla
Tom gecikmeden geldi.
Tom can't take less.
öğrenmeye başla
Tom daha azını alamaz.
Tom caught the ball.
öğrenmeye başla
Tom topu yakaladı.
Tom changed clothes.
öğrenmeye başla
Tom elbiseleri değiştirdi.
Tom closed his eyes.
öğrenmeye başla
Tom gözlerini kapattı.
Tom combed his hair.
öğrenmeye başla
Tom saçını taradı.
Tom cried all night.
öğrenmeye başla
Tom, bütün gece ağladı.
Tom cut Mary's hair.
öğrenmeye başla
Tom Mary'nin saçını kesti.
Tom dealt the cards.
öğrenmeye başla
Tom kartları dağıttı.
Tom depends on Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'ye bağlıdır.
Tom did a cartwheel.
öğrenmeye başla
Tom bir at arabası tekerleği yaptı.
Tom did a lousy job.
öğrenmeye başla
Tom berbat bir iş yaptı.
Tom did it your way.
öğrenmeye başla
Tom onu senin tarzınla yaptı.
Tom didn't go there.
öğrenmeye başla
Tom oraya gitmedi.
Tom didn't say much.
öğrenmeye başla
Tom fazla bir şey söylemedi.
Tom didn't say that.
öğrenmeye başla
Tom onu söylemedi.
Tom didn't see Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi görmedi.
Tom died of old age.
öğrenmeye başla
Tom yaşlılıktan öldü.
Tom disappointed me.
öğrenmeye başla
Tom beni hayal kırıklığına uğrattı.
Tom doesn't like me.
öğrenmeye başla
Tom beni sevmiyor.
Tom drinks a little.
öğrenmeye başla
Tom biraz içer.
Tom drinks too much.
öğrenmeye başla
Tom çok içiyor.
Tom drives a Toyota.
öğrenmeye başla
Tom bir Toyota sürer.
Tom drives me crazy.
öğrenmeye başla
Tom beni deli ediyor.
Tom drives too fast.
öğrenmeye başla
Tom çok hızlı sürer.
Tom eats like a pig.
öğrenmeye başla
Tom bir domuz gibi yiyor.
Tom faces a dilemma.
öğrenmeye başla
Tom bir ikilemle karşı karşıyadır.
Tom failed the exam.
öğrenmeye başla
Tom sınavda başarısız oldu.
Tom faked his death.
öğrenmeye başla
Tom ölü takliti yaptı.
Tom felt frustrated.
öğrenmeye başla
Tom hayal kırıklığına uğramış hissetti.
Tom felt humiliated.
öğrenmeye başla
Tom aşağılanmış hissetti.
Tom felt persecuted.
öğrenmeye başla
Tom zulme uğramış hissetti.
Tom found me a taxi.
öğrenmeye başla
Tom bana bir taksi buldu.
Tom got a promotion.
öğrenmeye başla
Tom'un bir terfisi var.
Tom got off the bus.
öğrenmeye başla
Tom otobüsten indi.
Tom got sidetracked.
öğrenmeye başla
Tom caydırıldı.
Tom got soaking wet.
öğrenmeye başla
Tom iliklerine kadar ıslandı.
Tom had a bad dream.
öğrenmeye başla
Tom kötü bir rüya gördü.
Tom had a good idea.
öğrenmeye başla
Tom'un, iyi bir fikri vardı.
Tom had an accident.
öğrenmeye başla
Tom bir kaza geçirdi.
Tom has a bald spot.
öğrenmeye başla
Tom'un bir keli var.
Tom has a big house.
öğrenmeye başla
Tom'un büyük bir evi var.
Tom has a big mouth.
öğrenmeye başla
Tom'un büyük bir ağzı vardır.
Tom has a pacemaker.
öğrenmeye başla
Tom'un bir kalp pili var.
Tom has a toothache.
öğrenmeye başla
Tom bir diş ağrısı vardır.
Tom has found a job.
öğrenmeye başla
Tom bir iş buldu.
Tom has my sympathy.
öğrenmeye başla
Tom benim acımı paylaştı.
Tom has skinny legs.
öğrenmeye başla
Tom'un sıska bacakları var.
Tom has tonsillitis.
öğrenmeye başla
Tom'un tonsilliti var.
Tom has two choices.
öğrenmeye başla
Tom'un iki seçeneği var.
Tom hasn't met Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary ile karşılaşmadı.
Tom hates the rules.
öğrenmeye başla
Tom kurallardan nefret eder.
Tom heard the alarm.
öğrenmeye başla
Tom alarmı duydu.
Tom is a bad driver.
öğrenmeye başla
Tom kötü bir sürücü.
Tom is a good sport.
öğrenmeye başla
Tom, iyi bir sporsever.
Tom is a workaholic.
öğrenmeye başla
Tom bir işkolik.
Tom is ambidextrous.
öğrenmeye başla
Tom çok yönlüdür.
Tom is full of hope.
öğrenmeye başla
Tom ümitle dolu.
Tom is grown up now.
öğrenmeye başla
Tom şimdi büyümüş.
Tom is helping Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'ye yardımcı oluyor.
Tom is just like me.
öğrenmeye başla
Tom tıpkı benim gibi.
Tom is kind to Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'ye karşı kibardır.
Tom is lying to you.
öğrenmeye başla
Tom size yalan söylüyor.

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.