Turkish sentences from Tatoeba 6

 0    1.000 flashcards    aleksandra.eska
mp3 indir Baskı oynamak kendini kontrol et
 
soru cevap
Tom is Mary's uncle.
öğrenmeye başla
Tom Mary'nin amcası.
Tom is on death row.
öğrenmeye başla
Tom ölüm hücresinde.
Tom is on the phone.
öğrenmeye başla
Tom telefonda.
Tom is out to lunch.
öğrenmeye başla
Tom öğle yemeğine çıktı.
Tom is really sorry.
öğrenmeye başla
Tom gerçekten üzgün.
Tom is right-handed.
öğrenmeye başla
Tom sağlaktır.
Tom is still in bed.
öğrenmeye başla
Tom hala yatakta.
Tom is very capable.
öğrenmeye başla
Tom çok yetenekli.
Tom isn't ready yet.
öğrenmeye başla
Tom henüz hazır değildir.
Tom isn't religious.
öğrenmeye başla
Tom dindar değildir.
Tom kicked the ball.
öğrenmeye başla
Tom topu tekmeledi.
Tom knows Mary lied.
öğrenmeye başla
Tom Mary'nin yalan söylediğini biliyor.
Tom laughed at Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'ye güldü.
Tom lay on his back.
öğrenmeye başla
Tom sırtüstü uzandı.
Tom left work early.
öğrenmeye başla
Tom işten erken ayrıldı.
Tom let the cat out.
öğrenmeye başla
Tom kedisinin dışarı çıkmasına izin verdi.
Tom likes hot curry.
öğrenmeye başla
Tom sıcak köriyi sever.
Tom likes traveling.
öğrenmeye başla
Tom seyahat etmeyi sever.
Tom lives in Boston.
öğrenmeye başla
Tom Boston'da yaşıyor.
Tom lives near Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'ye yakın yaşıyor.
Tom locked the door.
öğrenmeye başla
Tom kapıyı kilitledi.
Tom looks dignified.
öğrenmeye başla
Tom ağırbaşlı görünüyor.
Tom lost his memory.
öğrenmeye başla
Tom hafızasını kaybetti.
Tom lost his wallet.
öğrenmeye başla
Tom cüzdanını kaybetti.
Tom made it on time.
öğrenmeye başla
Tom onu zamanında yaptı.
Tom made Mary happy.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi mutlu etti.
Tom made no comment.
öğrenmeye başla
Tom hiç bir yorum yapmadı.
Tom missed the exit.
öğrenmeye başla
Tom çıkışı aradı.
Tom needs a haircut.
öğrenmeye başla
Tom'un saçını kestirmesi gerekiyor.
Tom needs a new car.
öğrenmeye başla
Tom'un yeni bir arabaya ihtiyacı var.
Tom needs more time.
öğrenmeye başla
Tom'un biraz daha zamana ihtiyacı var.
Tom needs our input.
öğrenmeye başla
Tom'un bizim girdimize ihtiyacı var.
Tom needs some rest.
öğrenmeye başla
Tom'un biraz dinlenmeye ihtiyacı var.
Tom never wears red.
öğrenmeye başla
Tom asla kırmızı giymez.
Tom opened a window.
öğrenmeye başla
Tom bir pencere açtı.
Tom opened his eyes.
öğrenmeye başla
Tom gözlerini açtı.
Tom ordered a drink.
öğrenmeye başla
Tom bir içki ısmarladı.
Tom owes Mary a lot.
öğrenmeye başla
Tom Mary'ye çok şey borçludur.
Tom packed his bags.
öğrenmeye başla
Tom çantalarını düzenledi.
Tom passed the test.
öğrenmeye başla
Tom testi geçti.
Tom picked the lock.
öğrenmeye başla
Tom kilidi sivri bir şeyle açtı.
Tom pointed at Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi gösterdi.
Tom pulled a muscle.
öğrenmeye başla
Tom bir kasını incitti.
Tom put on his robe.
öğrenmeye başla
Tom cüppesini giydi.
Tom raised his hand.
öğrenmeye başla
Tom elini kaldırdı.
Tom ran out of food.
öğrenmeye başla
Tom'un yiyeceği tükendi.
Tom ran out of time.
öğrenmeye başla
Tom'un zamanı bitti.
Tom remained silent.
öğrenmeye başla
Tom sessiz kaldı.
Tom reserved a seat.
öğrenmeye başla
Tom bir koltuk ayırdı.
Tom sat at his desk.
öğrenmeye başla
Tom masasında oturdu.
Tom sat beside Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'nin yanına oturdu.
Tom says he's rich.
öğrenmeye başla
Tom zengin olduğunu söylüyor.
Tom says he is rich.
öğrenmeye başla
Tom onun zengin olduğunu söylüyor.
Tom sealed the deal.
öğrenmeye başla
Tom anlaşmayı mühürledi.
Tom sealed the room.
öğrenmeye başla
Tom odayı mühürledi.
Tom seems so lonely.
öğrenmeye başla
Tom çok yalnız görünüyor.
Tom shaved his head.
öğrenmeye başla
Tom başını tıraş etti.
Tom should've known.
öğrenmeye başla
Tom bilmeliydi.
Tom slit his wrists.
öğrenmeye başla
Tom bileklerini kesti.
Tom sorted the mail.
öğrenmeye başla
Tom postayı sınıflandırdı.
Tom swims very fast.
öğrenmeye başla
Tom çok hızlı yüzer.
Tom talked too much.
öğrenmeye başla
Tom çok fazla konuştu.
Tom threatened Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary'yi tehdit etti.
Tom unplugged the iron.
öğrenmeye başla
Tom ütünün fişini çekti.
Tom unplugged the lamp.
öğrenmeye başla
Tom lambanın fişini çekti.
Tom waited his turn.
öğrenmeye başla
Tom sırasını bekledi.
Tom wants a divorce.
öğrenmeye başla
Tom boşanmak istiyor.
Tom wants a rematch.
öğrenmeye başla
Tom bir rövanş istiyor.
Tom was daydreaming.
öğrenmeye başla
Tom hayal görüyordu.
Tom was embarrassed.
öğrenmeye başla
Tom mahcup oldu.
Tom was fast asleep.
öğrenmeye başla
Tom derin uykudaydı.
Tom was out all day.
öğrenmeye başla
Tom, bütün gün dışardaydı.
Tom was put in jail.
öğrenmeye başla
Tom hapse konuldu.
Tom went home angry.
öğrenmeye başla
Tom eve kızgın gitti.
Tom will be furious.
öğrenmeye başla
Tom öfkeli olacaktır.
Tom wiped the table.
öğrenmeye başla
Tom tabloyu sildi.
Tom worked overtime.
öğrenmeye başla
Tom fazla mesai yaptı.
Tom works with Mary.
öğrenmeye başla
Tom Mary ile çalışır.
Tom wouldn't say no.
öğrenmeye başla
Tom hayır demezdi.
Tom yelled for help.
öğrenmeye başla
Tom yardım için bağırdı.
Tom isn't breathing.
öğrenmeye başla
Tom nefes almıyor.
Tommy is a nice man.
öğrenmeye başla
Tommy sevimli bir adam.
Tony runs every day.
öğrenmeye başla
Tony her gün koşar.
Try it out yourself.
öğrenmeye başla
Onu kendiniz deneyin.
Try on this sweater.
öğrenmeye başla
Bu kazağı deneyin.
Try to act your age.
öğrenmeye başla
Yaşına göre hareket etmeye çalış.
Turn the radio down.
öğrenmeye başla
Radyonun sesini kıs.
Was I really boring?
öğrenmeye başla
Ben gerçekten sıkıcı mıydım?
We all like cycling.
öğrenmeye başla
Hepimiz bisiklete binmekten hoşlanırız.
We are good friends.
öğrenmeye başla
Biz iyi arkadaşlarız.
We are very similar.
öğrenmeye başla
Biz çok benzeriz.
We caught the thief.
öğrenmeye başla
Biz hırsızı yakalandık.
We did it ourselves.
öğrenmeye başla
Onu kendimiz yaptık.
We dislike violence.
öğrenmeye başla
Biz şiddet sevmeyiz.
We enjoyed swimming.
öğrenmeye başla
Yüzmenin tadını çıkardık.
We enjoyed swimming.
öğrenmeye başla
Yüzmekten hoşlandık.
We gave up the plan.
öğrenmeye başla
Biz plandan vazgeçtik.
We had a quiz today.
öğrenmeye başla
Biz bugün bir sınav olduk.
We had a rough time.
öğrenmeye başla
Bizim fırtınalı bir zamanımız oldu.
We had an oral exam.
öğrenmeye başla
Bizim sözlü sınavımız vardı.
We had little water.
öğrenmeye başla
Bizim biraz suyumuz vardı.
We have lots to do.
öğrenmeye başla
Yapacak çok şeyimiz var.
We have enough time.
öğrenmeye başla
Bizim yeterince zamanımız var.
We lay on the grass.
öğrenmeye başla
Biz çimlerin üzerinde uzandık.
We love you so much.
öğrenmeye başla
Sizi çok seviyoruz.
We must leave early.
öğrenmeye başla
Biz erken çıkmalıyız.
We obeyed the rules.
öğrenmeye başla
Biz kurallara itaat ettik.
We regret his death.
öğrenmeye başla
Biz onun ölümüne üzülüyoruz.
We swam in the lake.
öğrenmeye başla
Gölde yüzdük.
We talked until two.
öğrenmeye başla
Biz ikiye kadar konuştuk.
We traveled on foot.
öğrenmeye başla
Biz yaya gezdik.
We will do our best.
öğrenmeye başla
Biz elimizden geleni yapacağız.
We will let him try.
öğrenmeye başla
Biz onun onu denemesine izin vereceğiz.
We will never agree.
öğrenmeye başla
Biz asla anlaşamayacağız.
We're close friends.
öğrenmeye başla
Biz yakın arkadaşlarız.
We're eating apples.
öğrenmeye başla
Biz elma yiyoruz.
Welcome to our home.
öğrenmeye başla
Evimize hoş geldiniz.
What am I to do now?
öğrenmeye başla
Şimdi ne yapacağım.
What are they after?
öğrenmeye başla
Onlar neyin peşindeler?
What are they doing?
öğrenmeye başla
Onlar ne yapıyorlar.
What do you suggest?
öğrenmeye başla
Ne önerirsiniz?
What I mean is this.
öğrenmeye başla
Demek istediğim budur.
What is in the desk?
öğrenmeye başla
Masanın içindeki nedir?
What is in this box?
öğrenmeye başla
Bu kutudaki nedir?
What is on the desk?
öğrenmeye başla
Masanın üstündeki nedir?
What is popular now?
öğrenmeye başla
Şimdi popüler olan nedir?
What should I bring?
öğrenmeye başla
Ne getirmem gerekir?
What time is dinner?
öğrenmeye başla
Akşam yemeği saat kaçta?
What time is supper?
öğrenmeye başla
Akşam yemeği ne zaman?
What was that noise?
öğrenmeye başla
O gürültü neydi?
What was that sound?
öğrenmeye başla
O ses neydi?
What's it made from?
öğrenmeye başla
O, neyden yapılmıştır.
What's the big idea?
öğrenmeye başla
Büyük fikir nedir?
What's the bus fare?
öğrenmeye başla
Otobüs ücreti nedir?
What's this key for?
öğrenmeye başla
Bu anahtar ne içindir?
What's worrying you?
öğrenmeye başla
Seni ne endişelendiriyor?
What's your opinion?
öğrenmeye başla
Sizin fikriniz nedir?
When did you buy it?
öğrenmeye başla
Onu ne zaman satın aldınız?
When did you get up?
öğrenmeye başla
Ne zaman kalktın?
When did you return?
öğrenmeye başla
Ne zaman geri döndün?
When do I get there?
öğrenmeye başla
Oraya ne zaman varırım?
When does it arrive?
öğrenmeye başla
O ne zaman varır?
When is school over?
öğrenmeye başla
Okul ne zaman biter?
When do we arrive?
öğrenmeye başla
Ne zaman varacağız?
When will you leave?
öğrenmeye başla
Ne zaman gideceksin?
Where are the girls?
öğrenmeye başla
Kızlar neredeler?
Where are you bound?
öğrenmeye başla
Nereye gidiyorsun?
Where shall we meet?
öğrenmeye başla
Biz nerede buluşalım?
Which book is yours?
öğrenmeye başla
Hangi kitap seninkidir.
White bread, please.
öğrenmeye başla
Beyaz ekmek, lütfen.
Who did you go with?
öğrenmeye başla
Kimle birlikte gittin?
Who do you work for?
öğrenmeye başla
Kim için çalışıyorsun?
Who is in this room?
öğrenmeye başla
Bu odada kim var?
Who is your teacher?
öğrenmeye başla
Öğretmenin kimdir?
Who owns this house?
öğrenmeye başla
Bu evin sahibi kimdir?
Who stole the apple?
öğrenmeye başla
Elmayı kim çaldı?
Who wrote this book?
öğrenmeye başla
Bu kitabı kim yazdı?
Who wrote this poem?
öğrenmeye başla
Bu şiiri kim yazdı?
Who's your favorite?
öğrenmeye başla
Senin favorin kim?
Why are you so late?
öğrenmeye başla
Neden bu kadar geç kaldın?
Why did he run away?
öğrenmeye başla
O niçin kaçtı?
Why did she do that?
öğrenmeye başla
O, niçin onu yaptı?
Why did this happen?
öğrenmeye başla
Bu neden oldu?
Why did you do that?
öğrenmeye başla
Onu niçin yaptınız.
Why didn't you come?
öğrenmeye başla
Neden sen gelmedin?
Why do you say that?
öğrenmeye başla
Bunu neden söylüyorsun?
Why do you say that?
öğrenmeye başla
Neden böyle söylüyorsun?
Why do you think so?
öğrenmeye başla
Neden böyle düşünüyorsunuz?
Why is the sky blue?
öğrenmeye başla
Gökyüzü niçin mavidir?
Will you go with us?
öğrenmeye başla
Bizimle gidecek misin?
You are a good cook.
öğrenmeye başla
Sen iyi bir aşçısın.
You are always late.
öğrenmeye başla
Her zaman geç kalıyorsun.
You're lying to me.
öğrenmeye başla
Bana yalan söylüyorsun.
You are quite a man.
öğrenmeye başla
Tam bir erkek.
You are quite right.
öğrenmeye başla
Tamamen haklısın.
You can call me Bob.
öğrenmeye başla
Bana Bob diyebilirsin.
You can go home now.
öğrenmeye başla
Şimdi eve gidebilirsin.
You can rely on her.
öğrenmeye başla
Ona güvenebilirsiniz.
You can't trust him.
öğrenmeye başla
Ona güvenemezsin.
You can't trust Tom.
öğrenmeye başla
Tom'a güvenemezsin.
You have many books.
öğrenmeye başla
Çok sayıda kitabın var.
You look pale today.
öğrenmeye başla
Bugün solgun görünüyorsun.
You look very tired.
öğrenmeye başla
Çok yorgun görünüyorsun.
You may go anywhere.
öğrenmeye başla
İstediğiniz yere gidebilirsiniz.
You may go home now.
öğrenmeye başla
Şimdi eve gidebilirsiniz.
You may not come in.
öğrenmeye başla
İçeriye girmeyebilirsin.
You can trust him.
öğrenmeye başla
Ona güvenebilirsin.
You must be joking!
öğrenmeye başla
Şaka yapıyor olmalısın!
You must go at once.
öğrenmeye başla
Derhal gitmelisin.
You must keep quiet.
öğrenmeye başla
Sessiz olmak zorundasın.
You must study hard.
öğrenmeye başla
Sıkı çalışmalısınız.
You must study more.
öğrenmeye başla
Daha çok çalışmalısın.
You should eat more.
öğrenmeye başla
Daha fazla yemelisiniz.
You should exercise.
öğrenmeye başla
Egzersiz yapmalısın.
You'd better not go.
öğrenmeye başla
Gitmesen iyi olur.
You'll catch a cold.
öğrenmeye başla
Üşüteceksin.
You'll have to wait.
öğrenmeye başla
Beklemeniz gerekecek.
You're irresistible.
öğrenmeye başla
Sen dayanılmazsın.
You're just on time.
öğrenmeye başla
Tam zamanında geldin.
Your father is tall.
öğrenmeye başla
Baban uzun boylu.
Your guess is wrong.
öğrenmeye başla
Tahmininiz yanlış.
Your job isn't easy.
öğrenmeye başla
Sizin işiniz kolay değil.
Your order is ready.
öğrenmeye başla
Siparişiniz hazır.
Your tie is crooked.
öğrenmeye başla
Sizin kravatınız yamuk.
Yours is over there.
öğrenmeye başla
Seninki orada.
Yumi has many books.
öğrenmeye başla
Yumi birçok kitabı vardır.
Yumi has many books.
öğrenmeye başla
Yumi'nin birçok kitabı var.
Yumi has many books.
öğrenmeye başla
Yumi'nin birçok kitapları var.
Zucchinis are green.
öğrenmeye başla
Kabaklar yeşildirler.
A bus got in the way.
öğrenmeye başla
Bir otobüs yoluma çıktı.
A cat has nine lives.
öğrenmeye başla
Bir kedi dokuz canlıdır.
A cup of tea, please.
öğrenmeye başla
Bir fincan çay, lütfen.
A horse is an animal.
öğrenmeye başla
At bir hayvandır.
A horse runs quickly.
öğrenmeye başla
Bir at hızlı koşar.
A man must be honest.
öğrenmeye başla
Bir insan dürüst olmalı.
A permanent is extra.
öğrenmeye başla
Ekstra kalıcı bir maliyettir.
A piano is expensive.
öğrenmeye başla
Bir piyano pahalıdır.
A squid has ten legs.
öğrenmeye başla
Bir kalamarın on bacağı vardır.
Add up these figures.
öğrenmeye başla
Bu sayıları toplayın.
All I have is a book.
öğrenmeye başla
Bütün sahip olduğum bir kitaptır.
All the meat was bad.
öğrenmeye başla
Bütün et kokmuştu.
Am I handsome or not?
öğrenmeye başla
Yakışıklı mıyım yoksa değil miyim?
Ann can't find a job.
öğrenmeye başla
Ann, bir iş bulamıyor.
Ann has many friends.
öğrenmeye başla
Ann'in birçok arkadaşı var.
Ann is a cheerleader.
öğrenmeye başla
Ann bir amigo.
Ann is a little girl.
öğrenmeye başla
Ann, küçük bir kızdır.
Aoi dances very well.
öğrenmeye başla
Aoi çok iyi dans eder.
Apes are intelligent.
öğrenmeye başla
Maymunlar akıllıdır.
Apples grow on trees.
öğrenmeye başla
Elmalar ağaçlarda büyür.
Are you able to type?
öğrenmeye başla
Yazabiliyor musunuz?
Are you eating lunch?
öğrenmeye başla
Öğle yemeği yiyor musun?
Are you fond of golf?
öğrenmeye başla
Golf sever misiniz?
Are you free tonight?
öğrenmeye başla
Bu gece boş musun?
Are you going or not?
öğrenmeye başla
Gidiyor musun yoksa gitmiyor musun?
Are you ready to eat?
öğrenmeye başla
Yemek için hazır mısınız?
Are you still around?
öğrenmeye başla
Hala bu civarda mısın?
Are your hands clean?
öğrenmeye başla
Ellerin temiz mi?
Be quiet, all of you.
öğrenmeye başla
Hepiniz sessiz olun.
Beware of imitations.
öğrenmeye başla
Taklitlerinden sakının.
Bill stopped smoking.
öğrenmeye başla
Bill, sigarayı bıraktı.
Birds fly in the sky.
öğrenmeye başla
Kuşlar gökyüzünde uçarlar.
Bob is a nice person.
öğrenmeye başla
Bob sevimli bir kişidir.
Both dogs are asleep.
öğrenmeye başla
Her iki köpek uykuda.
Bring me a dry towel.
öğrenmeye başla
Bana kuru bir havlu getirin.
Bring the laundry in.
öğrenmeye başla
Çamaşırı içeri getir.
Business is business.
öğrenmeye başla
İş iştir.
But you're not there.
öğrenmeye başla
Ama sen orada değilsin.
Call her up at three.
öğrenmeye başla
Saat üçte onu ara.
Call me this evening.
öğrenmeye başla
Bu akşam beni arayın.
Can he speak English?
öğrenmeye başla
O, İngilizce konuşabilir mi?
Can I take a day off?
öğrenmeye başla
Bir günlük izin alabilir miyim?
Can I take a message?
öğrenmeye başla
Ben bir mesaj alabilir miyim?
Can I take books out?
öğrenmeye başla
Kitapları çıkarabilir miyim?
Can I turn on the TV?
öğrenmeye başla
TV'yi açabilir miyim?
Can she come in time?
öğrenmeye başla
O zamanında gelebilir mi?
Can you come at nine?
öğrenmeye başla
Dokuzda gelebilir misin?
Can you deliver that?
öğrenmeye başla
Onu teslim edebilir misin?
Can you deliver this?
öğrenmeye başla
Bu teslim edebilir misin?
Can you fix our sink?
öğrenmeye başla
Lavabomuzu tamir edebilir misin?
Can you guess my age?
öğrenmeye başla
Benim yaşımı tahmin edebilir misiniz?
Can you meet tonight?
öğrenmeye başla
Bu gece karşılayabilir misin?
Can you ride a horse?
öğrenmeye başla
Ata binebilir misin?
Are you able to speak French?
öğrenmeye başla
Fransızca konuşabilir misin?
Charge it to my room.
öğrenmeye başla
Onu benim oda hesabına yazın.
Check back next week.
öğrenmeye başla
Önümüzdeki hafta tekrar kontrol edin.
Clean up the kitchen.
öğrenmeye başla
Mutfağı temizleyin.
Clothes make the man.
öğrenmeye başla
Giysi insan yapar.
Colds are contagious.
öğrenmeye başla
Soğuk algınlığı bulaşıcıdır.
Come home before six.
öğrenmeye başla
Altıdan önce eve gel.
Cotton absorbs water.
öğrenmeye başla
Pamuk su emer.
Could I change rooms?
öğrenmeye başla
Odaları değiştirebilir miyim?
Could we have a fork?
öğrenmeye başla
Bir çatal alabilir miyiz?
David is very active.
öğrenmeye başla
David çok aktif.
Did he pass the exam?
öğrenmeye başla
O sınavı geçti mi?
Did he pass the test?
öğrenmeye başla
O testi geçti mi?
Is anything up?
öğrenmeye başla
Bir şey mi oldu?
Did the car look old?
öğrenmeye başla
Araba eski görünüyor muydu?
Did you behave today?
öğrenmeye başla
Bugün görgülü davrandın mı?
Did you see a doctor?
öğrenmeye başla
Bir doktora göründünüz mü?
Did you speak at all?
öğrenmeye başla
Hiç konuştunuz mu?
Didn't I tell you so?
öğrenmeye başla
Size öyle söylemedim mi?
Do come and visit us.
öğrenmeye başla
Gel ve bizi ziyaret et.
Do come by all means.
öğrenmeye başla
Kesinlikle gel.
Do snakes bother you?
öğrenmeye başla
Yılanlar sizi rahatsız eder mi?
Do what he tells you.
öğrenmeye başla
Sana söylediğini yap.
Suit yourself.
öğrenmeye başla
İstediğini yap.
Do you drink alcohol?
öğrenmeye başla
Alkol Kullanıyor musunuz?
Do you ever date her?
öğrenmeye başla
Onunla flört ediyor musun?
Do you have a budget?
öğrenmeye başla
Bir bütçen var mı?
Do you have a camera?
öğrenmeye başla
Bir kameran var mı?
Do you have a family?
öğrenmeye başla
Bir ailen var mı?
Do you have a minute?
öğrenmeye başla
Bir dakikanız var mı?
Do you have a pencil?
öğrenmeye başla
Bir kurşun kalemin var mı?
Do you have a tattoo?
öğrenmeye başla
Bir dövmen var mı?
Do you have a ticket?
öğrenmeye başla
Bir biletin var mı?
Do you have a violin?
öğrenmeye başla
Bir kemanın var mı?
Do you have any pain?
öğrenmeye başla
Herhangi bir ağrın var mı?
Do you have any pets?
öğrenmeye başla
Herhangi bir evcil hayvanın var mı?
Do you have blankets?
öğrenmeye başla
Battaniyelerin var mı?
Do you have the time?
öğrenmeye başla
Zamanınız var mı?
Do you know baseball?
öğrenmeye başla
Beyzbol biliyor musun?
Do you know Tom well?
öğrenmeye başla
Tom'u iyi tanır mısınız?
Do you like baseball?
öğrenmeye başla
Beyzbol sever misiniz?
Do you live in Tokyo?
öğrenmeye başla
Tokyo'da yaşıyor musunuz?
Do you look your age?
öğrenmeye başla
Yaşında görünüyor musun?
Do you need any food?
öğrenmeye başla
Herhangi bir gıdaya ihtiyacın var mı?
Do you need the book?
öğrenmeye başla
Kitaba ihtiyacın var mı?
Do you run every day?
öğrenmeye başla
Her gün çalışır mısın?
Do you see her often?
öğrenmeye başla
Onu sık sık görüyor musun?
Do you speak English?
öğrenmeye başla
İngilizce konuşuyor musun?
Do you speak Italian?
öğrenmeye başla
İtalyanca konuşuyor musun?
Do you think I'm fat?
öğrenmeye başla
Benim şişman olduğumu düşünüyor musunuz?
Do you think I'm fat?
öğrenmeye başla
Sizce ben şişman mıyım?
Do you want anything?
öğrenmeye başla
Bir şey istiyor musunuz?
Do your homework now.
öğrenmeye başla
Şimdi ödevinizi yapın.
Does Ken play tennis?
öğrenmeye başla
Ken tenis oynar mı?
Does this make sense?
öğrenmeye başla
Bu mantıklı mı?
Don't be so childish.
öğrenmeye başla
Öyle çocuksu olmayın.
Don't disappoint him.
öğrenmeye başla
Onu hayal kırıklığına uğratma.
Don't eat like a pig.
öğrenmeye başla
Domuz gibi yemek yemeyin.
Don't exert yourself.
öğrenmeye başla
Kendiniz uygulamayın.
Don't let the dog in.
öğrenmeye başla
Köpeğin içeri girmesine izin vermeyin.
Don't lose your cool.
öğrenmeye başla
Soğukkanlılığını kaybetme.
Don't make a mistake.
öğrenmeye başla
Bir hata yapma.
Don't push me around.
öğrenmeye başla
Beni itip kalkma.
Don't push your luck.
öğrenmeye başla
Şansınızı zorlamayın.
Don't shut your eyes.
öğrenmeye başla
Gözlerini kapatma.
Don't smoke too much.
öğrenmeye başla
Çok fazla sigara içmeyin.
Don't worry about it.
öğrenmeye başla
Onun hakkında üzülme.
Don't worry about it.
öğrenmeye başla
Onu dert etmeyin.
Don't worry about me.
öğrenmeye başla
Benim hakkımda endişe etmeyin.
Don't worry about us.
öğrenmeye başla
Hakkımızda endişe etmeyin.
Don't worry. It's OK.
öğrenmeye başla
Merak etmeyin. Tamam.
Don't you believe me?
öğrenmeye başla
Bana inanmıyor musunuz?
Everybody knows that.
öğrenmeye başla
Onu herkes bilir.
Everyone's saying it.
öğrenmeye başla
Onu herkes söylüyor.
Excuse my clumsiness.
öğrenmeye başla
Beceriksizliğimi affedin.
Finally, it's Friday.
öğrenmeye başla
Nihayet bugün Cuma.
Finally, it's Friday.
öğrenmeye başla
Sonunda bugün Cuma.
Fish live in the sea.
öğrenmeye başla
Balık denizde yaşar.
Flowers attract bees.
öğrenmeye başla
Çiçekler arıları çeker.
France borders Italy.
öğrenmeye başla
Fransa İtalya'nın sınır komşusudur.
Get that book for me.
öğrenmeye başla
Bu kitabı benim için alın.
Go and see who it is.
öğrenmeye başla
Git ve kim olduğunu gör.
Go back to your seat.
öğrenmeye başla
Koltuğunuza geri dönün.
Return to your seat.
öğrenmeye başla
Koltuğuna geri dön.
Go tell him yourself.
öğrenmeye başla
Git ona kendin söyle.
Go to the barber.
öğrenmeye başla
Berbere git.
Has anything changed?
öğrenmeye başla
Herhangi bir şey değişti mi?
Has anything changed?
öğrenmeye başla
Bir şey değişti mi?
Have you been abroad?
öğrenmeye başla
Yurtdışında bulundun mu?
Have you fed the dog?
öğrenmeye başla
Köpeği besledin mi?
Have you finished it?
öğrenmeye başla
Onu bitirdin mi?
Have you got a light?
öğrenmeye başla
Bir lamban var mı?
Have you met him yet?
öğrenmeye başla
Henüz onunla tanıştın mı?
He accepted her gift.
öğrenmeye başla
O, onun hediyesini kabul etti.
He achieved his goal.
öğrenmeye başla
O amacına ulaştı.
He acted as my guide.
öğrenmeye başla
O benim rehberim olarak davrandı.
He always works hard.
öğrenmeye başla
O her zaman çok çalışıyor.
He and I are cousins.
öğrenmeye başla
O ve ben kuzenleriz.
He arrived too early.
öğrenmeye başla
O çok erken vardı.
He asked for my help.
öğrenmeye başla
O benden yardım istedi.
He ate it in no time.
öğrenmeye başla
O hiçbir zaman onu yemedi.
He attained his goal.
öğrenmeye başla
O hedefine ulaştı.
He began with a joke.
öğrenmeye başla
O bir şaka ile başladı.
He built a new house.
öğrenmeye başla
Yeni bir ev inşa etti.
He called me by name.
öğrenmeye başla
O bana ismimle seslendi.
He calls the boy Tom.
öğrenmeye başla
O, çocuğu Tom olarak çağırır.
He came into my room.
öğrenmeye başla
O benim odama geldi.
He came to my rescue.
öğrenmeye başla
O, beni kurtarmak için geldi.
He can play baseball.
öğrenmeye başla
O beyzbol oynayabilir.
He caught three fish.
öğrenmeye başla
O üç balık yakaladı.
He commited suicide.
öğrenmeye başla
O intihar etti.
He deals in hardware.
öğrenmeye başla
O donanımla ilgilenir.
He did as I told him.
öğrenmeye başla
O ona söylediğim gibi yaptı.
He did nothing wrong.
öğrenmeye başla
O yanlış bir şey yapmadı.
He didn't say a word.
öğrenmeye başla
O bir kelime söylemedi.
He died one year ago.
öğrenmeye başla
O bir yıl önce öldü.
He died the next day.
öğrenmeye başla
Ertesi gün hayatını kaybetti.
He doesn't like fish.
öğrenmeye başla
O balık sevmez.
He doesn't sing well.
öğrenmeye başla
O, iyi şarkı söylemez.
He doesn't tell lies.
öğrenmeye başla
O yalan söylemez.
He easily gets angry.
öğrenmeye başla
O, kolayca öfkelenir.
He fired three shots.
öğrenmeye başla
O üç el ateş etti.
He found his parents.
öğrenmeye başla
O, ebeveynlerini buldu.
He gave me a present.
öğrenmeye başla
O bana bir hediye verdi.
He gave me this book.
öğrenmeye başla
O bana bu kitabı verdi.
He tires easily.
öğrenmeye başla
O kolayca yorulur.
He got angry with me.
öğrenmeye başla
O bana sinirlendi.
He got angry with us.
öğrenmeye başla
O bize sinirlendi.
He got off the train.
öğrenmeye başla
O trenden indi.
He got us nice seats.
öğrenmeye başla
O bize güzel koltuklar aldı.
He had a hungry look.
öğrenmeye başla
Onun aç bir görünümü vardı.
He had fifty dollars.
öğrenmeye başla
Onun elli doları vardı.
He hardly ever works.
öğrenmeye başla
O neredeyse hiç çalışmaz.
He has a few friends.
öğrenmeye başla
Onun bir kaç arkadaşı var.
He has a good memory.
öğrenmeye başla
O iyi bir hafızaya sahiptir.
He has a lot of land.
öğrenmeye başla
Onun bir sürü arazisi var.
He has a strong body.
öğrenmeye başla
O güçlü bir gövdeye sahip.
He has a strong mind.
öğrenmeye başla
Onun güçlü bir zihni vardır.
He has good eyesight.
öğrenmeye başla
O iyi görme duyusuna sahip.
He has no girlfriend.
öğrenmeye başla
Hiç kız arkadaşı yok.
He has nothing to do.
öğrenmeye başla
Onun yapacak bir şeyi yok.
He has poor eyesight.
öğrenmeye başla
O kötü görme duyusuna sahip.
He has powerful arms.
öğrenmeye başla
Onun güçlü bir kolları var.
He has strange ideas.
öğrenmeye başla
Onun tuhaf fikirleri var.
He has to study hard.
öğrenmeye başla
O çok çalışmak zorunda.
He has two daughters.
öğrenmeye başla
Evli ve iki kız çocuk babasıdır.
He hit me by mistake.
öğrenmeye başla
O bana yanlışlıkla vurdu.
He hit me in the eye.
öğrenmeye başla
O benim gözüme vurdu.
He is a fast speaker.
öğrenmeye başla
O hızlı bir konuşucu.
He is a good athlete.
öğrenmeye başla
O iyi bir atlet.
He is a good speaker.
öğrenmeye başla
O iyi bir konuşmacı.
He is a good student.
öğrenmeye başla
O iyi bir öğrenci.
He is a good swimmer.
öğrenmeye başla
O iyi bir yüzücü.
He is a handsome man.
öğrenmeye başla
O yakışıklı bir adam.
He is a Japanese boy.
öğrenmeye başla
O bir Japon çocuk.
He is a lazy student.
öğrenmeye başla
O tembel bir öğrenci.
He is a man of faith.
öğrenmeye başla
O bir inanç insanıdır.
He is about your age.
öğrenmeye başla
O yaklaşık senin yaşında.
He's afraid of dogs.
öğrenmeye başla
O, köpeklerden korkar.
He is afraid to swim.
öğrenmeye başla
O yüzmeye korkuyor.
He is always reading.
öğrenmeye başla
O her zaman okuyor.
He is always with me.
öğrenmeye başla
O, her zaman benledir.
He is apt to be late.
öğrenmeye başla
O geç kalmaya eğilimli.
He is as tall as her.
öğrenmeye başla
O, onun kadar uzun boylu.
He is away from home.
öğrenmeye başla
O evden uzakta.
He is bad at driving.
öğrenmeye başla
O araba sürmede kötüdür.
He is close to sixty.
öğrenmeye başla
O altmışa yakın.
He is cool, isn't he?
öğrenmeye başla
O, harika, değil mi?
He is doing his work.
öğrenmeye başla
O işini yapıyor.
He is far from happy.
öğrenmeye başla
O, hiç mutlu değildir.
He is five feet tall.
öğrenmeye başla
O beş fit boyunda.
He is getting better.
öğrenmeye başla
O daha iyileşiyor.
He is good at soccer.
öğrenmeye başla
O, futbolda iyi.
He is good at tennis.
öğrenmeye başla
O teniste iyidir.
He's hard to please.
öğrenmeye başla
Onu memnun etmek zordur.
He is in his library.
öğrenmeye başla
O, kütüphanesindedir.
He is in poor health.
öğrenmeye başla
Onun sağlığı kötü.
He is in trouble now.
öğrenmeye başla
Şimdi onun başı belada.
He is lazy by nature.
öğrenmeye başla
O, doğası gereği tembel.
He is likely to come.
öğrenmeye başla
O muhtemelen gelecektir.
He is making cookies.
öğrenmeye başla
O kurabiye yapıyor.
He's my best friend.
öğrenmeye başla
O benim en iyi arkadaşım.
He is my close friend
öğrenmeye başla
O benim yakın arkadaşım
He is no longer here.
öğrenmeye başla
O artık burada değil.
He is now on his own.
öğrenmeye başla
O şimdi kendi başına.
He is reading a book.
öğrenmeye başla
O bir kitap okuyor.
He is sadly mistaken.
öğrenmeye başla
Ne yazık ki yanılmıştır.
He is still standing.
öğrenmeye başla
Halen ayakta duruyor.
He is Taro's brother.
öğrenmeye başla
O, Taro'nun erkek kardeşidir.
He is very depressed.
öğrenmeye başla
O çok bunalımdaydı.
He is wearing gloves.
öğrenmeye başla
O, eldiven giyiyordu.
He is young at heart.
öğrenmeye başla
O kalbinde genç.
He isn't here, is he?
öğrenmeye başla
O burada değil, değil mi?
He jumped out of bed.
öğrenmeye başla
O yataktan fırladı.
He laid down the gun.
öğrenmeye başla
O silahı yere bıraktı.
He left home at 8:00.
öğrenmeye başla
O, saat 8:00 'de evden çıktı.
He lent me two books.
öğrenmeye başla
O bana iki kitap ödünç verdi.
He likes music a lot.
öğrenmeye başla
O müzikten çok hoşlanır.
He likes this guitar.
öğrenmeye başla
O bu gitarı sever.
He likes to watch TV.
öğrenmeye başla
O, TV izlemeyi sever.
He likes watching TV.
öğrenmeye başla
TV izlemeyi seviyor.
He lives in Nagasaki.
öğrenmeye başla
O, Nagasaki'de yaşıyor.
He looked tired then.
öğrenmeye başla
O, o zaman yorgun görünüyordu.
He looked very happy.
öğrenmeye başla
O çok mutlu görünüyordu.
He lost his eyesight.
öğrenmeye başla
O, görme duyusunu kaybetti.
He lost his eyesight.
öğrenmeye başla
O görme yeteneğini kaybetti.
He made a rude reply.
öğrenmeye başla
O, kaba bir yanıt verdi.
He made her his wife.
öğrenmeye başla
O, onu eşi yaptı.
He made up an excuse.
öğrenmeye başla
O bir bahane uydurdu.
He managed to escape.
öğrenmeye başla
O kaçmayı başardı.
He married for money.
öğrenmeye başla
O para için evlendi.
He married my cousin.
öğrenmeye başla
O, benim kuzenimle evlendi.
He married my sister.
öğrenmeye başla
O benim kız kardeşim ile evlendi.
He must have seen it.
öğrenmeye başla
Onu görmüş olmalı.
He ordered us steaks.
öğrenmeye başla
O bize biftek ısmarladı.
He picked up a stone.
öğrenmeye başla
O bir taş aldı.
He pressed his pants.
öğrenmeye başla
O pantolonunun ütüledi.
He ran into the room.
öğrenmeye başla
O, odasına koştu.
He ran up the stairs.
öğrenmeye başla
O merdivenleri çıktı.
He rang the doorbell.
öğrenmeye başla
O, kapı zilini çaldı.
He repeated it again.
öğrenmeye başla
O, onu yine tekrarladı.
He saw a pretty girl.
öğrenmeye başla
O güzel bir kız gördü.
He says he will come.
öğrenmeye başla
O onun geleceğini söylüyor.
He screamed for help.
öğrenmeye başla
O, yardım için çığlık attı.
He seems quite happy.
öğrenmeye başla
O oldukça mutlu görünüyor.
He seems to be happy.
öğrenmeye başla
O, mutlu gibi görünüyor.
He seems to be lying.
öğrenmeye başla
O yalan söylüyor gibi görünüyor.
He seems to think so.
öğrenmeye başla
O öyle düşünüyor gibi görünüyor.
He rarely went there.
öğrenmeye başla
O, nadiren oraya gitti.
He sent for a doctor.
öğrenmeye başla
O bir doktor çağırttı.
He sent me a present.
öğrenmeye başla
O bana bir hediye gönderdi.
He slipped me a note.
öğrenmeye başla
O bana gizlice bir not verdi.
He sold all his land.
öğrenmeye başla
O bütün arazisini sattı.
He spoke very loudly.
öğrenmeye başla
Çok yüksek sesle konuştu.
He studies very hard.
öğrenmeye başla
O çok fazla çalışır.
He suddenly fell ill.
öğrenmeye başla
Aniden hastalandı.
He talked to himself.
öğrenmeye başla
O kendi kendine konuştu.
He took off his coat.
öğrenmeye başla
O paltosunu çıkardı.
He tried to stand up.
öğrenmeye başla
O ayağa kalkmaya çalıştı.
He turned the corner.
öğrenmeye başla
O, köşeyi döndü.
He used to live here.
öğrenmeye başla
O burada yaşardı.
He wanted to succeed.
öğrenmeye başla
O başarılı olmak istedi.
He wants to meet you.
öğrenmeye başla
O seninle tanışmak istiyor.
He was almost asleep.
öğrenmeye başla
Neredeyse uyuyordu.
He was badly wounded.
öğrenmeye başla
O kötü bir şekilde yaralandı.
He was born in Osaka.
öğrenmeye başla
O Osaka'da doğdu.
He was drunk on beer.
öğrenmeye başla
O, biradan sarhoş oldu.
He was elected mayor.
öğrenmeye başla
O, belediye başkanı seçildi.
He was made to do so.
öğrenmeye başla
Ona öyle yaptırıldı.
He was out of breath.
öğrenmeye başla
O, nefes nefese idi.
He was put in a cell.
öğrenmeye başla
O bir hücreye konuldu.
He was put in prison.
öğrenmeye başla
O hapseneye atıldı.
He was shot to death.
öğrenmeye başla
O vurularak öldürüldü.
He went to bed early.
öğrenmeye başla
O, yatağa erken gitti.
He will be back soon.
öğrenmeye başla
Yakında geri dönecek.
He's eating an apple.
öğrenmeye başla
O bir elma yiyor.
He's got lung cancer.
öğrenmeye başla
Onun akciğer kanseri var.
He's in bed with flu.
öğrenmeye başla
O grip yüzünden yatakta.
Here comes the train.
öğrenmeye başla
İşte tren geliyor.
Hey you! Please wait.
öğrenmeye başla
Hey siz! Lütfen bekleyin.
Hi! Do you work here?
öğrenmeye başla
Merhaba! Burada mı çalışıyorsunuz?
His blood is boiling.
öğrenmeye başla
Onun kanı kaynıyor.
His hands were empty.
öğrenmeye başla
Onun elleri boştu.
His mother was right.
öğrenmeye başla
Annesi haklıydı.
How big is this park?
öğrenmeye başla
Bu park ne kadar büyük?
How can they do this?
öğrenmeye başla
Onlar bunu nasıl yapabilirler?
How can you say that?
öğrenmeye başla
Onu nasıl söyleyebilirsin?
How deep is the hole?
öğrenmeye başla
Delik ne kadar derin?
How deep is the lake?
öğrenmeye başla
Göl ne kadar derin?
How did he come here?
öğrenmeye başla
O buraya nasıl geldi?
How did the party go?
öğrenmeye başla
Parti nasıl gitti?
How did you get them?
öğrenmeye başla
Onları nasıl aldın?
How do you like that?
öğrenmeye başla
Onun hakkında ne düşünüyorsun?
How fast does he run?
öğrenmeye başla
O ne kadar hızlı çalışır?
How high is Mt. Fuji?
öğrenmeye başla
Fuji Dağı'nın yüksekliği nedir?
How long is the ride?
öğrenmeye başla
Yolculuk ne kadardır?
How much is the tour?
öğrenmeye başla
Tur ne kadar?
How much is this pen?
öğrenmeye başla
Bu kalem ne kadar?
How much is this tie?
öğrenmeye başla
Bu kravat ne kadar?
How was today's game?
öğrenmeye başla
Bugünkü oyun nasıldı?
How was today's test?
öğrenmeye başla
Bugünkü test nasıldı?
How was your weekend?
öğrenmeye başla
Hafta sonun nasıl geçti?
How's Saturday night?
öğrenmeye başla
Cumartesi gecesi nasıl?
I admire your talent.
öğrenmeye başla
Ben senin yeteneğine hayranım.
I agree to your plan.
öğrenmeye başla
Planınızı kabul ediyorum.
I almost believe you.
öğrenmeye başla
Neredeyse size inanıyoruz.
I already called him.
öğrenmeye başla
Ben zaten onu aradım.
I always feel hungry.
öğrenmeye başla
Ben her zaman aç hissediyorum.
I always feel sleepy.
öğrenmeye başla
Her zaman uykulu hissederim.
I am afraid of bears.
öğrenmeye başla
Ayılardan korkarım.
I am afraid of dying.
öğrenmeye başla
Ben ölmekten korkuyorum.
I am eating an apple.
öğrenmeye başla
Ben bir elma yiyorum.
I am leaving at four.
öğrenmeye başla
Ben dörtte gidiyorum.
I am no longer tired.
öğrenmeye başla
Ben artık yorgun değilim.
I am poor at drawing.
öğrenmeye başla
Ben çizimde kötüyüm.
I am ready for death.
öğrenmeye başla
Ben ölmeye hazırım.
I am sure of success.
öğrenmeye başla
Ben başarıdan eminim.
I am terribly hungry.
öğrenmeye başla
Ben korkunç açım.
I applied for a visa.
öğrenmeye başla
Bir vize için başvuruda bulundum.
I bought an old lamp.
öğrenmeye başla
Ben eski bir lamba satın aldım.
I bought her a clock.
öğrenmeye başla
Ona bir saat aldım.
I broke my right leg.
öğrenmeye başla
Ben sağ bacağımı kırdım.
I broke your ashtray.
öğrenmeye başla
Kültablanı kırdım.
I can hear something.
öğrenmeye başla
Ben bir şey duyabiliyorum.
I can ride a bicycle.
öğrenmeye başla
Ben bisiklet sürebilirim.
I can swim very fast.
öğrenmeye başla
Ben çok hızlı yüzebilirim.
I can wait no longer.
öğrenmeye başla
Daha fazla bekleyemem.
I can't afford a car.
öğrenmeye başla
Ben bir araba almayı göze alamam.
I can't do it either.
öğrenmeye başla
Ben de bunu yapamam.
I can't eat any more.
öğrenmeye başla
Ben daha fazla yiyemem.
I can't say for sure.
öğrenmeye başla
Emin olarak söyleyemem.
I can't see anything.
öğrenmeye başla
Ben bir şey göremiyorum.
I can't speak French.
öğrenmeye başla
Fransızca konuşamam.
I caught up with you.
öğrenmeye başla
Ben size yetiştim.
I closed my umbrella.
öğrenmeye başla
Şemsiyemi kapadım.
I collect rare coins.
öğrenmeye başla
Ben nadir paralar toplarım.
I cut myself shaving.
öğrenmeye başla
Tıraş olurken kendimi kestim.
I do not like spring.
öğrenmeye başla
Ben baharı sevmiyorum.
I don't enjoy tennis.
öğrenmeye başla
Ben tenisten hoşlanmıyorum.
I don't feel like it.
öğrenmeye başla
Canım onu istemiyor.
I don't know Russian.
öğrenmeye başla
Rusça bilmiyorum.
I don't like English.
öğrenmeye başla
İngilizceyi sevmiyorum.
I don't mind waiting.
öğrenmeye başla
Beklemeyi umursamıyorum.
I don't mind walking.
öğrenmeye başla
Yürüyüşe itirazım yok.
I don't see Tom much.
öğrenmeye başla
Ben Tom'u çok görmüyorum.
I expect him to come.
öğrenmeye başla
Onun gelmesini bekliyoruz.
I expect much of him.
öğrenmeye başla
Ben ondan çok şey bekliyorum.
I feel like vomiting.
öğrenmeye başla
İçimden kusmak geliyor.
I feel like vomiting.
öğrenmeye başla
Ben kusacakmış gibi hissediyorum.
I feel sorry for her.
öğrenmeye başla
Ben onun için üzülüyorum.
I forget who said it.
öğrenmeye başla
Onu kimin söylediğini unutuyorum.
I forgot his address.
öğrenmeye başla
Ben onun adresini unuttum.
I found him the book.
öğrenmeye başla
Ona kitabı buldum.
I found the building.
öğrenmeye başla
Binayı buldum.
I go to Osaka by bus.
öğrenmeye başla
Osaka'ya otobüsle giderim.
I got it for nothing.
öğrenmeye başla
Ben onu boş yere aldım.
I got my eyes tested.
öğrenmeye başla
Gözlerimi test ettirdim.
I guessed at her age.
öğrenmeye başla
Onun yaşında tahminde bulundum.
I had a heart attack.
öğrenmeye başla
Ben bir kalp krizi geçirdim.
I had my watch fixed.
öğrenmeye başla
Saatimi tamir ettirdim.
I had never seen her.
öğrenmeye başla
Onu hiç görmemiştim.
I had no time to eat.
öğrenmeye başla
Benim yemek için vaktim yoktu.
I hate jealous women.
öğrenmeye başla
Ben kıskanç kadınlardan nefret ederim.
I have a bad sunburn.
öğrenmeye başla
Benim kötü bir güneş yanığım var.
I have a few friends.
öğrenmeye başla
Benim bir kaç arkadaşım var.
I have a job for you.
öğrenmeye başla
Senin için bir işim var.
I have a new bicycle.
öğrenmeye başla
Yeni bir bisikletim var.
I have a new red car.
öğrenmeye başla
Yeni bir kırmızı arabam var.
I have a nice camera.
öğrenmeye başla
Benim güzel bir kameram var.
I have a reservation.
öğrenmeye başla
Rezervasyon yaptırmıştım.
I have a sharp knife.
öğrenmeye başla
Benim keskin bir bıçağım var.
I have a slight cold.
öğrenmeye başla
Ben hafif soğuk almışım.
I have a sore throat.
öğrenmeye başla
Boğazım ağrıyor.
I have a stomachache.
öğrenmeye başla
Karnım ağrıyor.
I have a sweet tooth.
öğrenmeye başla
Ben tatlıya düşkünüm.
I have a wooden comb.
öğrenmeye başla
Benim bir tahta tarağım var.
I am in Paris.
öğrenmeye başla
Paris'teyim.
I have been to India.
öğrenmeye başla
Hindistan'da bulundum.
I have been to Kyoto.
öğrenmeye başla
Kyotoda bulundum.
I have gained weight.
öğrenmeye başla
Kilo aldım.
I have good eyesight.
öğrenmeye başla
Benim iyi görme yeteneğim var.
I have lost my place.
öğrenmeye başla
Ben yerimi kaybettim.
I have lost my watch.
öğrenmeye başla
Kol saatimi kaybettim.
I have lunch at noon.
öğrenmeye başla
Ben öğle yemeğini öğleyin yerim.
I have poor eyesight.
öğrenmeye başla
Benim kötü görüşüm var.
I have seen Mt. Fuji.
öğrenmeye başla
Mt Fuji'yi gördüm.
I have three cameras.
öğrenmeye başla
Üç kameram var.
I have three cousins.
öğrenmeye başla
Üç kuzenim var.
I have to go to work.
öğrenmeye başla
İşe gitmek zorundayım.
I have two bad teeth.
öğrenmeye başla
İki kötü dişim var.
I have two daughters.
öğrenmeye başla
İki kızım var.
I held the door open.
öğrenmeye başla
Ben kapıyı açık tuttum.
I hit on a good idea.
öğrenmeye başla
Aklıma iyi bir fikir geldi.
I hugged her tightly.
öğrenmeye başla
Ben ona sıkıca sarıldım.
I intend to go there.
öğrenmeye başla
Oraya gitmek niyetindeyim.
I just cut my finger.
öğrenmeye başla
Ben az önce parmağımı kestim.
I just took a shower.
öğrenmeye başla
Ben az önce bir duş aldım.
I keep thirteen cats.
öğrenmeye başla
Ben onüç kedi besliyorum.
I know her very well.
öğrenmeye başla
Ben onu çok iyi tanıyorum.
I know him very well.
öğrenmeye başla
Onu çok iyi tanıyorum.
I know the gentleman.
öğrenmeye başla
Beyefendiyi biliyorum.
I know what you mean.
öğrenmeye başla
Ne demek istediğinizi biliyorum.
I know why he did it.
öğrenmeye başla
Onun onu neden yaptığını biliyorum.
I left home at seven.
öğrenmeye başla
Ben yedide evden ayrıldım.
I left the door open.
öğrenmeye başla
Ben kapıyı açık bıraktım.
I lent her my camera.
öğrenmeye başla
Kameramı ona ödünç verdim.
I like coffee better.
öğrenmeye başla
Ben kahveyi daha çok severim.
I like her dark eyes.
öğrenmeye başla
Koyu gözleri severim.
I like Japanese food.
öğrenmeye başla
Japon yemeğini severim.
I like my steak rare.
öğrenmeye başla
Bifteğimi az pişmiş severim.
I like pro wrestling.
öğrenmeye başla
Ben profesyonel güreşi seviyorum.
I like reading books.
öğrenmeye başla
Ben kitap okumayı severim.
I like to eat apples.
öğrenmeye başla
Ben elma yemeyi severim.
I like to sing songs.
öğrenmeye başla
Şarkı söylemekten hoşlanıyorum.
I live in a big city.
öğrenmeye başla
Ben büyük bir şehirde yaşıyorum.
I looked for the key.
öğrenmeye başla
Ben anahtarı aradım.
I love American food.
öğrenmeye başla
Amerikan yemeğini seviyorum.
I love French movies.
öğrenmeye başla
Fransız filmlerini seviyorum.
I love green peppers.
öğrenmeye başla
Yeşil biberleri severim.
I love reading books.
öğrenmeye başla
Kitap okumayı seviyorum.
I made a model plane.
öğrenmeye başla
Ben bir model uçak yaptım.
I made a paper plane.
öğrenmeye başla
Ben bir kağıt uçak yaptım.
I major in economics.
öğrenmeye başla
Ekonomide uzmanlaşıyorum.
I majored in history.
öğrenmeye başla
Ben tarih eğitimi aldım.
I may as well go now.
öğrenmeye başla
Şimdi gidebilirim.
I meant it as a joke.
öğrenmeye başla
Ben onu şaka olarak söylemiştim.
I met a friend there.
öğrenmeye başla
Orada bir arkadaşla karşılaştım.
I met him about noon.
öğrenmeye başla
Yaklaşık öğleyin onunla karşılaştım.
I met Mary yesterday.
öğrenmeye başla
Dün Mary ile buluştum.
I met Tom on the way.
öğrenmeye başla
Yolda Tom'a rastladım.
I mortgaged my house.
öğrenmeye başla
Evimi ipotek ettirdim.
I must buy some milk.
öğrenmeye başla
Ben biraz süt almalıyım.
I must go right away.
öğrenmeye başla
Derhal gitmeliyim.
I need a new bicycle.
öğrenmeye başla
Benim yeni bir bisiklete ihtiyacım var.
I need it right away.
öğrenmeye başla
Ona hemen ihtiyacım var.
I need to go to work.
öğrenmeye başla
Ben işe gitmeliyim.
I need to study math.
öğrenmeye başla
Matematik eğitimi görmeliyim.
I often go to London.
öğrenmeye başla
Sık sık Londra'ya giderim.
I once lived in Rome.
öğrenmeye başla
Ben bir zamanlar Roma'da yaşadım.
I owe him 50,000 yen.
öğrenmeye başla
Ona 50.000 yen borçluyum.
I owe him some money.
öğrenmeye başla
Ona biraz para borçluyum.
I paid $200 in taxes.
öğrenmeye başla
Ben 200 dolar vergi ödedim.
I paid him the money.
öğrenmeye başla
Ona parayı ödedim.
I pumped up the tire.
öğrenmeye başla
Lastiğe hava bastım.
I put on my trousers.
öğrenmeye başla
Pantolonumu giydim.
I put up my umbrella.
öğrenmeye başla
Ben şemsiyemi açtım.
I ran like lightning.
öğrenmeye başla
Ben yıldırım gibi koştum.
I regret going there.
öğrenmeye başla
Oraya gittiğime pişmanım.
I rejected the offer.
öğrenmeye başla
Ben teklifi reddettim.
I am like my mother.
öğrenmeye başla
Ben anneme benzerim.
I run as fast as Jim.
öğrenmeye başla
Jim kadar hızlı koşarım.
I said it might rain.
öğrenmeye başla
Yağmur yağabileceğini düşündüm.
I saw her a week ago.
öğrenmeye başla
Ben bir hafta önce onu gördüm.
I showed her my room.
öğrenmeye başla
Ona kendi odamı gösterdim.
I shut my eyes again.
öğrenmeye başla
Tekrar gözlerimi kapattım.
I sometimes watch TV.
öğrenmeye başla
Bazen TV izlerim.
I sort of understand.
öğrenmeye başla
Ben bir tür anlıyorum.
I studied last night.
öğrenmeye başla
Ben dün gece çalıştım.
I swim in the summer.
öğrenmeye başla
Ben yazın yüzerim.
I talked about music.
öğrenmeye başla
Ben müzik hakkında konuştum.
I think he is honest.
öğrenmeye başla
Onun dürüst olduğunu sanıyorum.
I think he was angry.
öğrenmeye başla
Sanırım o kızgındı.
I think I understand.
öğrenmeye başla
Sanırım anlıyorum.
I think I understood.
öğrenmeye başla
Bence anladım.
I think that's wrong.
öğrenmeye başla
Bence o yanlış.
I think Tom won't go.
öğrenmeye başla
Sanırım Tom gitmeyecek.
I think you're right.
öğrenmeye başla
Sanırım sen haklısın.
I told her not to go.
öğrenmeye başla
Ona gitmemesini söyledim.
I took the wrong bus.
öğrenmeye başla
Ben yanlış bir otobüse bindim.
I traveled by myself.
öğrenmeye başla
Tek başıma seyahat ettim.
I tried not to laugh.
öğrenmeye başla
Ben gülmemeye çalıştım.
I used to drink beer.
öğrenmeye başla
Bira içerdim.
I walked up the hill.
öğrenmeye başla
Ben tepeye yürüdüm.
I want some potatoes.
öğrenmeye başla
Birkaç patates istiyorum.
I want somebody else.
öğrenmeye başla
Ben başka birini istiyorum.
I want to be a nurse.
öğrenmeye başla
Bir hemşire olmak istiyorum.
I want to drink milk.
öğrenmeye başla
Ben süt içmek istiyorum.
I want to play cards.
öğrenmeye başla
Ben kart oynamak istiyorum.
I want to study math.
öğrenmeye başla
Ben matematik okumak istiyorum.
I wanted to go there.
öğrenmeye başla
Ben oraya gitmek istedim.
I was at the theater.
öğrenmeye başla
Ben tiyatrodaydım.
I was busy yesterday.
öğrenmeye başla
Dün meşguldüm.
I was in Canada then.
öğrenmeye başla
O zaman Kanada'daydım.
I was looking at her.
öğrenmeye başla
Ona bakıyordum.
I went into the army.
öğrenmeye başla
Orduya girdim.
I will come with you.
öğrenmeye başla
Sizinle geleceğim.
I will have him come.
öğrenmeye başla
Onu gelmiş.
I will never see him.
öğrenmeye başla
Onu asla görmeyeceğim.
I'll take you home.
öğrenmeye başla
Seni eve götüreceğim.
I wish I were taller.
öğrenmeye başla
Keşke daha uzun boylu olsam.
I wish this was over.
öğrenmeye başla
Keşke bu bitse.
I wish Tom were here.
öğrenmeye başla
Keşke Tom burada olsa.
I'd like to check in.
öğrenmeye başla
Ben giriş yapmak istiyorum.
I want to kiss you.
öğrenmeye başla
Seni öpmek istiyorum.
I'd like to watch TV.
öğrenmeye başla
TV izlemek istiyorum.
I'd rather stay here.
öğrenmeye başla
Ben burada kalmayı tercih ederim.
I'll admit I'm wrong.
öğrenmeye başla
Ben hatalı olduğumu itiraf ederim.
I'll be glad to come.
öğrenmeye başla
Gelmekten memnuniyet duyarım.
I'll be watching you.
öğrenmeye başla
Seni izliyor olacağım.
I'll bite the bullet.
öğrenmeye başla
Sıkıntıya katlanacağım.
I'll buy you a drink.
öğrenmeye başla
Sana bir içecek alacağım.
I'll buy you a drink.
öğrenmeye başla
Sana bir içki ısmarlayacağım.
I'll call my husband.
öğrenmeye başla
Kocamı arayacağım.
I'll call you a taxi.
öğrenmeye başla
Size bir taksi çağıracağım.
I'll do what you ask.
öğrenmeye başla
İstediğini yapacağım.
I'll give you a book.
öğrenmeye başla
Sana bir kitap vereceğim.
I'll give you a lift.
öğrenmeye başla
Seni arabayla götüreceğim.
I'll give you a shot.
öğrenmeye başla
Sana bir enjeksiyon vereceğim.
I'll live on welfare.
öğrenmeye başla
Ben refah yaşayacağım.
I'll make sure of it.
öğrenmeye başla
Ondan emin olacağım.
I'll never leave you.
öğrenmeye başla
Seni asla terk etmeyeceğim.
I'll never lose hope.
öğrenmeye başla
Umudumu asla kaybetmeyeceğim.
I'll see if he is in.
öğrenmeye başla
Onun evde olup olmadığına bakacağım.
I'll take care of it.
öğrenmeye başla
Ben onunla ilgilenirim.
I'll wash the dishes.
öğrenmeye başla
Ben bulaşıkları yıkayacağım.
I'm afraid he is ill.
öğrenmeye başla
Korkarım ki o hasta.
I'm against the bill.
öğrenmeye başla
Faturaya itirazım var.
I'm all out of ideas.
öğrenmeye başla
Ben tüm fikirlerin dışındayım.
I'm all set to start.
öğrenmeye başla
Kalkışa hazırım.
I'm allergic to fish.
öğrenmeye başla
Ben balığa alerjim var.
I'm attracted to him.
öğrenmeye başla
Ona ilgi duyuyorum.
I'm depending on you.
öğrenmeye başla
Ben sana bağlıyım.
I'm doing the dishes.
öğrenmeye başla
Ben bulaşıkları yıkıyorum.
I'm dying to see you.
öğrenmeye başla
Seni görmek için can atıyorum.
I feel fine now.
öğrenmeye başla
Şimdi iyi hissediyorum.
I'm glad I was there.
öğrenmeye başla
Orada olduğuma memnunum.
I'm glad to meet you.
öğrenmeye başla
Tanıştığımıza sevindim.
I'm going to go home.
öğrenmeye başla
Eve gideceğim.
I'm good at Japanese.
öğrenmeye başla
Japoncada iyiyim.
I'm happy to see you.
öğrenmeye başla
Seni gördüğüme mutluyum.
I'm in a hurry today.
öğrenmeye başla
Bugün acelem var.
I'm in love with her.
öğrenmeye başla
Ben ona aşığım.
I'm in the same boat.
öğrenmeye başla
Ben aynı gemideyim.
I'm just another man.
öğrenmeye başla
Ben sadece başka bir adamım.
I'm just watching TV.
öğrenmeye başla
Ben sadece TV izliyorum.
I'm looking for work.
öğrenmeye başla
Ben iş arıyorum.
I'm not at all tired.
öğrenmeye başla
Ben hiç yorgun değilim.
I'm paid by the hour.
öğrenmeye başla
Bana saat ücreti ödeniyor.
I'm sorry I can't go.
öğrenmeye başla
Üzgünüm gidemem.
I'm sorry to hear it.
öğrenmeye başla
Onu duyduğuma üzüldüm.
I'm studying English.
öğrenmeye başla
İngilizce eğitimi yapıyorum.
I'm sure they'll win.
öğrenmeye başla
Ben onların kazanacaklarından eminim.
I'm walking with her.
öğrenmeye başla
Onunla yürüyorum.
I'm writing a letter.
öğrenmeye başla
Ben bir mektup yazıyorum.
I was there once.
öğrenmeye başla
Bir zamanlar oradaydım.
I've changed my mind.
öğrenmeye başla
Ben fikrimi değiştirdim.
I've got a good idea.
öğrenmeye başla
Benim iyi bir fikrim var.
I've heard about you.
öğrenmeye başla
Senin hakkında duydum.
I've lost my car key.
öğrenmeye başla
Arabamın anahtarını kaybettim.
I've lost my glasses.
öğrenmeye başla
Benim gözlüğümü kaybettim.
I made my decision.
öğrenmeye başla
Kararımı verdim.
I've nothing to give.
öğrenmeye başla
Verecek bir şeyim yok.
Is eating pork a sin?
öğrenmeye başla
Domuz eti yemek günah mı?
Is Emily at home now?
öğrenmeye başla
Emily şimdi evde mi?
Is he reading a book?
öğrenmeye başla
O bir kitap okuyor mu?
Is his pulse regular?
öğrenmeye başla
Onun nabız düzenli mi?
Is it difficult work?
öğrenmeye başla
O, zor iş midir?
Is it hot over there?
öğrenmeye başla
Oradaki sıcak mı?
Is it open on Sunday?
öğrenmeye başla
Pazar günü açık mı?
Is my answer correct?
öğrenmeye başla
Benim cevabım doğru mu?
Is she a pretty girl?
öğrenmeye başla
O güzel bir kız mı?
Is she a taxi driver?
öğrenmeye başla
O bir taksi soförü mü?
Is she making a doll?
öğrenmeye başla
O bir oyuncak bebek yapıyor mu?
Is that a bus or car?
öğrenmeye başla
O, bir otobüs yoksa araba mı?
Is that answer right?
öğrenmeye başla
O cevap doğru mudur?
Is there an elevator?
öğrenmeye başla
Bir asansör var mı?
Is this book Takeo's?
öğrenmeye başla
Bu kitap Takeo'nun mu?
Is this diamond real?
öğrenmeye başla
Bu elmas gerçek mi?
Is this pencil yours?
öğrenmeye başla
Bu kalem senin mi?
Is your trunk locked?
öğrenmeye başla
Bagajın kilitli mi?
It began to sprinkle.
öğrenmeye başla
Yağmur çiselemeye başladı.
It is already eleven.
öğrenmeye başla
Saat zaten on bir.
It'll probably rain.
öğrenmeye başla
Muhtemelen yağmur yağacak.
It's very hot today.
öğrenmeye başla
Bugün hava çok sıcak.
Stealing is wrong.
öğrenmeye başla
Çalmak yanlıştır.
It looks like a duck.
öğrenmeye başla
O bir ördek gibi görünüyor.
It looks like an egg.
öğrenmeye başla
Bir yumurta gibi görünüyor.
It may rain tomorrow.
öğrenmeye başla
Yarın yağmur yağabilir.
It only costs $10.00!
öğrenmeye başla
Maliyeti sadece 10,00 dolar!
It pays to be polite.
öğrenmeye başla
O, nazik olmak için öder.
It took half an hour.
öğrenmeye başla
O yarım saat sürdü.
It was a long letter.
öğrenmeye başla
Bu uzun bir mektuptu.
It was a quiet night.
öğrenmeye başla
Sakin bir geceydi.
It was I who met him.
öğrenmeye başla
Onunla tanışan bendim.
It will rain tonight.
öğrenmeye başla
Bu gece yağmur yağacak.
It's a good question.
öğrenmeye başla
O iyi bir soru.
It's a piece of cake.
öğrenmeye başla
Onu yapmak çok kolay.
It's a waste of time.
öğrenmeye başla
Bu bir zaman kaybıdır.
It's all over for us.
öğrenmeye başla
Bizim için herşey bitti.
It's all Tom's fault.
öğrenmeye başla
Onun hepsi Tom'un hatası.
It's an easy victory.
öğrenmeye başla
O kolay bir zafer.
It's behind schedule.
öğrenmeye başla
Bu, proğramın gerisinde.
It's better as it is.
öğrenmeye başla
Olduğu gibi daha iyi.
It's boiling in here.
öğrenmeye başla
Burada hava çok bunaltıcı.
It's fun to watch TV.
öğrenmeye başla
TV izlemek eğlenceli.
It's good to be home.
öğrenmeye başla
Evde olmak iyi.
It's good to see you.
öğrenmeye başla
Seni görmek güzel.
It's my CD, isn't it?
öğrenmeye başla
Bu benim CD, öyle değil mi?
It's noisy next door.
öğrenmeye başla
Yan komşu gürültülü.
It's nothing serious.
öğrenmeye başla
Bu ciddi bir şey değil.
It's perfectly white.
öğrenmeye başla
Mükemmel beyaz.
It's really horrible.
öğrenmeye başla
O gerçekten korkunç.
It's time for dinner.
öğrenmeye başla
Akşam yemeği zamanı.
It's under the table.
öğrenmeye başla
O, masanın altındadır.
Jack collects stamps.
öğrenmeye başla
Jack pullar toplar.
Jane is out shopping.
öğrenmeye başla
Jane alışverişe çıktı.
Jane looks very pale.
öğrenmeye başla
Jane çok solgun görünüyor.
Jim likes the doctor.
öğrenmeye başla
Jim doktoru seviyor.
John called me names.
öğrenmeye başla
John bana küfretti.
John started the car.
öğrenmeye başla
John arabayı çalıştırdı.
Just keep moving.
öğrenmeye başla
Sadece yürümeye devam edin.
Keep the door locked.
öğrenmeye başla
Kapıyı kilitli tutun.
Keep your room clean.
öğrenmeye başla
Odanızı temiz tutun.
Ken beat me at chess.
öğrenmeye başla
Ken satrançta beni yendi.
Lend me your bicycle.
öğrenmeye başla
Bana bisikletini ödünç ver.
Let me say one thing.
öğrenmeye başla
Bir şey söyleyeyim.
Let me take you home.
öğrenmeye başla
Seni eve götüreyim.
Let's check it later.
öğrenmeye başla
Onu daha sonra kontrol edelim.
Let's clean our room.
öğrenmeye başla
Odamızı temizleyelim.
Let's go by taxi, OK?
öğrenmeye başla
Taksiyle gidelim, Tamam mı?
Let's meet on Sunday.
öğrenmeye başla
Pazar günü buluşalım.
Let's not waste time.
öğrenmeye başla
Zaman israf etmeyelim.
Let's play it by ear.
öğrenmeye başla
Onu notasız çalalım.
Let's play something.
öğrenmeye başla
Birşey oynayalım.
Let's take a picture.
öğrenmeye başla
Bir resim çekelim.
Let's try once again.
öğrenmeye başla
Bir kez daha deneyelim.
Lincoln died in 1865.
öğrenmeye başla
Lincoln 1865 yılında öldü.
Look at that big dog.
öğrenmeye başla
Şu büyük köpeğe bak.
Look at that picture.
öğrenmeye başla
Şu resme bak.
Look at the dog jump.
öğrenmeye başla
Köpeğin atlamasına bak.
Look at this picture.
öğrenmeye başla
Bu resime bak.
Look at those clouds.
öğrenmeye başla
Şu bulutlara bakın.
Look before you leap.
öğrenmeye başla
Atlamadan önce bak.
Lucy is from America.
öğrenmeye başla
Lucy Amerika'dan geldi.
Lucy is from America.
öğrenmeye başla
Lucy Amerikalıdır.
Many trees fell down.
öğrenmeye başla
Birçok ağaç yıkıldı.
Maria's hair is long.
öğrenmeye başla
Maria'nın saçı uzundur.
Mary became a typist.
öğrenmeye başla
Mary bir daktilocu oldu.
Mary designs dresses.
öğrenmeye başla
Mary elbiseleri tasarlıyor.
Mary is a single mom.
öğrenmeye başla
Mary yalnız bir anne.
Mary is Tom's cousin.
öğrenmeye başla
Mary Tom'un kuzeni.
Mary is Tom's mother.
öğrenmeye başla
Mary Tom'un annesidir.
Mary is Tom's sister.
öğrenmeye başla
Mary Tom'un kız kardeşi.
Mary plays the piano.
öğrenmeye başla
Mary piyano çalar.
Can I ask a question?
öğrenmeye başla
Bir soru sorabilir miyim?
May I borrow this CD?
öğrenmeye başla
Bu CD'yi ödünç alabilir miyim?
May I go out to play?
öğrenmeye başla
Ben oynamak için dışarı çıkabilir miyim?
May I have a blanket?
öğrenmeye başla
Ben bir battaniye alabilir miyim.
May I have a program?
öğrenmeye başla
Bir proğram alabilir miyim?
May I have a receipt?
öğrenmeye başla
Ben bir makbuz alabilir miyim.
May I have this book?
öğrenmeye başla
Ben bu kitabı alabilir miyim?
May I have your name?
öğrenmeye başla
İsminizi alabilir miyim?
May I help you ma'am?
öğrenmeye başla
Size yardımcı olabilir miyim, madam?
May I play the piano?
öğrenmeye başla
Piyano çalabilir miyim?
May I take your coat?
öğrenmeye başla
Paltonuzu alabilir miyim?
May I turn on the TV?
öğrenmeye başla
Televizyonu açabilir miyim?
May I use some paper?
öğrenmeye başla
Biraz kağıt kullanabilir miyim?
May I use the toilet?
öğrenmeye başla
Ben tuvaleti kullanabilir miyim?
Can I use your phone?
öğrenmeye başla
Telefonunuzu kullanabilir miyim?
Maybe Jane will come.
öğrenmeye başla
Belki Jane gelecektir.
Maybe you'll succeed.
öğrenmeye başla
Belki başaracaksın.
Miho plays the piano.
öğrenmeye başla
Miho piyano çalar.
Mike swims very well.
öğrenmeye başla
Mike çok iyi yüzer.
Milk makes us strong.
öğrenmeye başla
Süt bizi güçlendirir.
Misery loves company.
öğrenmeye başla
Sefalet şirketi seviyor.
Most people think so.
öğrenmeye başla
Çoğu insan, öyle düşünüyor.
My camera was stolen.
öğrenmeye başla
Kameram çalındı.
My car's in the shop.
öğrenmeye başla
Arabam dükkanda.
My eyes are watering.
öğrenmeye başla
Gözlerim sulanıyor.
My headache has gone.
öğrenmeye başla
Benim baş ağrım geçti.
My hobby is shopping.
öğrenmeye başla
Hobim alışveriştir.
My house was on fire.
öğrenmeye başla
Benim evim yanıyordu.
My mother cooks well.
öğrenmeye başla
Benim annem iyi yemek pişirir.
My plan was rejected.
öğrenmeye başla
Planım reddedildi.
My pocket was picked.
öğrenmeye başla
Cebim soyuldu.
My school has a band.
öğrenmeye başla
Benim okulun bir grubu var.
My sister is married.
öğrenmeye başla
Kızkardeşim evlidir.
My socks aren't here.
öğrenmeye başla
Benim çoraplarım burada değil.
My son is not a snob.
öğrenmeye başla
Oğlum bir züppe değildir.
My study is upstairs.
öğrenmeye başla
Benim çalışma odam yukarıda.
My uncle keeps a dog.
öğrenmeye başla
Amcam bir köpek besliyor.
My watch is accurate.
öğrenmeye başla
Saatim doğrudur.
Nancy is from London.
öğrenmeye başla
Nancy Londra'lıdır.
Nancy looks so tired.
öğrenmeye başla
Nancy çok yorgun görünüyor.
Nancy smiled happily.
öğrenmeye başla
Nancy mutlu şekilde gülümsedi.
Neither is beautiful.
öğrenmeye başla
Hiçbiri güzel değil.
No news is good news.
öğrenmeye başla
Hiçbir haber iyi haber değildir.
Nobody saw Tom do it.
öğrenmeye başla
Onu Tom'un yaptığını kimse görmedi.
Oil is running short.
öğrenmeye başla
Yağ azalıyor.
One of them is a spy.
öğrenmeye başla
Onlardan biri bir casus.
Open your mouth wide.
öğrenmeye başla
Ağzınızı geniş açın.
Our dog seldom bites.
öğrenmeye başla
Bizim köpek nadiren ısırır.
Pack them in the box.
öğrenmeye başla
Kutusunda paketleyin.
People call him Dave.
öğrenmeye başla
İnsanlar ona Dave diyor.
Perhaps he will come.
öğrenmeye başla
O belki gelecek.
Playing cards is fun.
öğrenmeye başla
Kart oynamak eğlencelidir.
Please do it quickly.
öğrenmeye başla
Lütfen onu hızlı bir şekilde yap.
Please do that again.
öğrenmeye başla
Lütfen onu tekrar yapma.
Please drop in on us.
öğrenmeye başla
Lütfen bize uğra.
Please go right away.
öğrenmeye başla
Lütfen hemen git.
Please help yourself.
öğrenmeye başla
Buyrun.
Please keep in touch.
öğrenmeye başla
Lütfen görüşelim.
Please lock the safe.
öğrenmeye başla
Lütfen kasayı kilitle.
Please open this box.
öğrenmeye başla
Lütfen bu kutuyu aç.
Please open your bag.
öğrenmeye başla
Lütfen çantanı aç.
Please open your bag.
öğrenmeye başla
Lütfen çantanızı açın.
Please read after me.
öğrenmeye başla
Lütfen benden sonra okuyunuz.
Please save my place.
öğrenmeye başla
Lütfen benim yerimi ayırın.
Please send for help.
öğrenmeye başla
Lütfen yardım gönderin.
Please shut the door.
öğrenmeye başla
Lütfen kapıyı kapat.
Please think it over.
öğrenmeye başla
Lütfen onun üzerinde düşün.
Please turn the page.
öğrenmeye başla
Lütfen sayfayı çevir.
Press the bell twice.
öğrenmeye başla
Zili iki kez çalın.
Push the button here.
öğrenmeye başla
Buradaki butona bas.
Put away your things.
öğrenmeye başla
Eşyalarını yerine koy.
Put away your wallet.
öğrenmeye başla
Cüzdanını ortadan kaldır.
Put down your pencil.
öğrenmeye başla
Kalem aşağı koyun.
Raise your left hand.
öğrenmeye başla
Sol elinizi kaldırın.
Save for a rainy day.
öğrenmeye başla
Kötü bir gün için tasarruf yapın.
See you at the party.
öğrenmeye başla
Partide görüşürüz.
Seiko has no sisters.
öğrenmeye başla
Seiko'nun hiç kız kardeşi yok.
Send the kids to bed.
öğrenmeye başla
Çocukları yatağa gönder.
Send this by airmail.
öğrenmeye başla
Bunu havayolu ile gönder.
Shake hands with him.
öğrenmeye başla
Onunla tokalaş.
Shall we go together?
öğrenmeye başla
Birlikte gidelim mi?
She acted as a guide.
öğrenmeye başla
O bir rehber olarak görev yapmıştır.
She always buys milk.
öğrenmeye başla
O her zaman süt alır.
She always gets lost.
öğrenmeye başla
O her zaman kaybolur.
She arrived in a car.
öğrenmeye başla
O bir araba ile geldi.
She became a postman.
öğrenmeye başla
O bir postacı oldu.
She bought a chicken.
öğrenmeye başla
O, bir tavuk satın aldı.
She bought him a car.
öğrenmeye başla
Ona bir araba satın aldı.
She bought him a dog.
öğrenmeye başla
Ona bir köpek aldı.
She called me a taxi.
öğrenmeye başla
Bana bir taksi çağırdı.
She can speak French.
öğrenmeye başla
O, Fransızca konuşabilir.
She cooked him meals.
öğrenmeye başla
Ona yemekler pişirilir.
She did not go there.
öğrenmeye başla
O, oraya gitmedi.
She fell on her face.
öğrenmeye başla
O yüzünün üstüne düştü.
She felt like crying.
öğrenmeye başla
Canı ağlamak istiyordu.
She fixed us a snack.
öğrenmeye başla
O bize bir aperatif hazırladı.
She found him a seat.
öğrenmeye başla
Ona bir koltuk buldu.
She gave him a clock.
öğrenmeye başla
O, ona bir saat verdi.
She gave him the car.
öğrenmeye başla
Ona arabayı verdim.
She got him to drive.
öğrenmeye başla
Ona araba sürdürdü.
She got what he said.
öğrenmeye başla
O, onun söylediğini anladı.
She has a hot temper.
öğrenmeye başla
O çok öfkeli.
She has a kind heart.
öğrenmeye başla
Onun nazik bir kalbi var.
She has forgiven him.
öğrenmeye başla
O, onu bağışladı.
He has ten children.
öğrenmeye başla
O on çocuğa sahiptir.
She heard him scream.
öğrenmeye başla
O, onun çığlığını duydu.
She held him tightly.
öğrenmeye başla
O sıkıca tuttu.
She held up her head.
öğrenmeye başla
O, başını kaldırdı.
She is a bad speaker.
öğrenmeye başla
O kötü bir konuşmacı.
She is a blonde girl.
öğrenmeye başla
O, sarışın bir kız.
She is a good dancer.
öğrenmeye başla
O iyi bir dansçı.
She is a pretty girl.
öğrenmeye başla
O güzel bir kız.
She is a quiet woman.
öğrenmeye başla
O sessiz bir kadın
She is a real beauty.
öğrenmeye başla
O gerçek bir güzellik.

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.