sözlük Rus - Türk

русский язык - Türkçe

около bacak bacak üstüne atmış:

1. yakın yakın


Sana daha yakın yaşamak isterim.
Okul eve çok yakın. Bu yüzden evden okula yürüyorum.
En yakın banka nerede?
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
Yaralılar ambulanslarla en yakın hastaneye götürüldü.
Yakın zamanda Fransa'dan döndü.
Oyun oynamak için hava boşluğuna yakın yerleri seçmeyin.
Yakın gelecekte, AIDS'e son verebileceğiz.
Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.
Okula yakın yaşadığımdan dolayı,öğle yemeği için eve geliyorum.
Gök gürültüsü bir fırtınanın yakın olduğunu gösteriyor.
Evim istasyona yakın.
Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir.
Restoranımız güneydeki otobüs istasyonuna yakın.

2. neredeyse


O neredeyse ölüyordu.
Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
Aslına bakılırsa tekliflerimiz neredeyse aynıydı.
Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg neredeyse bir kazanova.
Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
Sahra Çölü, neredeyse Avrupa kadar büyük.
Tüm Mısır halkını fakirleştirdiğinden dolayı neredeyse tüm dünya Hüsnü Mübarek'i kınıyor.
Bu hediyelerin neredeyse tamamı kadınlarındı.
Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.
Ne yazık ki neredeyse hiç Almanca konuşamıyorum.
Neredeyse yarım saattir bekliyorum.
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
Neredeyse tüm öğrenciler İngilizceden hoşlanıyor.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.